17-22 Eylül tarihlerinde bir milyon kişi Atatürk Havalimanı’na gelerek TEKNOFEST’te buluşmaya hazırlanıyor. Bu yıl festivalin en büyük sürprizlerinden biri uçan araba CEZERİ olacak. SABAH Pazar olarak İHA, SİHA VE CEZERİ’nin üretim alanına girdik ve ilk kez uçan araba CEZERİ’yi görüntüleyip deneyimledik.
Türkiye’nin ilk havacılık, uzay ve teknoloji festivali TEKNOFEST için geri sayım başladı. Bu yıl ikinci kez düzenlenen festival aynı zamanda dünyanın en büyük ikinci havacılık etkinliği. 122 ülkeden başvuru, 81 ilden katılım, 50 bin yarışmacı başvurusu, 10 bin finalist, 17 bin 373 takım başvurusu ile yine bir rekora imza atan festivalin yarı finalinde 2 bin takım yarışacak ve toplamdan 3 milyon liradan fazla ödül dağıtalacak. Bu yıl festivalde bir ilk daha yaşanacak ve milli uçan arabamız CEZERİ’nin prototipi festivalde sergilenecek. Biz de SABAH PAZAR olarak uçan araba teknolojisine dünya ile aynı anda başlayan BAYKAR’ın hayata geçirdiği CEZERİ’yi ilk kez görüntülemek için üretim alanına girdik. BAYKAR Teknik Müdürü, T3 Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Selçuk Bayraktar ile hem milli İHA ve SİHA’larımızın hem de CEZERİ’nin üretim alanlarını gezerken geleceğe dair heyecanlanmamak mümkün değildi. Etrafta pırpıl pırıl genç mühendisler durmaksızın çalışıyor. Kimi boyadan yeni çıkmış bir İHA’yı parçalarının takılacağı alana taşıyor kimi de bilgisayarları başında kafa kafaya vermiş yeni bir yazılım üzerinde tartışıyor. Yüzlerce mühendis arasında muntazam bir uyum ve disiplin var. AKINCI’nın önünden geçerken genç beyinlerimize ve emeklerine saygı duymamak mümkün değil. CEZERİ’nin bulunduğu alana vardığımızda ise başka bir gurur kaplıyor içimizi. Geleceğe yön verecek olan bir teknolojiye tam zamanında başlayıp iddiamızı ortaya koyabilmemin gururu… Bayraktar ve etrafında toplanan genç ekip, bir zamanlar çeşitli sebeplerle engellenmiş Nuri Demirağ ve Vecihi Hürkuş’un bayrağını geleceğe taşıyanlar aslında. Uçan otomobillerin havacılıkta bir devrim olduğunu söyleyen Bayraktar: “Uçan araba kişisel cep telefonunuz gibi. Herkes bir anda pilot olacak. Bu yüzden herkesin kullanabileceği basitlikte, çok emniyetli ve akıllı olması gerekiyor. Bu anlamda otomotivde de havacılıkta da bir devrimdir bu. Çok az kaldı, önce akıllı otomobiller hemen ardından da uçan arabalar geliyor. CEZERİ ile uçabilmek beni de çok heyecanlandırıyor” dedi.
– Türkiye’nin ilk havacılık, uzay ve teknoloji festivali. Dünyanın ise havacılık alanındaki en büyük ikinci etkinliğine imza atmak oldukça büyük bir başarı. Bu başarının ardında nasıl bir çalışma disiplini var?
– Geçtiğimiz yıldan edindiğimiz deneyimi kullanıyoruz. Türkiye Teknoloji Takımı (T3) Vakfı, paydaşlarımız, TEKNOFEST İcra Kurulu, organizasyon ve iletişimi yürüten ajansların yoğun çaba çalışmaları var. Geçen yıl ilk TEKNOFEST sona erer ermez bu yılı organize etmek için hiç ara vermeden çalışmalara başladık. T3 Vakfı bursiyerleri ve gönüllülerimiz de yoğun bir şekilde çalıştı ve halen çalışmaya devam ediyor. Koordinasyon için yıl boyunca Milli Eğitim Bakanlığı’ndan paydaş kurumlara kadar onlarca toplantı yapıldı. Her aşamada sahaya inildi. Dünyada bu büyüklükte bir organizasyonu her yıl yapabilen bir yapı yok.
