Microsoft’un kurucusu, önde gelen bir girişimci, yatırımcı ve iş insanı olan Bill Gates’in, “en sıra dışı ve zor yıl” olarak nitelendirdiği 2021 yılının bitmesine artık sadece günler kaldı. 2021’i zor ve sıra dışı yapan etkenlere baktığımızda, global ölçekte, tüm insanlığı ilgilendiren sorunlar ile ortaklaşa mücade etmek durumunda kaldığımızı görmekteyiz: Pandeminin bitmeyen etkileri, iklim krizi kaynaklı sıradışı doğa olaylarının artışı, ekonomik sıkıntılar, kuraklık, vb…
Öte yandan, ara ara sizlerle paylaştığım üzere, tüm bu sorunlar ile mücadelede teknoloji çoğu zaman bizlere destek olabiliyor. Bu nedenle de yeni bir yıla girerken, önümüzdeki 12 ay boyunca yeni teknolojilerin neden olacağı değişimi ve hayatımız üzerindeki etkilerini detaylı olarak incelemekte yarar görüyorum. Ne yazık ki son iki yıldır olduğu gibi, 2022’de de Covid-19’un negatif etkilerini görmeyi sürdüreceğiz. Korona ile birlikte iş yapış, eğitim, ulaşım, inovasyon ve işbirliği süreçlerinde oldukça radikal değişimler yaşadık. Tüketici alışkanlıkları ve tercihlerinde de meydana gelen yeni beklentiler ile birlikte, her alanda adaptasyon ihtiyacı kendini gösterdi. Bununla birlikte, bu dönem, eğer motivasyon ve doğru yönetim olduğu takdirde, dönüştürücü değişimin uygulanmasının, bir zamanlar düşünüldüğü kadar zor olmadığını da göstermiş oldu.
Önde gelen araştırma şirketlerinden Mc Kinsey’e göre, önümüzdeki on yılda, önceki 100 yılda yaşadığımızdan çok daha fazla teknolojik ilerleme yaşayacağız. Kanada başbakanı Trudeau geçtiğimiz yıllarda katıldığı bir etkinlikte: “Değişim, hiç bu kadar hızlı olmamıştı, ancak bir daha asla yavaş olmayacağına da eminim…” diyerek teknolojik gelişmelerin hızının altını çizmişti. Ben de “Teknolojiye karşı insanlık” başlıklı yazımda teknolojinin üssel gelişimi ve bu gelişimin toplum ve insanlar üzerindeki etkilerine değinmiştim (https://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/ergi-sener/teknolojiye-karsi-insanlik-41946519)… 2021’i bitirirken, iklim krizine karşı sürdürülebilirlik projeleri, sürekli artan veri hacimleri ve artan bilgi güvenliği ihtiyaçları, metaverse ve yapay zekanın gelişmesine yönelik düzenlemeler ve bu teknolojilerin etik anlayışı gibi konuların önem kazandığını görüyoruz. Bu yazımda, 2022’de öne çıkacak ve hepimizin hayatlarında büyük etkiye neden olacak teknoloji trendlerini analiz ettim.
Yapay zeka (Artificial Intelligence – AI) her yerde
2021’de en çok odaklandığım ve paylaştığım alanların başında yapay zekanın gelişimi yer almaktaydı. 2022’de, AI’ın her sektörü dönüştürecek şekilde gelişmeye devam edeceğini göreceğiz. Gartner’a göre yapay zeka yazılımlarında, 2022 yılında küresel olarak 62,5 milyar dolarlık gelir olacağı tahmin ediliyor. Başka bir araştırma şirketi Forrestar’a göre, robot izleme uzmanları, veri bilimcileri, otomasyon uzmanları, yapay zeka mimarları ve yapay zeka araştırmacıları dahil olmak üzere 2025 yılına kadar, gelişmiş ülkelerdeki yeni işlerin % 9’unun yapay zeka, makine öğrenimi ve otomasyon odaklı olacağı belirtiliyor.
Hemen her alana doğru hızla yayılan yapay zeka alanında, 2022’de öne çıkan konu “etik” olacak. Yapay zeka teknolojisi muazzam faydalar sağlarken, etik ilkeleri, yönergeleri, politikaları ve düzenlemeleri tartışılmaya devam edecek. Özellikle şirketlerin artık, yapay zeka teknolojilerinin “yapabileceklerinden” ziyade, “ne yapması gerektiğine” odaklanmasında yarar var.
