İstanbul’da 17-22 Eylül’de düzenlenen Teknofest’ın yıldızı, Baykar Grup’un şemsiyesi altında kurulan Cezeri Robot şirketinin geliştirdiği ilk milli uçan araba Cezeri oldu. Baykar Teknik Müdürü ve Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Selçuk Bayraktar’ın özel çabası ve Baykar Grup’un savunma sanayindeki deneyimini aktararak yaklaşık 50 kişilik bir ekiple geliştirdiği Cezeri, festival ziyaretçilerin en çok merak ettiği araç oldu.
Bir anne, 7-8 yaşlarındaki kızının fotoğrafını çekerken dile getirdiği, “Geç kızım, önünde poz ver. Türkiye’den bir şey çıkmaz diyenlere gösterelim” sözleri, Türk halkının Cezeri‘ye olan ilgisini gösteriyordu. Bu nedenle bu yılki Teknofest etkinliğinde en çok yorulanlardan biri de ilk kez kamuoyuna sunulan Cezeri Robot‘un proje yöneticisi Ozan Yağcı oldu. Elektrikli uçan araba Cezeri’nin yanında halkın sorularını cevaplayan Yağcı, “Uluslararası Dikey Uçuş Topluluğu üyeleri şimdi bizim prototipimizi merak ediyor. Nasıl bir araç olduğunu öğrenmek istiyor” sözleriyle heyecanını dört gün boyunca festival ziyaretçileriyle paylaştı.
13’üncü yüzyıl mucidi, sibernetiğin kurucusu, Cezeri’den ismini alan bu elektrikli açan araba, aralarında Boeing, Bell, Rolls-Royce gibi dev hava-kara taşımacılığı markalarından Uber gibi ride-sharing‘in önde gelen ismine ve temelinde bir İHA teknolojisi olması nedeniyle Amazon gibi kargo şirketlerinin de bulunduğu yüzlerce projeye dahil oldu. Yarış büyük. Report Consultant tarafından 2026’da 90 milyar dolar olacağı öngörüsünde bulunulan uçan araba pazarının, yakın geleceğin en büyük yatırımlarından biri olduğu biliniyor. Son olarak 14 Eylül’de Almanya’nın Volocopter markası projesini tamamladı ve uçuş testini başarıyla gerçekleştirdi. Peki Türkiye bu yarışın neresinde?
BELİRLEYİCİ BATARYA
Cezeri Robot’un proje yöneticisi Ozan Yağcı
Yağcı, Türkiye’nin uçuş testlerine çok yakın olduğunu, Teknofest‘ten sonra uçuş testlerine konsantre olacaklarını belirterek, “Trendi takip eden değil, trendi belirleyen durumdayız. Bizim bir süredir havacılıkla ilgili çok ciddi deneyimimiz oluştu. Bayraktar TB2 insansız hava aracımız 150 bin saat civarı uçuş yaptı. Hem yazılım, hem de donanım anlamında oldukça gelişmiş teknolojilerimiz var. Havacılıkta şöyle bir kural vardır: Bir hava aracına güvenilir demek için 30 bin saat uçmuş olması gerek. Pek çok uluslararası markanın sadece saat mertebesinde uçuş yaptı. Biz binlerce saat yaptık. Bu nedenle kendini ispat etmiş uçuş algoritmaları kullanıyoruz. Bu aracın kritik birleşenleri, tüm uçuş kontrol sistemi, sensör, yapısal sistemi bize ait” diyor.
ABD ve Avrupa’da çoğu elektrikli, bazılarıyla hibrit ve hatta hidrojen yakıtla çalışan projelerini hatırlattığımda Yağcı şunu söylüyor, “İnsan taşımak istiyorsanız, hibrit veya elektrikli olmak zorunda araç. Hibrit daha uzun süre havada kalıyor ama bir karbon salımı var. Sonuçta herkes elektriğe dönmek zorunda ama şu bir gerçek ki batarya teknolojisinde çok ciddi bir sıçrama yapılması gerek.”
SİVİL HAVACILIK KURALLARI
Yük taşımada belirleyici olan batarya teknolojisinin yanısıra, sivil toplum taşımayla ilgili düzenlemelerin öncelikli olduğuna işaret eden Yağcı, bunun zor bir iş olduğuna değiniyor: “Bu araçlardan onlarcasının havada uçmasından önce herşeyin çok nizami bir şekilde tanımlanması gerek. Çünkü düşünülmesi gereken çok fazla ayrıntı var. Çok zor bir iş bu. Bu işin uluslararası bir standardı da yok. Çünkü herkes yeni. Havacılık sektöründeki boşlukların kapatılması zaman alacak. ABD, Avrupa da daha yeni bu konu üzerine çalışıyor. Biz bir an önce uçuş testlerine başlarken, diğer yandan da bu sivil havacılık kuralları üzerinde çalışacağız.”
LIDAR KULLANMAYA BAŞLAYACAĞIZ
Bir sonraki aşamada hava araçlarına daha üstün havacılık sistemlerini entegre etmek istediklerini belirten Yağcı, hava aracının etrafında olup bitenleri üç boyutlu biçimde görüntülenmesini sağlayan, kısaca radarın lazer sistemleriyle çalışması olarak tanımlayabileceğimiz LIDAR sensör teknolojisini kullanacaklarını belirtiyor. Bu teknoloji, tıpkı otonom araçlarda olduğu gibi hava aracının önündeki engelleri algılayıp kaçınmasını sağlıyor.
Yedekli pervane sistemi
Cezeri’nin pervane donanımında, dört motor kolu, her bir motor kolunda iki motor iki pervane, toplamda sekiz pervanesi bulunuyor. Motorların dört tanesi arızalansa bile, diğer dördüyle iniş yapılabilecek. Bu sistemin standart olduğunu belirten Ozan Yağcı, Volocopter’ın da aynı pervane teknolojisini kullandığını belirtiyor. Cezeri’de 40-50 kişiden oluşan bir ekibin imzası var.
https://turkeyai.com Şule GÜNER 01.10.2016