– Bizim “Çabuk büyü, çabuk yetiş, tez oğlum” diye bir türkümüz vardır. Anne-babalar evlatlarından aslında hep ülkesine göz dikenlerin karşısında dik durmalarını isterler. Sizin de bu türküyü sevdiğinizi biliyoruz. Artık ülkeler teknolojik olarak da tehdit altındalar. Bu tehditlere karşı nasıl güçlü duracağız?
– Esat Kabaklı’nın bu türküsünü gerçekten severek dinliyorum. Hatta TEKNOFEST roket yarışmaları için bu müzikle bir klip bile hazırladık. Ülkemizin savunması elbette çok önemli. Dünyada gelişmeyi sağlayan bütün büyük icatlar savunma sanayinden çıkıyor. Kendinizi savunamadığınız takdirde yaşam hakkı tanınmayan bir dünyada yaşıyoruz. Tek yol bu teknolojileri kendimizin geliştirmesi. Biz BAYKAR’da Bayraktar Mini İHA ile başladığımız çalışmalarda hep bu düşünceyle ilerledik. Ülkemiz kısa bir süre öncesine kadar İHA’ları yurt dışından parasıyla bile alamıyordu. Bayraktar TB2 SİHA ve Bayraktar AKINCI Taarruzi İHA’yı da tüm bu tehditlere ve engellemelere karşı güçlü durabilmek için geliştiriyoruz. Genç kardeşlerimiz de ülkemizin bağımsız ve müreffeh olması için stratejik tüm alanlarda çalışmaya devam edecekler.
ANNEME SÖZÜMÜ TUTUYORUM
– Annenizin “Eğer teknoloji konusunda başarılı işlere imza atarsanız size süt hakkımı helal edeceğim” diye bir vasiyeti var. Sizin en büyük motivasyon kaynağınız bu süt hakkının helalliğini alabilmek mi?
– Annemizin nasihati her zaman kulağımıza küpe oluyor. Bu nasihat en büyük motivasyon kaynaklarımızdan biri. Başardığımız her yeni işte, geliştirdiğimiz her yeni teknoloji de annemizin sözünü biraz daha tuttuğumuza inanıyorum.
– Sosyal medya paylaşımlarınızda geçmiş bilim insanlarımızı sık sık yâd ediyorsunuz. Çeşitli engellerle karşılaşıp yapılamamış uçaklar, arabalar ve daha niceleri için çalışanlara selam gönderiyorsunuz. Yaptıklarınız ve yapacaklarınızda biraz da onlara vefa isteği mi var?
– İslam medeniyeti dünyanın çehresini değiştiren büyük âlimler yetiştirmiş ve bilimsel metodoloji gibi temel bir disiplini oluşturarak ilerlemenin önünü açmış. Ancak 16’ncı yüzyıldan başlayarak havacılık ve uzay çalışmalarına karşı oluşmuş bir taassup var. Dünyanın ilklerinden olan Takiyüddin’in rasathanesi, buradan cin çıkacak benzeri söylemlerle padişaha yıktırılmış. Düşünün bu ABD Başkanı’nın NASA’yı uçaklarla bombalatıp imha etmesine benziyor. Keza Hezarfen Ahmed Çelebi de ilk roketi yapan Lagari de benzer sebeplerle engellenmiş. Cumhuriyetin ilk yıllarında Nuri Demirağ ve Vecihi Hürkuş gibi uçak yapan, uçuran ve fabrika açarak Türkiye’yi yolun başında bu teknolojileri üreten bir ülke yapmaya çalışan çok önemli şahsiyetler var. Ancak onların bu şevkli ve istekli çalışmalarını da sistem akamete uğratmış. Bu kişiler bizlere yol gösteren öncüler. Tabii ki yaptığımız işin hem aziz milletimize hem de bu değerli isimlere vefa göstermek olduğunu bilerek çalışıyoruz.
– Bugüne kadar teknolojiyi hep dışardan satın aldık. Paralel zamanlı olarak teknoloji üretemedik. Ancak CEZERİ, dünya ile aynı zamanda geliştirilen bir teknoloji. Belki de ülkemizin tüm yazgısını değiştirecek. Uçan araba pazarında nasıl bir iddiamız olacak? TEKNOFEST’te CEZERİ’yi görebilecek miyiz?