Kişiselleştirilmiş servisler için yapay zeka
Tüketici davranışlarını analiz ederek kişiselleştirilmiş hizmetler sağlamak için, AI, müşterilerin aramalarından, firmalar ile etkileşimlerinden, lokasyonlarından ve geçmiş alışveriş verilerinden bir takım sonuçlar çıkarıyor. Doğal dil işleme ile ses komutlu dijital asistanlar ya da sohbet robotları (chatbot), günümüzde yapay zekanın en ilgi çeken kişiselleştirilmiş servislerinden biri. Ancak, bu hiç de kolay değil. Sohbet robotlarındaki, soru-cevap sürecinin, iki kişi arasındaki ideal, tipik bir konuşmaya benzemesi için, arka planda oldukça gelişmiş yapay zeka algoritmalarını kurgulamak gerekiyor. Robotlardan, hem soruyu doğru yanıtlaması, hem de yanıt verirken soruyu soran kişinin niyetini, ruh halini hesaba katması bekleniyor ki, şu anki sonuçlar halen bu beklentiyi karşılayacak seviyede değil. 2022, müşteri destek sistemlerinde, müşteri ile iletişimde ve dijital asistan servislerinde yapay zekadan daha fazla ve daha kişisel olarak yararlanıldığı bir dönem olacak.
Bu alanda bir takım örnekler vermek gerekirse, Mastercard, müşterilerin ne istediğini anlamak ve sorularına gerçek bir insanmış gibi yanıt vermek için, bazı karmaşık sorguların bile işlenmesini otomatikleştiren bir Facebook Messenger botu geliştirdi. Bir havayolu şirketi olan Easy Jet ise, müşterilerin seyahat geçmişini kullanarak kişiselleştirilmiş içerikler oluşturan ve daha sonra nereye seyahat etmek istediklerini öneren veriye dayalı bir kampanya başlattı.
Başka başarılı bir örnek ise, kişiselleştirmeyi en iyi şekilde uygulamak için satın alma geçmişi ve konum gibi verilere dayanan oyunlaştırılmış bir mobil uygulama tasarlayan Starbucks. Starbucks, mobil uygulaması üzerinden, müşterilerin içeceklerini kişiselleştirmelerine olanak tanıyor ve geliri 2,56 milyar dolara çıkan ödül sistemiyle daha fazla kullanımı teşvik ediyor.
Değer sağlayan veri yönetimi tasarlamak için “karar zekası” (Decision Intelligence – DI)
2022’de, veri yönetimi, veri operasyonları ve veri koruma stratejilerini uyumlu hale getirmek için yeni çözümler ve yenilikler göreceğiz. Dijitalleşme çağında veri yönetimi, kuruluşların anlamlı müşteri içgörüleri elde etmelerine, pazar eğilimlerini tahmin etmelerine ve tedarik zinciri gereksinimlerine yardımcı olma noktasında çok daha önemli hale geliyor.
Karar Zekası, şirketlerin ve iş liderlerinin bir kararın olası sonuçlarını bir hamle yapmadan önce anlamalarına yardımcı olmak için tasarlanmış yapay zekanın gelişen bir alanı. Karar Zekası, verilerle beslenerek, yapay zeka ile verilerin değerinin ortaya çıkmasına yardımcı oluyor. Diğer bir deyişle, işletme düzeyinde daha sağlıklı ve tutarlı kararların alınmasını kolaylaştırıyor. Önümüzdeki iki yıl içinde, büyük işletmelerin üçte birinin, DI kullanarak daha yapılandırılmış karar verme yaklaşımına ulaşıp, rekabet güçlerini artıracakları düşünülüyor. Dünya Ekonomik Forumu’nun üst düzey yöneticiler ile gerçekleştirdiği bir araştırmada da 2026’ya kadar, yönetim kurulu toplantılarında alınan kararların desteklenmesi ya da “2. bir görüş” alınması adına DI sistemlerinden sıkça yararlanılacağını göreceğiz.
Uzaktan çalışma için teknolojiden yararlanma
Salgın başlamadan önce çoğu insan, kuruluşların ofis dışı çalışma ortamlarında yenilik yapamayacağına inanıyordu. Sürdürülebilir bir şekilde uzaktan çalışma çözümlerine uyum sağlamanın uygun yollarını bulan şirketler, pandemi devam ederken pazarda daha yüksek rekabet seviyelerine ulaştı. Bir yandan da, daha verimli ve daha kullanışlı uzaktan çalışma teknolojileri, sürekli artan değişim için hayati hale geldi. Çalışanların çoğu da, uzaktan çalışma opsiyonunu benimseyip, bunu talep etmeye başladı. Ayrıca, yatırımcılar ve analistler, bir işletmenin değişime karşı direncini değerlendirmek için bu yenilikçi uzaktan çalışma politikalarını değerlendirmeye almaya başlamış durumdalar.
