90 saniyede şarj 2 bin km menzil: Pil teknolojisinde devrim

1

Gazete Pencere yazarı Emre Özpeynirci, yerli otomobil tartışmaları sürerken dünyada pil teknolojisinde yaşanan son gelişmeleri aktardı.

Dünyada, “Peugeot’yu gençleştiren, Mercedes’i zarif kılan, VW’yi yenileyen kişi” olarak tanınan dünyaca ünlü Türk tasarımcı Murat Günak, geçen hafta tanıtılan ve büyük tartışma yaratan yerli otomobilin de tasarım danışmanı olarak karşımıza çıktı.

Danışman diyorum çünkü Günak şu anda mesaisinin büyük kısmını Berlin’de kurucusu olduğu Ono isimli yeni markasını geliştirmek için harcıyor. Hem pedal hem elektrikle çalışan aracıyla büyük kentlerde nakliyat trafiğinde devrim yaratmaya hazırlanan Günak, yeni nesil bu araçla şehirleri daha az gürültüsüz, havayı daha temiz ve trafiği akıcı kılmayı hedefliyor.

O yüzden Günak’ın yerli otomobilin baş tasarımcısı değil, gerektiğinde danışılacak kişi olarak görmek gerek. Ama benim bugünkü yazı konum uzun süre Murat Günak ile yakın temas içinde olan ve ortak projeler geliştiren ünlü Türk fütürist Alphan Manas hakkında.

Hatırlamayanlar için Deniz Taksi, İddaa, OGS ve Bilyoner.com gibi projeleri yaratıp devlete milyarlarca dolarlık gelir kapısı açan Brightwell Holding’in sahibi, Alphan Manas, 2009-2010 yılları arasında Murat Günak ile birlikte Türkiye’nin ilk elektrikli otomobilin yapmak için yola çıkmış, Fransız niş otomobil üreticisi Heuliez’in 20 milyon Euro’ya yüzde 66’sını almak için girişimde bulunmuştu.

Ancak Fransa’da siyasi nedenlerle engellenen bu girişimin ardından Alphan Manas kendi yoluna gitmiş, Murat Günak ise Heuliez’de baş tasarımcı olarak çalışmaya devam etmiş ve kızının da ismini taşıyan ‘Mia’ isimli küçük elektrikli otomobili geliştirmişti. Sonra o da buradan ayrılıp Berlin merkezli Ono şirketini kurdu.

VAZGEÇMEYEN BİR FÜTÜRİST

Manas’a geri dönersek eğer, bu girişiminden sonra pes etmemiş, 2011 yılında girişimcilik ruhuyla bu kez yanına B Plas ve Orhan Holding’i alarak yaklaşık 5 milyon Euro’ya Fransız Synergethic’in yüzde 85’ini almıştı. Bu yatırımla birlikte şirketin 3 tekerlekli elektrikli modeli Tilter’ı ünlü İtalyan tasarım stüdyosu Bertone’ye yaptırıp yeni versiyonunu ilk kez Cenevre fuarında sergilemişti.

Ama daha sonra ortaklarının geri adım atması sonucu bu girişimde uzun soluklu olamadı. Manas daha sonra Norveçli Think ve ardından İsveçli Saab’ı almak için girişimlerde bulunmuş ancak birçok kesimle mücadele etmek durumunda kalıp, çekilmişti. O dönem Rus mafyasının bile devreye girdiğini duymuştum.

Aradan geçen 5-6 yıl içinde Manas’ı sosyal medyadaki paylaşımlarından takip ediyor, yeni fırsatlar kovaladığını biliyorum. İşte tam da bu noktada bundan kısa bir süre önce Twitter hesabından, “2013’ten beri ABD’de yarı iletken pil teknolojisine çalışıyoruz. Hedefimiz 2023’te seri üretime geçmek” mesajını paylaşınca hemen aradım.