– Dünyada otomotiv sektörünün yeni gözdesi uçan arabalar. Bu aslında geleceğe hazırlanma yarışı. Biz de BAYKAR olarak bu alanda geride kalmamak için AR-GE çalışmalarına başladık. Son 10 yılda 100’den fazla elektrikli dikey inişkalkış konsepti geliştirildi. Dünyada halen bu alanda çalışan 200’e yakın teknoloji girişimi var. Girişim sermayeleri bu alana 1 milyar dolardan fazla yatırım yaptı. Burada platformdan daha çok yazılım, elektronik, aviyonik sistemler, güç sistemleri ve yapay zekâ ön plana çıkıyor. Türkiye olarak şimdiden AR-GE çalışmalarına başlarsak 10 yıl sonra bu alanda dünyanın önde gelen ülkeleri arasında yer alırız. Aksi takdirde bazı alanlarda olduğu gibi montaj ve ithalat yapmaktan başka şansımız kalmaz. Bayraktar TB2 SİHA’ları üretirken de benzer yollardan geçtik. 2000’li yılların başında hedef koyarak AR-GE ve üretim çalışmalarına başladık. Şimdi kendi sınıfında operasyonel olarak dünyanın en iyi SİHA’sını üretiyor ve birçok ülkeye ihraç ediyoruz. Aynı gerekçelerle gençlerimizin bu teknoloji yarışında geri kalmamaları ve gelecekte söz sahibi olabilmeleri için TEKNOFEST bünyesinde Uçan Araba Tasarım Yarışması gerçekleştiriyoruz. TEKNOFEST’te ilk CEZERİ Uçan Araba prototipini sergilemeyi planlıyoruz.
HERKES PİLOT OLACAK
“Uçan arabalar tam anlamıyla hayata geçtiğinde bu arabaları kullanan herkes pilot olacak. Bu yüzden uçan arabalar herkesin kullanabileceği basitlikte, akılı ve çok emniyetli olarak tasarlanıp geliştiriliyor. Bu anlamda otomotivde de havacılıkta da bir devrime şahitlik ediyoruz. Çok az kaldı, önce akıllı otomobiller geliyor, sonrasında ise uçan arabaları göreceğiz. CEZERİ ile uçabilmek beni de çok heyecanlandırıyor. İlk etapta CEZERİ 8-10 dakika uçacak. Sonrasında öngördüğümüz süre 1 saate ulaşması. Batarya teknolojisi ilerledikçe uçuş süresi de artacak. Bir çocuğun büyümesi gibi, önce emekleyecek, sonra kalkıp yürüyecek ve ardından uçacak. Biz bu ön prototipi öğrenmek, araştırmak ve gençlerimizi bu alana yöneltebilmek için geliştiriyoruz. ‘Bir uçan araba nasıl olmalı’ bunu öğreniyoruz. Geleceğin dalgası bu teknoloji. Burada önemli olan bugünün değil yarının yarışlarına hazırlanmak. Dünyada bir numara olmaya çalışmak.”
UZAY ALANINDA DA ÇALIŞMALAR BAŞLADI
– Tuz Gölü’nde derin ve heyecanlı bir çalışma vardı. Gençlerin hayal edip hayata geçirdikleri roketler ard arda havalandı. Kendi milli roketlerimizi, uzay araçlarımızı da fırlatacağımız günler yakın mı? Özellikle uzaya gönderilecek milli bir roket çalışması planı var mı? – Çok yakın tarihte olmasa bile bu alanda da hem gençlerimiz hem de devletimiz çalışıyor. Yakın bir zamanda kurulan Türkiye Uzay Ajansı, büyük ve güçlü Türkiye yolunda uzay alanındaki çalışmalara öncülük edecek. Milli Uzay Programı oluşturulacak. Roket yarışması Türkiye dışında sadece Amerika’da yapılıyor. İşte bu gençler oluşturulacak bu programları yürütecek kişiler olacak. Tuz Gölü’nde havaya çıkarken gördükleriniz sadece roketler değil, istikbalimiz. – Havada ve karada oldukça iddialıyız, milli atılımlar birbirini takip ediyor, peki ya denizde? Denizler için milli hedefimiz nedir? – Mavi Vatan da milli projeler Savunma Sanayii Başkanlığı koordinasyonunda yürütülüyor. Denizlerimiz için insansız sistemlerin yer alması gündemde. Ayrıca TCG Anadolu LHD (Havuzlu çıkarma gemisi), MİLGEM projesi kapsamında istif sınıfı fırkateyn, TF 2000 hava