Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) İcra Direktörü ve TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi Rektörü Prof. Güven Sak ile Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Genel Sekreter Yardımcısı, TOGG Finans ve Yatırım Komitesi Üyesi Sarp Kalkan, “Türkiye’nin Otomobili”yle ilgili bir değerlendirme notu hazırladı.
Prof. Sak ve Kalkan, önce şu soruya yanıt aradı:
– Türkiye’nin Otomobili, kamu politikaları açısından ne anlama geliyor?
Şu saptamanın altı çizildi:
– Türkiye’nin Otomobili Girişim Grubu (TOGG), Türkiye’de elektronik mobilite ekosisteminin tamamının ayağa kaldırılmasına önayak olmak istiyor.
Dünyadaki gelişmelere dikkat çekildi:
– “Küresel rekabet kızışırken, korumacılık artarken ülkeler kendi sanayilerini nasıl koruyup geliştirecek?” sorusu son yıllarda politika yapıcıların en çok tartıştığı konulardan biri.
Eski paradigma üzerinde duruldu:
– Eskiden yatay alanlarda imkanları artırmak ve yerli ya da yabancı tüm yatırımcılar için adil bir oyun sahası hazırlamak yeterli görülürdü.
Son yıllarda bu yaklaşımın değiştiği vurgulandı:
– Bu yaklaşımın ulusal ekonomilerde beklenen sonuçları yaratmayacağı ve dikey alanlarda kamunun daha aktif rol üstleneceği girişimler yapılması gerektiği konusunda uzlaşma oluşuyor.
Son 5 yılda öne çıkan politikalara vurgu yapıldı:
– Son 5 yılda öne çıkan yaklaşım “Hedef Odaklı Sanayi Politikası” (Mission Oriented Industrial Policy) ya da “Ulusal Şampiyonlar Stratejisi” (National Champions Strategy) olarak biliniyor.
Bu yaklaşımın akademik öncülerine işaret edildi:
– Oxford Üniversitesi’nden Marianna Mazzucato ve Harvard Üniversitesi’nden Dani Rodrik.
Dünyadan örnekler verildi:
– AB yeni Horizon stratejisini hedef odaklı sanayi politikası çerçevesi ile oluşturdu.
Çin’in “Made in China 2025”, Almanya’nın “2030 Sanayi Stratejisi” de bu çerçeveye dayanıyor.
“Hedef odaklı sanayi politikası”nın temel mantığı ortaya konuldu:
– Bir veya birkaç stratejik ürün için bir veya birkaç şirket saptayalım. Bu şirketlerin ortak akılla küresel rekabette başarılı olmasını destekleyelim.
Destekler için şu yol çizildi:
– Herkese verilen vergi muafiyeti gibi destekler yerine, stratejik destekleri ortak çalışırken yolda tespit edelim. Bu şekilde sanayi politikası çerçevesi seçilmiş bir teknoloji ile üretilecek ürüne odaklanır.
Bu noktada şu soru ortaya atıldı:
– Hedef odaklı sanayi politikasının “hedefi” ne?
Şu yanıt verildi:
– Belirlenen teknolojide ulusal olarak büyük bir sıçrama yapmak.
ABD örneği anımsatıldı:
– ABD’nin aya giderken geliştirilen birçok teknolojiyi ticari kullanıma soktuğu gibi, ortak çalışmayla gelişecek teknolojilerin yeni inovasyonlara kapı açması da kritik.
Kamunun rolüne dikkat çekildi:
– Kamu tarafında temel sorun hangi ürün için hangi şirketin seçileceği, seçim sürecinin hakkaniyetli şekilde tamamlanması.
TOGG’a bu açıdan bakıldı:
– TOGG ve Türkiye’nin Otomobili, Türkiye için önemli bir deney niteliği taşıyor.
TOGG örneği, yeni sanayi politikasına geçişe kapı açmaya yeter mi?