2022’de de işletmeler, çalışanları nerede olursa olsun, maksimum katılımlarını ve üretkenliklerini sağlamak için dijital çalışma ve işbirliği kültürünü ve süreçlerini kurgulamaya devam edecekler.
Bağlantılı ve temassız bir ekosistem
Ericsson’ın öngörüsü doğrultusunda, 2022 yılına kadar yaklaşık 29 milyar bağlı cihaz olacak ve bunların yaklaşık 18 milyarı IoT (internet of things – nesnelerin interneti) ile ilgili olacak. IoT ile kuruluşların daha doğru ve zamanında kararlar alması, verimliliği artırması ve işletmelerin çevre üzerindeki etkisini azaltması hedefleniyor.
Sensörlerin daha fazla benimsenmesi, kuruluşların ve sektörlerin her düzeyde temassız otomasyona geçmesini sağlayarak, sosyal mesafe normlarını korumalarına ve güvenli bir çalışma ortamı oluşturmalarına da yardımcı olacak. Çalışanlar kademeli olarak ofislerine dönmeye devam ederken; kurumlar salgına dayanıklı bir çalışma ortamı geliştirmek için temassız teknolojileri test etmeye ve uygulamaya yönelik modelleri tasarlamaya devam edecekler.
Bağımsız bir yönetim ve teknoloji danışmanlığı şirketi olan BearingPoint tarafından hazırlanan bir rapora göre, bağlantılı sensörler ve makineler, devam eden bir devrimin zirvesinde ve bizi her şeyin ölçüldüğü bir dünyaya doğru götürüyor.
Sanal Gerçeklik (Virtual Reality – VR) ve Artırılmış Gerçeklik (Augmented Reality – AR) uygulama alanları genişliyor
Sanal ve artırılmış gerçeklik teknolojileri, fiziksel ve dijital dünya arasındaki mesafeyi ortadan kaldırıyor. AR ve VR, eğitim, eğlence, pazarlama ve rehabilitasyon süreçlerinde muazzam bir potansiyele sahip. Artırılmış gerçeklik ile satıcılar artık gerçekçi üç boyutlu ürün modelleri oluşturarak potansiyel alıcıların ürünü satın almadan önce ellerindeymiş ya da evlerindeymiş gibi görmelerine olanak tanıyor. Bu, yalnızca satın almak istediğiniz ürünün daha doğru bir örneğini sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda insanları emin olmadıkları şeyleri satın alma süreçlerinde doğru kararlar almalarına yardımcı oluyor. Bu alanda öne çıkan uygulama sağlayan firmaların başında gelen Ikea, müşterilerin şirketin kataloğuna göz atmalarına, mobilyaların 3D görüntülerini doğrudan fiziksel ortamlarına yerleştirerek satın alma kararları vermelerine olanak tanıyan bir artırılmış gerçeklik uygulaması geliştirdi.
Öte yandan, 2022’de özellikle, VR’ın eğlence dışındaki alanlarda artan uygulamalarını görmeye başlayacağız. Daha uygun fiyatlı ürünler ve AI ve 5G’nin sağladığı daha hızlı internet sayesinde VR’ın her zamankinden daha yaygın ve daha gerçekçi hale geleceği düşünülüyor. Örneğin, araştırmacılar, öğrenciler ve tıp uzmanları, soyut ve karmaşık konular hakkında daha fazla bilgi edinmek için bu teknolojilerden yaralanabilir. Doktorları ameliyat yapma konusunda eğitmek, müze müdavimlerine daha derin bir deneyim sunmak, tema parklarını geliştirmek ve hatta pazarlamayı daha etkin kılmak için de bu teknolojilerden destek alınabilir. Filmler ve oyunlar da dahil olmak üzere tüketici eğlencelerinin daha gerçekçi ses deneyimleri sunma çalışmalarında da VR’dan yararlanılacağını düşünebiliriz. ABD Deniz Kuvvetleri, Ordu ve Sahil Güvenlik gemi kaptanlarını eğitmek için VR bazlı bir simülasyon kullanmaya başladı bile.