savunma fırkateyni, ÇAFRAD radar projesi ve Atmaca gemi savar füzesi gibi önemli projeler için çalışmaların devam ettiğini biliyorum. – Sizi ve yaptıklarınız her kesimden insan takdir edip ayakta alkışlıyor. Size karşı ciddi bir sevgi seli var. Aynı zamanda gelecek için sizden beklenenler de büyük. Bu sevgi ve beklentiyi gördükçe neler hissediyorsunuz? – Aziz milletimizin gösterdiği sevgi ve teveccüh omuzlarımızdaki yükü daha da önemli hale getiriyor. Onların desteği bize motivasyon ve çalışma gücü veriyor. Milletimize layık olmak için çalışmalarımızı disiplinle yürütüyoruz. Ben önde görünüyorum ama geliştirdiğimiz tüm bu teknolojiler ve TEKNOFEST’i tek başıma yapmıyorum. Ne yapıyorsak BAYKAR ve T3 Vakfı ailesi ile birlikte gerçekleştiriyoruz. BAYKAR’ın geliştirdiği Bayraktar TB2 SİHA ve Bayraktar AKINCI TİHA ile TEKNOFEST gibi dev bir organizasyonun ardında hep bu isimsiz kahramanlar var. Buradan tüm ekip arkadaşlarımıza, gecesine gündüzüne katan sessiz kahramanlara verdikleri emekler için bir kez daha teşekkür ediyorum
HAYAL EDEN, ÜRETEN, GELİŞTİREN BİR TOPLUM
“Bizim hikâyemizde geleceğin teknolojilerini takip eden bir aiel ve onun etrafındaki genç mühendisler var. Bu konuların daha dünyada pek bilinmediği dönemde çalışmaya başladık. Şimdi bir başarı örneği oluştu. Adım adım yol aldık. Önce öğrendik, sonra geliştirdik ve büyüdük. Geçmişten bugüne başkalarına yapılmayan engellemeler ve yasaklarla mücadele ettik. Biz Milli Teknoloji Hamlesi dediğimiz düşüncenin bu milletin içinden çıkan bir dip dalgasıi le toplumu dönüştürmesini istiyoruz. Milli Teknoloji Hamlemizin amacı hayal eden, üreten, araştıran ve geliştiren bir topluma dönüşmek. Bu dip dalgasının da seferberlik halinde 7’den 77’ye herkese ulaşmasını hedefliyoruz. Eğer bu dönüşüm gerçekleşirse bu ülkede bir daha Devrim otomobili veya Nuri Demirağ’ın uçağının başına gelenler yaşanmayacak. İşte bu sebeplerle TEKNOFEST’i hayata geçirdik.”
ADINI CEZERİ KOYDUK
“Otomotiv endüstrisi dünyada 100. yılını geçti. Şu an otomotiv sektöründeki en yeni trend elektrikli ve akıllı otomobiller. Akıllı otomobiller cep telefonlarına benzer bir deneyime tanık oluyor. Cep telefonları ilk çıktığında trend boyutlarının küçük olması yönündeydi. Zamanla telefondan çok cebimizdeki kişisel bilgisayarlar haline dönüştüklerinde boyutları büyüdü. Otomotivde de benzer bir devrim yaşanıyor. Bilgisayarlar araba haline geliyor. Devrim otomobilinin önü kesildiğinde kendi markamızı üretme fırsatını kaçırdık. Fikri katma değer dışarıda kalırken biz yabancı markaların montaj sanayisi haline geldik. Otomobilde dünya çok ilerledi. Akıllı arabalarda da çok yol alındı. Sonraki aşamada arabalar uçmaya başlayacak. Uçan arabaların prototipleri çıkmaya başladı. Şu an 100’ün üzerinde prototip var. Büyük firmalar da bu işe giriyor. Ufak girişimler bile milyon dolarlık yatırımlar alabiliyor. Bu 10-15 yıl içinde uçan arabalar geliyor demek. Biz şimdiden bu yarışa hazırlanmazsak 10 yıl sonra ne yapacağız? Ancak yine montaj yaparız. Ama şimdi kendi markamızı geliştirme şansımız var. Uçan otomobil teknolojisini kaçırmak istemiyoruz. Bunun için yola çıktık ama bu hemen uçacağı, yollara çıkacağı anlamına gelmiyor. Belki 10-15 sene sonra havada ve yollarda göreceğiz. Ancak birkaç sene içinde kırda, dağda, yaylada uçan bir ATV gibi gezmeye başlayacağını düşünüyorum. Biz de CEZERİ Uçan Araba’nın