Selçuk Bayraktar’ın sosyal medyadan duyurduğu “Yerli ve milli motor, TB-3’e can verecek” mesajı, içinde çok önemli yenilikler barındırıyor. TB3’ün muhtemel kabiliyetlerini ve yerli motor kazanımının ne anlama geldiğini uzmanlarla konuştuk.
Türkiye’nin milli savunma sanayiinde en önemli güç unsurlarından biri olan yerli ve milli SİHA’lar için yeni bir dönem başlıyor.
BAYKAR Teknik Müdürü Selçuk Bayraktar’ın sosyal medya hesabından yaptığı “TEI’nin geliştirdiği milli tasarım, yerli üretim uçak motoru. Dünyada bu sınıfta açık ara en yüksek performans değerlerine sahip uçak motoru. Nasıl derseniz; Test ettik, kıyasladık… AKINCI ve Bayraktar TB3’e güç verecek!” mesajı sektörde ‘çifte müjde’ olarak kabul edildi.
Motor konusu politik amaç uğruna kullanıldı
Savunma Teknolojileri Analisti Kadir Doğan, aynı mesajda hem yerli ve milli motor hem de kamuoyunun ilk kez duyduğu TB3 platformu olduğuna dikkat çekerek, her iki gelişmenin de son derece değerli bir dönüşüme işaret ettiğini söyledi.
Son dönemlerde kamuoyunun ‘SİHA motoru’ konusunda epey meşgul olduğunu anımsatan Doğan’a göre TB2 platformunda kullanılan rotax motoru sanıldığı gibi çok zor erişilen bir konumda değil.
“Yine de başta Kanada olmak üzere bu durumu politik amaç uğruna kullanan ülkeler var” diyen Kadir Doğan, söz konusu motorun çok farklı ülkelerden temin edilebileceğini de paylaştı.
Yerli ve milli motor neden önemli?
Doğan, bu konunun her seferinde istismar edildiğini, gelecek dönemde de benzer süreçler yaşanabileceğini vurgulayarak, yerli ve milli motorun neden önemli olduğunu şöyle anlattı:
“TEI tarafından geliştirilen PD-170 motoru Türkiye’nin üzerinde uzun süredir çalıştığı bir projeydi. Hatta sadece bu motorla da kalmadı çalışmalar. Ayrıca PD-220 gibi daha güçlü bir motor konusunda da ciddi mesafe kat edildi. Ankara, gelecek dönemde atacağı muhtemel adımlar ve öngördüğü riskler nedeniyle kendi motor ailesini oluşturmak istedi ve bunu da büyük oranda başardı. Ben bu ürünler ile birlikte özellikle Turbo dizel havacılık motorları alanında ülkemizin gelecekte bir problem ile karşılaşabileceğini düşünmüyorum. Bu sorun büyük oranda çözüldü.”
İhracat için çok kritik bir gelişme
Söz konusu çalışmalarda gelinen noktanın TEI için son derece önemli bir eşik olduğu görüşünü savunan Kadir Doğan’a göre yakın gelecekte bu alanda kullanılacak Türk malı motorların dünyanın dört bir yanından sipariş alabilme ihtimali bir hayli yüksek.
“TEI’nin motorunu daha önce ANKA’da görmüştük. Şimdi farklı bir platform olan TB3’de de göreceğiz. Siz motoru yaparsınız bu bir başarıdır. Ama farklı platformlara entegre edebildiğiniz zaman başarınız kat be kat artmış oluyor” diyen Savunma Teknolojileri Analisti Kadir Doğan, şöyle devam etti:
“Motor entegrasyonu zorlu bir husus. Soğutması var, yakıt enjeksiyonu var, diğer alt başlıkları var… Platform ile müşterek bir şekilde çalışmanızı gerektiren bir durum. Siz farklı platformlarda bunu kullandıkça geri dönüşlerin sayısı da artacak. Bizzat sahadan gelecek dönüşler sizin ürününüzü mükemmelleştirecek. TEI’nin motorlarına ben bu gözden bakıyorum.
Tüm bunları alt alta koyunca TB3’de bu motorun kullanılmasının neden önemli olduğunu bir kez daha anlıyoruz. Yüksek irtifa, uzun uçuş süresi, verimli yakıt tüketimi gibi parametreler göz önüne alındığında bu motorun dünyanın kendi alanında en iyi motorlarından biri olduğunu söyleyebiliriz.”
TB3’de neler göreceğiz?
TB2’nin dünyada SİHA’lara bakış açısını değiştiren bir dönüm noktası olduğunu hatırlattığımız Doğan, “Peki TB3 mevcudun üzerine ne koyacak?” sorusuna ise şu yanıtı verdi:
“TB3 için kesin bir söylemde bulunmak imkansız. Çünkü henüz resmi bir açıklama yok. Ancak beklentilerimiz var. Bir kere TB2’ye göre daha ağır bir platform bekliyoruz. Ancak bu daha kısa bir uçuş süresi anlamına gelmemeli. Çünkü yerli ve milli motor bu açığı fazlasıyla kapatacak. TB2’nin uçuş süresi rekorlarını biliyoruz. TB3’ün de bu konuda yeni rekorlara imza atması sürpriz olmaz.
Yapısal olarak TB3’ün burnunun ANKA gibi şişkin olması kuvvetle muhtemel. Çünkü bu platformun TB2’den farklı olarak SATCOM eklenmiş bir versiyon olacağını düşünüyoruz. Yani bu ne anlama geliyor? TB2 belirli aralıklarla yerleştirilen antenler üzerinden merkez ile iletişim kuruyordu. TB3 ise doğrudan uydu üzerinden sağlayacak haberleşmeyi. Bu da uydunuzun çektiği her yerde TB3’ü uçurabileceğiniz anlamına geliyor. Havada kalma süresi boyunca istediğiniz yere gönderebilirsiniz.
Bir diğer yapısal değişim büyük ihtimalle kullanılan malzemede olacak. TB2 normalde karbon fiber kompozit malzemeden yapıldı. Karbon fiber radyo sinyallerinin dışarıya çıkmasını engelleyecek bir yapıda. TB3’de eğer SATCOM entegre edilirse, cam elyaf takviyeli bir yapının kullanılması mümkün.”
TB3 yeni bir mühimmatla gelebilir
Savunma Teknolojileri Analisti Kadir Doğan, TB3’te SAR radarı olabileceğine de işaret ederek, bu durumun tüm hava koşullarında hedef bulma ve yok etme konusunda büyük bir kabiliyet kazandıracağını da söyledi.
“İlk kez TB3 üzerinde göreceğimiz yerli ve milli bir mühimmat olur mu?” sorumuzu da yanıtlayan Doğan’a göre BOZOK’u TB3 üzerinden görmek sürpriz olmaz.
TRT HABER 30.10.2020