Türkiye’nin Otomobili Girişim Grubu (TOGG) CEO’su Gürcan Karakaş, Uludağ Ekonomi Zirvesi’nin ikinci gününde yerli otomobil projesinde gelinen nokta hakkında bilgiler paylaştı. Tasarım aşamasının önümüzdeki günlerde tamamlanacağını kaydeden Karakaş, aracın 2022 yılı ortalarında satışa çıkacağını belirtti. Karakaş, “Bizim otomobilimiz 2022 yılında piyasaya çıktığında Avrupa kıtasında geleneksel olmayan bir üretici tarafından üretilmiş ilk elektrikli SUV olacak. Bu alandaki yarış henüz başlıyor. Başlangıç çizgisine gelen şirketler hemen hemen aynı hizadalar. Rakiplerimiz 100 yıllık otomobil markaları değil. Rakibimiz Çin’dekiler gibi hızlı, yalın ve çevik, elektrik- elektronikten, bağlantılı cihazlardan ve akıllı uygulamalardan anlayan şirketler” dedi. Karakaş, projenin 15 yıl içinde GSMH’ya katkısının 50 milyar euroyu bulacağını ifade etti
Uludağ Ekonomi Zirvesi’nin ikinci gününde Türkiye’nin Otomobili Girişim Grubu (TOGG) CEO’su Gürcan Karakaş açıklamalarda bulundu.
“Mobilite Ekosisteminin Geleceği” oturumunda konuşan Karakaş, mobilite konusunda 3 büyük alanda etkili olan mega trendin söz konusu olduğunu kaydetti.
Karakaş, “Teknoloji boyutunda araçlar dönüşüp elektrikli, otonom, ağ bağlantılı olacak. Sosyal hayat dönüşecek, akıllı ev, akıllı bina, akıllı şehirler ile yaşam alanları değişecek ve paylaşım ekonomisi daha çok ön plana çıkacak. Bunun haricinde, yasalar değişecek, korumacılık ve çevre emisyon standartları yeniden tanımlanacak” dedi.
Karakaş, batarya teknolojilerinde elde edilen gelişmeler ile elektrikli araçların satın alınabilir hale geldiğini vurgulayarak, “Dolayısıyla içten yanmalı motorları olan otomobiller sandığımızdan daha kısa bir süre içinde, tamamıyla elektrikli araca dönüşecek. Elektrikli araç trendi otomobildeki dönüşümü hızlandırırken, otonom araç, ‘connected’ yani bağlanabilirlik ve paylaşım gibi diğer mega trendler mobilitedeki dönüşümü hızlandırıyor. Bunların hepsini kesen teknoloji ise dijitalleşme sayesinde internete bağlanabilir olmak” diye konuştu.
Otomobili etkileyen tüm teknolojik değişimlerin otomobili (1. evimiz ve 2. işyerimizden sonra) üçüncü yaşam alanına dönüştürdüğünü de aktaran Gürcan Karakaş, sektördeki dönüşümün neden olduğu rekabetin temelinde de bu üçüncü yaşam alanının paylaşılması olduğunu ve Google, Apple ve Amazon gibi şirketlerin bu konulara ilgisinin nedenin de söz konusu alan olduğunu kaydetti.
‘DÜNYA OTOMOBİL PAZARI BÜYÜYOR’
TOGG CEO’su, dünya otomotiv pazarının büyümeye devam ettiğini belirterek, “2017’de ciro 3.7 trilyon dolarken, 2035’de 5.7 trilyon dolar ciro öngörülüyor. Ciro büyüyecek ama 2035 yılında klasik otomobil üreticilerinin toplam kârdan aldığı pay yüzde 60’lara gerileyecek. 2035 yılı otomobil üreticileri için bir sonrakinden sonraki model yılı, yani “yarından sonra” demek.
Bugün kârdan sadece yüzde 1 pay alan yeni mobilitenin payının ise yüzde 40’a yükselmesi bekleniyor. Bu yüzde 40 henüz ortaya çıkmamış ürünler veya iş modellerinden yani ekosistemden kaynaklanacak. Sadece beklenen kârlılık 2035 yılında 155 milyar dolar. Cirosunu da 10 katı varsayabiliriz” dedi.