Türkiye için çok yeni bir yaklaşım
TEPAV İcra Direktörü Prof. Güven Sak ile TOBB Genel Sekreter Yardımcısı Sarp Kalkan, şu noktanın altını çizdi:
– Yeni bir teknolojide, çok ortaklı yeni şirket (TOGG) kurup, onu kapsamlı kamu destekleriyle küresel rekabete hazırlamak. Bu, Türkiye için yeni bir yaklaşım.
Projeye destekle ilgili çalışmaların beklenenden uzun sürdüğü irdelendi:
– Bir yol alınmış görünüyor ki ilk aşama tamamlandı, ön gösterim araçları ortaya çıktı.
TOGG’un yeni nesil sanayi politikasına geçişte önem taşıdığı vurgulandı:
– Bu yöntem savunma sanayi dışında ilk defa uygulandı. Türkiye’yi yeni teknolojilerde sıçratır mı, yeni sanayi politikası çerçevesi getirir mi, göreceğiz.
Türkiye’nin büyük şirketleri küresel ölçekte küçük kalıyor
TEPAV İcra Direktörü Prof. Güven Sak ile TOGG Finansal ve Yatırım Komitesi Üyesi Sarp Kalkan, TOGG’un yeni bir işbirliği modeli olduğunu vurgulayıp, ekledi:
– Türkiye’nin son dönemde kalkınmasında yaşanan önemli sorunlardan biri sermaye birikiminin yeterince büyük olmaması, ölçeklerin küresel rekabet için çok küçük kalmasıydı.
Konunun kültürel yanına işaret edildi:
– Türkiye’nin büyük şirketlerinin küresel ölçekte çok küçük kalmasına ortaklık kültürünün zayıflığı da eklenince birçok dev projeye yatırımcı bulunamıyordu.
Japonya, Kore ve Çin örnekleri üzerinde duruldu:
– Hızlı gelişme süreçlerinde Japonya ve Kore, “Kerietsu” ve “Chaebol” sermaye modelleriyle sorunu çözdü. Çin ise devlet-parti ekseninde yapılandırılan şirketler eliyle atılım yaptı.
Türkiye’de büyük ailelere ait gruplar teknolojide sıçrama yapacak yatırımlara yönlendirilemediği kaydedildi:
– Bunda şirket yönetimlerindeki kısa vadeci yaklaşım, enerji, inşaat gibi alanlarda fırsatların bolluğu, makroekonomik istikrarsızlık gibi birçok faktörün etkisi vardı. Kimse, geri dönüşü on yıllarca sürecek yeni teknoloji yatırımlarına yönelmek istemiyordu.
TOGG modeli politik riski de azaltmış oldu
PROF. Güven Sak ile Sarp Kalkan, TOGG modeliyle geri dönüşü uzun süren yatırımlarda riskin paylaşılmış olduğuna işaret edip, şu iki noktaya dikkat çekti:
• Farklı sektörlerden, sektör öncüsü şirketler bir araya getirilerek sinerjilerin ortaya çıkarılmasına ortam sağlandı.
• Sektör ve grup çeşitlenmesi sağlanarak tek bir firmanın desteklenmesinin yaratacağı politik riskin azaltılması sağlandı.
TOGG, ‘sürükleyici start-up’ rolü oynar
PROF. Güven Sak ile Sarp Kalkan, start-up’ların gelişmesi için büyük şirketlerin sürükleyici rolünün önemli olduğunu vurgulayıp sürdürdü:
– TOGG, dünyanın en gelişmiş ekosistemlerinden birini Türkiye’de kuracağını iddia ediyor. Kendisi de start-up mantığı ile çalışıyor.
TOGG’un oyunun kurallarını belirleyen, değişken ortamlara uyumlu ve çevik yapısı olduğu kaydedildi:
– TOGG, araç içi yazılımlardan dijital mobilite hizmetlerine, şarj altyapısına kadar birçok alanda start-up’ları geliştirip birlikte büyüme stratejisi geliştiriyor.
DÜNYA 07.01.2020