Otomotiv’de Dijital Geleceğe Yolculuk

0

Aracınızla işe gidiyorsunuz, sabah trafiğinde de bir hayli yoğunluk var. Tam o anda aracınız size en sevdiğiniz ve sık dinlediğiniz parçaları çalmaya başlıyor. Hafif bir gülümseme yüzünüzde belirirken, aracınız trafikten sizi kurtaracak alternatif bir rota tespit ediyor ve sizi o yöne kendiliğinden götürmeye başlıyor. Bunu yaparken sağlık değerlerinizi ölçüyor ve kullandığınız sağlık uygulaması ile senkronize ediyor. Aklınıza evdeki elektrikli aletlerden bazılarını prizde bırakıp bırakmadığınız geliyor ancak aracınız bunu çoktan kontrol etti bile. Siz, iş yerinize 30 dk daha mesafeniz kaldığını fark edip vaktin nasıl geçeceğini düşünürken, arabanız dün gece uyuya kalmadan önce dinlemeye başladığınız elektronik kitabı indirmiş ve size kaldığınız yerden devam etmek isteyip istemediğinizi soruyor. Hatta bu hafta az yürüdüğünüzü de hatırlatarak, işe 10 dk kala trafiğin aşırı yoğun olduğunu hatırlatarak yürümek isteyip istemeyeceğinizi soruyor. Yürümek istemezseniz ofise varana kadar kalan vakitte en sevdiğiniz şarkıcının konserine sizin için bilet de alabilir veya eşinize sürpriz bir hediye de almanıza yardımcı olabilir.

Bunların hepsi bir çoğumuza çok uzak gelebilir, ancak otonom ve bağlantılı yeni araçlarınız bu ve daha birçok senaryoyu sandığınızdan da yakın sürede sunabilir.

IBM’in sunduğu Ekim 2019 tarihli raporunda otomotiv müşterilerinin öngörüleri paylaşılmış, dikkat çekici olan bazı rakamları sizlerle paylaşmak isterim.

·         Müşterilerin %48’i Otonommobilite hizmetini servis olarak veren ve bunun yanı sıra maliyet ve rahatlık sunan bir araçta, kendileri için markanın önemsiz olduğunu belirtiyor.

·         Otomotiv üst düzey yöneticilerinin %50 ‘si, başarılarını devam ettirebilmek hatta hayatta kalabilmek için, organizasyonların kendilerini dijital olarak yeniden keşfetmelerinin gerekli olduğunu düşünüyorlar.

·         2030 yılına kadar otomotiv yöneticileri tarafından otomotiv endüstrisinde çalışanların yetkinliklerinin yeniden oluşturulması adına 33 Milyar USD harcanması bekleniyor.

Geleceğin karşımıza neler getireceğini kesin olarak bilememekle beraber, tüketici davranışları üzerinden aşağıdaki iki varsayıma erişmemiz oldukça mümkün.

1.    Dijital teknolojiler, tüketicilerle kesintisiz temas noktalarını geliştirmek için tamamen yeni yollar oluşturmaktadır.Araçla entegre kişiselleştirilmiş servis veya hizmetler sayesinde insan hayatını benzersiz şekilde farklılaştıracaktır.

2.    Tüketiciler gelecek bağlantılı araçlardan, mevcutta tecrübe ettikleri diğer akıllı cihazlardan elde ettiklerinden çok daha üstün bir dijital deneyimleri bekleyecekler.

Günümüz ve 2030 da Otomotiv Endüstrisini Etkileyecek Dış Etkenler

Bu faktörler göz önünde bulundurulduğunda, çok net olarak gözükmektedir ki; Otomotiv’de iş modeli radikal biçimde değişecektir.

Bugüne kadar alıştığımız geleneksel Otomotiv endüstrisi tek bir iş modeli üzerinden ilerlemektedir; Üretim, Satış ve Servis. Ancak endüstri, teknolojinin etkisi ile, eski gücünde varlığını sürdürebilmek için iş modelini radikal olarak değiştirmek durumundadır.

Neler ile karşılaşacağız? Örneğin bugüne kadar yaşadığınız araç satın alma deneyiminizi gözünüzün önüne getirin lütfen. Baktığınız parametreleri hatırlayalım; “Araç kaç lt yakıt tüketir?”, “Motoru kaç lt ‘dir?”, “Kaç hp gücüne sahiptir?”, “Sunroof veya deri koltuk var mıdır?” vs.

Otomobillerin otonom ve bağlantılı hale gelmesi itibariyle müşterilerin beklentileri değişecektir. Sürücünün sürüş için yola odaklanma süreleri otonom araçlarla birlikte giderek azalacağı üzere, “bağlantılı araç deneyimleri”, “özelleştirilmiş hizmetler” ve “kesintisiz deneyim” üzerine sorgulamalar başlayacaktır.

Hayatımıza girecek yeni sorulardan bazıları şu şekilde sıralanabilir; “Dijital fonksiyonlar kolaylıkla özelleştirilebiliyor mu?”, “Uzaktan araca bağlanıp hata kontrolü ve tespiti yapılabiliyor mu?”, “Uzaktan yazılım güncellenmesi mümkün mü?”, “Aracın kullanım verilerine göre performans optimizasyonu yapılıyor mu?”, “Kamera ve sensörler yardımıyla hangi işlemleri gerçekleştirebiliyor?”, “Diğer araç veya akıllı şehir unsurları ile güvenli şekilde iletişime geçebiliyor mu?” vs. (Güvenlik konusu çok daha derinine işlenebilir ancak bu yazıda mevcut sığlıkta bırakalım.)

