Küresel Covid-19 salgını nedeniyle, bir iki uzak doğulu ülke hariç otomobil fuarlarının neredeyse tamamı iptal olmuştu. Fakat, tek suçlu SARS-CoV-2 miydi?
İki yıl öncesine gidersek, Almanya’nın ve dünyanın en büyük otomobil fuarı IAA Frankfurt, ziyaretçi ve katılımcı sayısında çok büyük düşüş yaşamıştı. 2007-2015 arasında neredeyse 1 milyon ziyaretçinin dolaştığı fuarda, 2019’da yarım milyona ancak ulaşılmıştı. Çok sayıda büyük tedarikçi gibi 20’den fazla büyük otomobil üreticisi de fuara katılmamıştı.
Şimdi ise fiziksel çeyrek milyon, fakat sanal olarak 10 milyon, kayıtlı ziyaretçi ile IAA 2021, “Mobility” ismini ekleyerek Münih’e geldi ve “otomobil fuar”larına farklı bir anlayış katarak düzenlendi.
Yeni “fijital” kavramıyla, Messe alanındaki ve şehir merkezindeki açık alanlarda fiziksel sergiler ve hatta klasik otomotivin elektro-mobiliteye dönüşümünün anlatıldığı konferanslar, web’te ve sosyal medyada tüm dünyaya canlı yayınlandı.
Elbette, IAA Münih’te hareketlilik daha doğrusu ulaşım konularına güçlü bir odaklanma ile karşılaşsak da, OEM’lerden sadece Renault, VW, Mercedes-Benz, BMW ve Hyundai gruplarının markaları dışında, Wey ve Ora gibi bir iki Çinli ve Ford’un Köln üretim tesisinin standlarını gördük.
2 yıl aradan sonra Avrupa’nın bu ilk uluslararası otomobil fuarı, sanki sadece mikro-mobility start-up’ları, Magna, Bosch, Siemens, Faurecia, ZF, Mahle, Helal, Valeo, Continental ve Shaeffler gibi yan sanayinin kendini artık elektronik ve yazılımın ana sanayisi gibi gösterdiği otomotivin eski ve yeni nesil tedarikçileri için düzenlenmiş, ilgi çeksin diye salonlara birer otomobil markası serpiştirilmişti…
MobilEye, Qualcomm, WayRay, Brose, Huawei gibi yüksek teknoloji markalarının önümüzdeki yılların otomobillerinde göreceğimiz teknolojileriyle bizleri tanıştırmalarının yanında, IAA katılımcı sayısını bin adete ulaştıran küçük ve yeni iki ve üç tekerlekli elektrikli “taşıma” araçları, fuarın asıl kalabalığını oluşturuyordu.
Şehir merkezi ile fuar alanı arasında oluşturulmuş “Blue Lane” denilen düşük emisyonlu ve emisyonsuz modeller ve hatta “3. seviye” otonom araçlar için ayrılmış özel yol şeridi üzerinde hareket eden robotize minik araç fikirlerinin yanında Türkiye’den TemSa ve Otokar logolu “akıllı” elektrikli otobüsleri de karşımıza çıktı.
Fuarın batı girişinde aracınızı “kendi başına” park etmeye gönderdiğiniz “Automated Valet Parking” uygulamasının “çalıştığını” izlemek ise, bizler için bambaşka bir şaşırtıcı deneyim idi.
Elbette BMW i Vision Circular konsepti ve iX5 Hydrogen, Mercedes EQE, EQS AMG ve Maybach ile EQG, Volkswagen ID.5 GTX ve küçük ID.Life konsepti ve bence bir eski klasik model isminde olabilecek en büyük pozitif değişimin gösterildiği yepyeni Renault Megane E-Tech %100 Electric, Messe salonlarından aklımızda kalan en önemli yeniliklerdi.
Geleceğin teknolojileri başlığında da 1 MW güç hedefinde çok kalınlaşacak ve ağırlaşacak kabloları elektrikli araçlara bağlama işini kameralı robot kolundan” oluşan Siemens Otonom Şarj Sistemi”nin prototipiyle adeta bir “pompacı robot”un yaratıldığını da izledik.
Bir otomobil gösterisi yerine geleceğin ulaşım fikirlerinin deneyimlendiği bir alana çevrilmiş olan IAA, iklim koruma ve sürdürülebilirlik konularına fazlasıyla yer verildiği, “yeşil” otomobiller, e-bisiklet ve e-scooter’lar ile entegrasyon dahil olmak üzere çok kapsamlı bir mobilite fikirleri buluşması olmuş. Temiz ve ekonomik toplu taşımanın incelenebildiği yeni IAA formatında, karar vericiler, uzmanlar, endüstri, tedarikçiler ve “genç zeka”lar, yarının ulaşımı başlığında yeni düşünceleri de tartıştılar.
Keşke, bugün başlayan ODD Auto Show dijital fuarı da, aynı şekilde “Mobility” isminin eklendiği IAA Münih gibi yepyeni fikirlerinin deneyimlenebileceği fiziksel şekilde yapılabilseydi…
DÜNYA 13.09.2021