Son yıllarda, kurumsal işlere alımda ölçme ve gelişim merkezi çalışmaları yapılmaktadır. Dijitalleşme ile birlikte bu çalışmalardaki rol oyunlarına simülasyonlar ve oyunlaştırma dahil olmaya yeni yeni başlamıştı ki pandemi ortaya çıktı. Pandemi süreci dijitalleşme sürecini daha da hızlandırdı. Bugün doğan bir çocuk ekranın hayatın içinde olduğu bir dünyaya gözünü açıyor. Yazar, Yaratıcı Drama Lideri ve Eğitmen olan Damla Kunç Koçman’a göre, yapay zekadan korkmamalı ve eleştirdiğiniz oyunları çocukları gelecekteki iş yaşamına hazırlamada bir araç olarak kullanabilmeyi öğrenmeliyiz. Öte yandan yapay zeka artık hayatımızda çok daha fazla yer alacak…
Dijitalleşme ile birlikte ölçme ve gelişim merkezi çalışmalarına simülasyonlar ve oyunlaştırmanın dahil olmaya başladığını ve pandemi nedeniyle çalışmaların online platforma döndüğünü belirten Koçman, “Rollerin yazılı olduğu senaryo olan vakalar, video çalışmaları veya online görüşme olarak yapılmaya başlandı. Bu süreç yeni yetkinlik setlerini de doğurdu, mesela ‘dijital zekaya dayalı yetkinlik’ bunlardan biri. Bu sette; dijital ortamda sorumluluk bilinci, teknolojik araçları kullanmaya yatkınlık ve istekli olma, dijital ortamda itibar ve ilişki yönetimi, dijital ortamda iletişim becerisi, dijital ortamda neden-sonuç ilişkisi kurabilme gibi beceriler yer alıyor. Ayrıca, artık yapay zekada devrede ve değerlendirme, raporlamada da görev almaya başladı. Yani artık birçok iş alanında insan gücü yerine yapay zeka görev alıyor “ dedi.
Rekabetçi yerine sistemli iş birliği yapabilen bireyler yetiştirebilmeli
İnsana ve insanın yaratıcılığına, fikirlere değer veren ve destekleyen, teknolojiyi öğrenmiş ve deneyimleyen, alışkanlıkların köleliğinden çıkmış, değişimi başlatabilen, yeniliklere merak duyan, sorumluluk alabilen, rekabet yerine sistemli işbirliği yapabilen, ortak akıl geliştirebilen, iletişim konusunda yetkin bireylerin gelecekte kendinin lideri olabileceğinin önemle altını çizen Koçman, şöyle devam etti:
İnsan odaklı liderlik önem kazanacak
Bugünün başkalarına liderlik edebilme becerileri olan başarı odaklılık, inisiyatif kullanma, iletişim becerisi, başkalarını geliştirme, ilişki kurabilme, ikna yeteneği, çatışma yönetimi belki hala önemini koruyacak ancak bunların başında tek bir şey olacak, o da ‘insan odaklı liderlik’.
Bu nedenle, bugün hayal kurabilen, insanı ve kendini tanıyan, yaratıcı çocuklar yetiştirmeliyiz. Rekabet yerine işbirliğine girebilmeleri için sevgiyi, şefkati, merhameti, vicdanı, etik değerleri öğretmeliyiz. Yapmaktan, başarısız olmaktan korkmak yerine cesaretle adım atabilen kendini seven, güvenen ve başkaları için kendi olmaktan vazgeçmeyen insan yetiştirmeyi başarabilmeliyiz. Üzülmesin diye koruyucu olmak yerine, kırılgan olabilmenin içsel gücünü onlara aşılayabilmeliyiz.
Eleştirdiğimiz oyunlar ile çocukları gelecekteki iş yaşamına hazırlayabiliriz
Çocuklar ekranın hayatın içinde olduğu bir dünyaya doğuyor ve büyüyen çocuk kendi kişiliklerini oynadıkları oyunlar ile sanal alemde ortaya çıkarıyor. Kurumsal firmalarda uygulanan simülasyon mantığından çok da farklı değil. Bu sebeple, eleştirdiğimiz oyunları çocukları gelecekteki iş yaşamına hazırlamada bir araç olarak kullanabiliriz. Yapay zekadan, robotlardan özetle bizim gibi olmayandan, oyunlardan korkmak yerine onlarla, “insan ve makine” arasındaki güvenli bağın temellerini atabiliriz. Bunu yaparken de bilim kurgu edebiyatından faydalanmak çok işimize yarar çünkü soru sormayı en iyi öğreten bilim kurgu eserleridir. Gelecek dünyasında cevapları anlatan liderler yerine iyi soru sorabilen insanlar topluma yön verecek.
Kurumsal firmaların önceliği değişiyor
Bilim Okulu Proje X ve Bilim Okulu Paralel Evren Yolcuları adlı Bilim Kurgu kitaplarının yazarı olan Damla Kunç Koçman, her şey gibi kurumsal firmaların da yıllar içinde değiştiğini, ihtiyaçları ve görev tanımlarının farklılaştığını açıklarken, bu değişime bağlı olarak ve küreselleşmenin sonucunda ihtiyaçlar ve beklentilerin de doğal olarak yenilendiğinin altını çizdi.
Adaylar artık envanter testleri ve rol oyunları ile seçiliyor
Firmaların çalışanlarını ölçme ve gelişim merkezi çalışmaları ile seçtiklerini ve terfi süreçlerinin de benzer yöntemle yapıldığını belirten Koçman, “Bu çalışmalarda stres ve baskı altında kişilerin davranışları gözlemleniyor. Burada amaç; pozisyon için uygun kişiyi seçmek, gelişim alanlarını ve güçlü yönlerini belirlemek. Adayların pozisyona uygun yetkinliklere sahip olma düzeyi, envanter testleri ve rol oyunları ile gözlemleniyor. Envanter testleri kişinin kendini nasıl gördüğü, rol çalışmaları ise kişinin dışarıdan nasıl görüldüğünü belirliyor. Günün sonunda bir rapor çıkıyor ve geri bildirim şeklinde kişiye aktarılıyor” dedi.
Koçman, yetkinliklerin neye göre ve nasıl belirlendiği ile ilgili de bilgiler verdi:
“Örneğin satış ile ilgili bir iş başvurusu yaptınız. İyi bir satışçıda olması beklenen yetkinlikler açısından dört ya da beş puan üzerinden seviyenize bakılır. Bu yetkinlikler; başarı odaklılık, kendine güven, iletişim becerisi, ikna yeteneği, müşteri odaklılık, ilişki kurma, iyimserlik, sosyal kaygı, performans kaygısı, satışa yatkınlık ve benzerleri olabilir. Değerlendirmeye giren kişilerin bireysel olarak potansiyeline bakılırken, güçlü ve gelişmesi gereken yönlerine göre de kişiye yatırım yapılıp yapılmayacağına karar verilir. İşe girdikten sonra da yıl içerisinde performans görüşmeleri ile kişinin potansiyelini geliştirmeye yönelik eğitim programları sunulur”.
Bilinçli üretim ve tüketim yaptığımız, temiz bir dünya yuvamız olsun
Bundan yirmi yıl sonra, farklı kültürlere sahip toplumların ve bireylerin birlikte yaşarken karşılaştıkları sorunlara çözüm önerileriyle katkıda bulunduğu, online çalışmanın çoğalarak sınırların kalktığı, fosil yakıt kullanımının azaldığı daha bilinçli üretim ve tüketim yaptığımız, temiz bir dünya yuvamız olsun.
HÜRRİYET 24.07.2020