Statista’ya göre küresel AR ve VR pazarının 2022’de 58 milyar ABD dolarını geçmesi bekleniyor. Hem VR hem de AR odaklı tüketici cihazları 2022’de artacak ve fiyatları daha makul seviyelere inecek. HTC ve Sony gibi oyuncuların da büyüyen pazardan pay almak için 2022’de yeni ürünlerini pazara süreceklerini bekleyebiliriz.
5G’nin Yaygınlaşması
5G, 2022’den itibaren ana akım mobil altyapı olmaya başlayacak. 4G ile karşılaştırıldığında, 5G daha yüksek frekans dalgalarına sahip ve 100 kata kadar hıza ulaşabilir. 5G teknolojisi hayatımıza girdikten sonra, son kullanıcılar çok daha düşük gecikme oranıyla daha hızlı bir internet bağlantısına sahip olacaklar.
Bu çığır açan teknolojinin başarılı ve hızlı bir şekilde yaygınlaşması, iletilen verilerin miktarı ve kalitesine dayalı birçok endüstriyi derinden etkileyecek. Öne çıkan, gelişmekte olan tüm teknoloji trendleri 5G’den faydalanacak ve yeni kullanım alanlarının ortaya çıkışına neden olacak. 5G ile otonom teknolojilerin, drone ların ve akıllı şehir çalışmalarının performanslarının ve verimliliklerinin artmasının yanısıra IoT ve sanal gerçeklikteki yeniliklerin de körüklenmesini bekleyebiliriz.
Sürdürülebilirlik projelerinde samimiyet ihtiyacı
Dünya, iklim konusundaki risklerin ve bu konuda alınması gereken acil aksiyonların farkına varmaya başladıkça, gelişen teknolojilerden sürdürülebilirlik sorunlarıyla başa çıkmak için yararlanmanın yollarını da aramak durumunda kalıyoruz. Kurumsal sosyal sorumluluk artık bir zorunluluk olarak iş gündemine öncülük etmeli. Şirketlerin, sürdürülebilirliği ve çevre üzerindeki etkilerinin azaltılmasını ciddiye aldıklarını göstermeleri gerekiyor. Gelecekte şirketler, çevreye olan bağlılıklarını gösteremedikçe tedarikçi listesinde olmamalılar. 2022’de yenilenebilir enerji, daha temiz/daha yeşil ulaşım, enerji, verimli binalar ve sürdürülebilir su tüketimi, temiz teknoloji trendlerinin merkezinde yer alıyor olacak.
Siber güvenliğe daha fazla odaklanma ihtiyacı
Covid-19 ile uzaktan çalışma süreçlerinin hızlanması, artan dijital dönüşüm, dünya çapında teknolojiye bağımlılığın artmasını tetikledi ve siber saldırılarda bir büyümeye neden oldu. Bu durum da siber güvenliği her zamankinden daha önemli hale getirdi.
Siber güvenlik, kuruluşlar tarafından artık “ekstra”dan ziyade tedarik zincirlerinden, altyapı ve cihazlara kadar tüm BT sistemlerinin yapısına yerleştirilmesi gereken bir zorunluluk halini aldı. 2022’de siber güvenlik sorunlarını çözmek için, giderek daha kolay erişilebilir hale gelen veri şifreleme ve blok zinciri teknolojilerine olan ilgi artacak, çünkü dijital altyapımıza yönelik saldırılar en öne çıkan ve acil aksiyon alınması gereken konulardan olacak. Şunu unutmamalıyız, Koronavirüsün dünyaya yayılması ve milyonlarca insana bulaşması birkaç ay sürdü, ancak gereken önlemler alınmadığı takdirde dijital altyapımız bir günde çökebilir.