ön prototipini TEKNOFEST’te sergileyeceğiz. Bu kez zamanında başladık. Kimseden bir eksiğimiz yok. Öğrenilmiş çaresizlik duygusunu da geçmişte bıraktık artık. ‘Zaten uçmaz, uçsa da kimse almaz, başkası bizi geçer’ gibi düşünceler uzaklarda kaldı. Türkiye teknoloji üretir hale geldi. Sınıfının en iyi SİHA’larını üretip, dünyanın havacılıkta gelişmiş ülkelerine ihraç ediyoruz. Benim de uzmanı olduğum sibernetik, robotik biliminin kurucusu bu topraklarda yaşamış Müslüman bir âlim olan Cezeri. Ben de onun talebesiyim. Uçan arabamızın ismini de bu yüzden CEZERİ koyduk
GENÇLERLE GURUR DUYACAKSINIZ
TEKNOFEST’e gelen herkes ülkesi ve yetiştirdiği beyinler ile gençlerimizle gurur duyacak. Eğlenceli yarışmalar, SOLOTÜRK’ten Türk Yıldızları’na ve yabancı akrotimlere kadar muhteşem hava gösterileri izleyecekler. Milli şirketlerin son dönemde savunmadan havacılığa geliştirdikleri tüm teknolojileri, ürünleri yerinde görebilecekler
ÖDÜLLERİ CUMHURBAŞKANIMIZ VERECEK
– Geçen sene Başkanımız Recep Tayyip Erdoğan festivale büyük bir giriş yapmıştı. Bu yıl yine böyle bir organizasyon olacak mı? Festivale davet edilen yabancı siyasetçi ya da farklı alandaki konuklar olacak mı?
– Sayın Cumhurbaşkanımız bu yıl da TEKNOFEST’e katılacak. Geçen yıl olduğu gibi bu sene de ödül alan öğrenciler-i mizi, genç kardeşlerimizi sahnede onurlandıracak. Festivalde ise yine önemli isimleri ağırlamayı hedefliyoruz. Katılacak siyasetçi ya da dünyaca tanınan konuklarımızı programları belli oldukça açıklayacağız
3 SANİYE İÇİN BİR YIL ÇALIŞTILAR
Bu sene başvuran projeler arasında sizi çok heyecanlandıran ve gelecek vaat eden hangi projeler oldu? – Açıkçası yarışmalara katılan her proje bizim için çok önemli. Bu projeleri geliştiren genç kardeşlerimiz gelecekte çalıştıkları alanlarda Türkiye’nin projelerini yöneten, geliştiren mühendisler ve yöneticiler olacaklar. Projeleri ayırt etmemiz mümkün değil. Çünkü tüm projeler için olağanüstü çaba gösteriliyor ve emek veriliyor. Mesela roket yarışmasına katılan takımlar bir yıl boyunca roketin fırlatıldıktan sonraki yaklaşık 3 saniyede binlerce metreye çıkışını, gökyüzündeki yükselmesini görebilmek için uğraşıyor. Çeşitli şanssızlıklar yaşıyorlar, bunları aşmak için çözüm geliştiriyorlar. Bu yarışmalar ve TEKNOFEST’in toplumda bir dip dalgası gibi yayılmasını ve Türkiye’nin teknolojik dönüşümünü sağlamasını arzuluyoruz. Bu dip dalganın 7’den 77’ye toplumun tüm kesimlerince sahiplenilerek Türkiye’nin Milli Teknoloji Hamlesi’ni gerçekleştirmeyi hedefliyoruz. Onun için her alanda emek veren, gayret eden, ter akıtan genç kardeşlerimize teşekkürü bir borç biliriz
122ÜLKEDEN BAŞVURU OLDU
– Sadece yurt içinden değil yurtdışından da katılımcılar festivale geliyor. Hangi ülkelerden, ne kadar yabancı katılım bekliyorsunuz? Geçen sene yabancı katılımcıların festival için nasıl yorumları olmuştu? – Bu yıl TEKNOFEST ve Take Off Girişim Zirvesi’ne toplam 122 ülkeden başvuru oldu. Ukrayna ve Rusya’dan statik alanda sergilenmek üzere uçaklar geliyor. Ayrıca yabancı akrotimler de uçuş gösterileri yapacak. Geçen yıl TEKNOFEST’e gelen yabancı misafirlerimiz organizasyonun büyüklüğünden çok etkilenmişlerdi. Sadece ‘Yarışların Yarışı’ tüm dünyada 360 milyon kez izlendi. Birçok kişi bu denli büyük bir organizasyonu önemli bir hata yaşanmadan tamamladığımız için arkadaşlarımızı tebrik etti.
SABAH 15.09.2019