“Nedir abi bu?” diye sorduğumda bana, “Pil konusunda çalışıyoruz. ABD’de 2008’de kurulan ve pil teknolojileri konusunda çalışan MCAP Holdings’e 2013 yılında 180 milyon dolar değerleme üzerinde yatırım yaptık. İngiliz ortağım Zamier Ahmed ile birlikte 18 milyon dolara yüzde 10 hisse aldık. Bu şirketin 80 patent aldı ve 237 patent başvurusu yaptı” cevabını verdi.

ORTAĞIYLA %10 HİSSE ALDI

Bu şirket mikroişlemci bazlı, yani yarı iletken batarya teknolojileri üzerine çalışıyormuş ve şu an dünyanın en büyük mobil telefon üreticilerinden biri ile münhasırlık karşılığı yatırım görüşmesi yapıyormuş. Manas, bu devin 500 milyon dolar yatırım yapmayı planladığını söyleyerek şöyle konuştu:

“Bu yatırım için dünyaca tanınmış bağımsız bir test laboratuvarından istedikleri testler var. Bu testler şubat başı bitmiş olacak. Anlaşma sağlanırsa şirkete ortak olmadan 5 yıl boyunca münhasıran ürün alma karşılığı yatırım yapacaklar. Aynı opsiyonu elektrikli otomobiller için planladık. Şubat ortasında ABD’de bir otomobil üreticisiyle 2. Görüşme olacak. Onlar da test sonuçlarını bekliyorlar.”

ŞARJ ÖMRÜ SONSUZ!

ABD’de MCap teknolojisiyle ilgili yapılan araştırmaların sonuçlarına göre standart lityum silindirik bataryaların kapasitesi 53 kWh iken MCap’in ki 300 kWh. Yine lityum bataryaların ağırlığı 290 kilogram iken MCap’in sadece 15 kilogram. Lityum 18650 bataryanın menzili, 320 km iken MCap’in ulaştığı menzil ise tam 2 bin km.

Alphan Manas, Tesla’nın kullanmış olduğu lityum pillerin 246 w/kg (0.25 kw/kg) olduğunu belirterek, “Bizim pilimiz ise 20 kw/kg. Yani aynı alana 100 kat daha fazla enerji depolayabiliyoruz. Teorik olarak bu oran 170 kata çıkıyor. 2 bin km menzil için 300 kWh pil koyuyoruz ve bu pilin ağırlığı normalde 15 kg ama ek ağırlıklarla 30 kg oluyor. Pil şarj kaybetmiyor, 1 ay sonra da yüzde 100 dolulukta kalıyor. Şarj sayısına bağlı bir ömrü yok, neredeyse sonsuz. 75-90 saniyede şarj oluyor.”

ISINMA YOK, ÜRETIM MALIYETI UCUZ

Peki nedir bu mikroişlemci bazlı (MCap) batarya teknolojisi. İşin uzmanları şöyle anlatıyor:

• MCap yani Magnetic Capacitance, kuantum fizik prensiplerine göre çalışan bir nano-pil.

• 2.5×2.5 mm çip, 10 WH elektrik depoluyor.

• CMOS işlemi ile çok hızlı ve ucuza üretiliyor.

• 50 yıldır güvenirliliğini kanıtlamış malzelmeler kullanıldığı için lityum iyon piller gibi test gerektirmiyor.

• Manyetik olduğu için ısınma olmuyor.

• Lityum iyon pillere göre aynı alana 170 kat daha fazla enerji depolanabiliyor.

• Sonsuz kere şarj-deşarj edilebiliyor.

30.12.2019

1 YORUM

  1. Merhaba,
    Bu MCAP Bataryalarla ilgili çok fazla bilgi yok internette. Sadece bir kaç Taiwan web sitesi var. Ama onların tarihi de 2015. Bir kaç tane de Türkçe site var. Onlar da zaten bu haberin kopyala yapıştır yapılmış hali. Yani çok fazla bilgi yok. Eğer normal lityum-ion pillerin 170 katı kadar bir depolama söz konusu ise Tesla Şirketinin bunun üstüne çoktan atlaması gerekirdi diye düşünüyorum.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here