Metaverse dönemine merhaba…
2021 Metaverse kavramının gölgelerden çıkıp ana akım sözlüğe girdiği bir yıl oldu. Pek çok uygulama ile etkisini artıran Metaverse, 2022’de de temel teknoloji gündemlerinden olmayı sürdürecek. Metaverse’ün nihai amacı fiziksel dünyadaki yaşamımızın dijital bir kopyasını oluşturabilmek. Facebook, Metaverse’i gerçeğe dönüştürmek için gereken yazılım ve donanıma milyarlarca dolar harcamaya başladığını resmi olarak açıkladı. Apple, Microsoft, Alibaba ve diğer teknoloji devleri de kendi metaverse lerini inşa etme yarışında. Bununla birlikte, son dönemlerde Metaverse düğünlerden, Walmart’ın ve H&M’in Metaverse mağazasına, Metaverse’lerde alınan ev ve arsalardan, Metaverse odaklı oyun ve konserlere kadar pek çok farklı uygulamayı duymaya başladık. Bill Gates, geçtiğimiz hafta gerçekleştirdiği bir açıklamada “Meta benzeri teknoloji şirketlerinin öncülüğünde, 2-3 yıl içinde yaygın bir şekilde 3D avatarlarımız üzerinden iş arkadaşlarınız ile etkileşim kurarak toplantı düzenlenebileceğini” düşündüğünü paylaştı…
NFT Platformları Patlama Yaşayacak
2021’de metaverse kadar öne çıkan bir diğer önemli eğilim, sanatın yeniden tasavvur edilerek; nasıl satın alındığı, satıldığı ve sahip olunacağını değiştiren NFT (NonFungible Tokens – değişimi mümkün olmayan para ya da çip) kavramıydı. NFT kripto paraların kullandığı blokzinciri teknolojisinden yararlanarak, sanat eserlerinin ya da fiziksel varlıkların özgünlüğünü ifade etmek için kullanılıyor. Bugün NFT’ler yaygın olarak dijital sanat eserleri için kullanılsa da, interaktif oyun öğeleri ve spor koleksiyon kartları gibi farklı kullanım alanları da bulunuyor.
Dijital eserler tasarlayan bir sanatçı olan Beeple’ın Mart ayında“Everydays: The First 5000 Days” adlı NFT eserini 69 milyon dolara satmasıyla birden gündemi sarsan; ardından NBA ve Dapper Labs arasındaki bir işbirliği yoluyla, öne çıkan NBA kliplerinin NFT’ler olarak satılması ile popülerliği artan NFT, Cem Yılmaz gibi sanatçılar ile ülkemizde de oldukça ses getirdi. Tüm bu uygulamalar ilginç olsa da, NFT’nin gerçek değerini tümüyle ifade etmiyor. Blokzinciri gibi, NFT kavramının da ilk kullanım uygulamalarının çok ötesinde bir potansiyeli var.
Lüks markalar, NFT’yi dijitalde yeni kitlelere ulaşmak için kullanmaya başladılar. William Grant ve Son, kısa süre önce, 46 yıllık Glenfiddich viski şişelerine karşılık gelen 15 sınırlı sayıda NFT serisi piyasaya sürdü. Bu NFT’ler, alıcı adına fiziksel şişelerin hem mülkiyetinin hem de orijinalliğinin kanıtı niteliğinde. Satın aldıktan sonra mal sahibi, NFT’yi potansiyel yeniden satış için tutabilir veya fiziksel öğeyi almak için NFT’yi kullanabilir. Dolce & Gabbana, Nike ve Adidas gibi firmalar da kendi NFT’leriyle birlikte gelen giysiler ve ayakkabılar piyasaya sürdü. Oyun karakterlerinin NFT’lenmesinde de büyük bir talep oluşmaya başlıyor. Facebook, Microsoft ve Nvidia gibi şirketlerin öncü olduğu metaverse konsepti, 2022’de yenilikçi NFT kullanımları için birçok fırsatı sunuyor.
Zorlu bir yılın ardından iyimser olmak için nedenlerimiz var…
Yazıma başlarken, Bill Gates’in, 2021’i yorumlarken “en zor ve sıradışı” yıl betimlemesine vurgu yapmıştım. Bununla birlikte Gates, “zorlu bir yılın ardından iyimser olmak için nedenler” (reasons for optimism after a difficult year) başlıklı bir blog yazısı yazarak, 2022’ye yönelik düşüncelerini de paylaştı.
Son yıllar zor geçti, belki 2022’de zor olacak. 2022’de de zorluklarla mücadeleye etmeye, hatta hiç tahmin etmediğimiz problemlerle karşılaşmaya devam edeceğiz. Bu nedenle, mevcut değişim ve inovasyon hızını göz önüne alarak, en son ve en yeni teknoloji trendlerini takip etmek ve bu doğrultuda aksiyonlar almak oldukça önemli. Teknolojinin doğru kullanım yollarını bulabilirsek, yeni yıla daha iyimser bakabiliriz…
Şimdiden tüm okuyucularıma sağlık, mutluluk, huzur dolu çok güzel bir yıl diliyorum…
HÜRRİYET Ergi ŞENER 21.12.2021