İşte tam da bu noktada Otomotiv üreticilerinin önlerinde sürücülere araç içi katma değerli hizmetler sunma konusunda büyük bir fırsat belirmektedir. Sürücünün sunduğu veriler üzerinden alışkanlıkları öğrenme, tercihlerini kaydetme ve kişiselleştirilmiş öneriler sunma yetenekleri yeni müşteriler kazanma konusunda önemli faktörlerden bazıları olacaktır. Araç ile bir noktadan diğerine gitmek artık vakit kaybı olmaktan çıkıp, güzel geçirilen zamanlar haline dönüşecektir.

Bağlantılı Yaşam

Sürücüler günümüzde sorunsuz seyahat edebilmesi için bilmesi gereken hava durumu, yol durumu vb. verileri genellikle cep telefonu üzerinden kontrol edebiliyorlar. Yine müzik severlerin CarPlay vb. yöntemlerle araçla telefon üzerinden etkileşimleri söz konusu. Ancak yeni nesil araçlarda, araç tarafından sağlanacak bilgiler ile farklı kategoriler de hayatımıza girmeye başlayacak, örneğin;

Bilgilendirme — Hava durumu, trafik durumu, navigasyon
Eğlence — Kişiselleştirilmiş müzik, video, sosyal medya
Ticaret — OGS/HGS ödemeleri, otopark ödemeleri, perakende alışverişler
Sağlık — Hayati değerlerin takibi, giyinebilir aksesuarlar ile iletişim
Bağlantılı Yaşam — Ev, iş, oyun vs.
Konsiyerj Hizmetleri — Otel, restorant, sinema, tiyatro vb. öneriler
Pazarlama — Kişiselleştirilmiş pazarlama ve satış promosyonları, indirimler vs.

Müşteri gözünden marka tercih sebepleri

Yeni nesil hizmetler dolayısı ile müşterilerin marka tercihleri sebeplerinin de değişeceğini öngören IBM, bu konuda kent ve kırsal bölgelerde olmak üzere üstteki anketi gerçekleştirmiş.

Kent müşterilerinin, %57 ‘si için en önemli başlık “veri güvenliği ve gizlilik”. %54 ile yaşlılar için tıbbi cihazlar içeren “amaca uygun araç” 2. sırada yer alırken, %53 ile “mobilite hizmetler satın alabileceği sadakat puanı kazanmak” 3. sırada yer almış. Sıradaki yanıt ise aslında sürücülerin teknoloji ile ne kadar içli dışlı olduğunun da bir ispatı olarak karşımıza çıkıyor, %50 ile “araç ile doğal konuşma” ile 4. sırada yer alıyor. Buradan günümüzdeki sesli asistan vb. kullanan kullanıcıların aslında mevcut teknolojiden tatmin olmadığını ve beklentilerinin çok daha üstte olduğunu anlıyoruz. %49 ile “araç içi dijital deneyim” ve %49 ile “dijital verilerin diğer araçlara transfer edilebilmesi” geliyor. Listenin sonunda ise “premium marka” algısı yer alıyor. Günümüzden çok farklı değil mi 🙂

Dijital yolculuğa çıkan otomotiv firmalarının ayakta kalabilmek için izlemekte oldukları ve izleyemeye başlayacakları başlıkları aşağıdaki şekilde özetlemek de mümkün.

·         Dijital platformlar dahil olmak üzere yeni iş modellerine yatırım yapmak

·         Yeni coğrafi pazarlara girme

·         Yeni ürün kategorileri oluşturma

·         Yeni müşteri segmentlerini hedefleme

·         Yeni mobilite hizmetleri oluşturmak

·         Diğer endüstrilerle işbirliği yapmak

·         Yıkıcı teknolojilerin aracın dışından kullanılması

·         Yeni ortak girişimler / ortaklıklar kurulması

Dijital Yatırım Portföyü

Üstte bahsetmeye çalıştığım iş modellerinin kurulması için hizmet edecek teknolojilere yapılacak yatırım tahminleri ise üstteki grafikte açıkça belirtilmektedir. “Bulut programlama”“Yapay Zeka” ve “IoT (Nesnelerin Interneti)” beklenilen şekilde zirvedeki yerlerini korumaya devam edecekler.

Otomotiv firmalarının önümüzdeki 5 yıllık stratejileri için ise;

·         Kişiselleştirilmiş deneyimlerini beğenen müşteriler yaratmayı hedeflemesi,

·         Inovasyonu cesaretlendirmeli ve açık olmalı,

·         Agile (çevik) çalışmalı ve hızlı değişmeli,

·         Verileri araştırmalı ve paylaşmalı,

·         Yapay Zeka destekli eğitim ekosistemleri oluşturarak çalışan yetkinliklerini arttırmalıdır.

Yeni nesil otomotiv endüstrisini bir tutkun müşteri olarak tecrübe etmek için sabırsızlanıyorum 🙂

https://medium.com/  Altuğ Demirden 19.12.2019

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here