Bu dönüşümün klasik üreticilerin de farkında olduğunu bildiren Karakaş, bu nedenle gelecek 10 yılda 29 klasik üreticinin yeni alanlara yapacağı yatırım miktarının 300 milyar euro olacağını söyledi.
Karakaş, “Akıllı şehirlerle beraber şehircilik mevzuatında da ciddi değişiklikler var. Benim eski şirketimde bizim son dönemlerde yaptığımız stratejik projeleri Londra, Monaco veya Madrid’le yaptık. Dünyanın en büyük otomotiv tedarik şirketlerinde bile artık müşteri sadece geleneksel otomobil üreticileri değil. Bu nedenle mobilite ekosistemi dönüşümü ile Otomotiv Sektörü “el değiştiriyor” diyoruz” diye konuştu.
‘TÜRKİYE’DE SATIŞ POTANSİYELİ VAR’
Türkiye’nin bahsi geçen mega trendden pay alabileceğinin altını çizen Gürcan Karakaş, “Türkiye’deki araç yoğunluğunu, benzer kişi başına gelir grubundaki ülkelerle kıyasladığımız zaman görüyoruz ki, bizim 12 yıl boyunca her yıl bugünkü satılan 750-800 bin aracın üzerine 1 milyon ilave araç satmamız gerekir. Türkiye herhalde yerinde saymayacak gelirinde de bir artış olacak. Gelir artmaya devam ettiği sürece insanlar, ürettiğimiz mallar, hizmetler A noktasından B’ye gidecek. Dolayısıyla mobilitenin penetrasyonunun artması gerekiyor. Çünkü Türkiye’de ciddi bir satış potansiyeli var. Bu şu anlama da geliyor. Eğer biz bunu yapmazsak bu araçları ithal edeceğiz” ifadesini kullandı.
Türkiye geçen yıl 11 milyar doları tedarik sanayiinden gelen toplam 32 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirildiğini hatırlatan Karakaş, “Ama görüldüğü gibi mobilite ekosistemi ile kâr havuzları el değiştiriyor. 2030’lu yıllara gelindiğinde bugün talep edilen parçalarla, otomobiller büyük ölçüde talep edilmeyebilecek. Dolayısıyla Türkiye’de de dönüşümün başlamış olması gerekiyor. TOGG projesi de bu anlamda bir çekirdek. Bu yüzden Türkiye’deki ilk görüşmemizi Taşıt Araçları Tedarik Sanayicileri Derneği (TAYSAD) ile yaptık. Çünkü teknolojinin bu çekirdeğin etrafında oluşacağını, daha tasarım aşamasında bağlanabilir bir ekosistem için çalıştığımızı işin henüz başında anlatmak istedik” dedi.
Karakaş, “Biz bu mega trende son vagonundan dahil olduk. Başarmak için çok çalışmamız gerekiyor, kolay değil ama mühendislerin tabiriyle ‘roket bilimi’ de değil. Şunu da unutmayalım 2022’de dünyada tamamen elektrikli 60’ın üzerinde yeni model piyasaya çıkacak. Dolayısıyla bizim kendimize koyduğumuz hedef 2022 yılında aracımızın piyasaya girmiş olması.
Çünkü bu tarihten itibaren piyasa yavaş yavaş elektrikli araçlar ile dolmaya başlayacak” diye konuştu.
‘RAKİPLERİMİZ 100 YILLIK MARKALAR DEĞİL’
Türkiye’nin otomobili projesi kapsamında akıllı araçlar ve buna bağlı sistemler üreten gelişmiş ülkelerle aramızdaki açıklık oranı hakkında da değerlendirmelerde bulunan Karakaş, “Batımızdaki ülkelerle aramızda bir açık olduğunu söyleyemeyiz. Bizim otomobilimiz 2022 yılında piyasaya çıktığında Avrupa kıtasında geleneksel olmayan bir üretici tarafından üretilmiş ilk elektrikli SUV olacak. Bu alandaki yarış henüz başlıyor. Başlangıç çizgisine gelen şirketler hemen hemen aynı hizadalar. Rakiplerimiz 100 yıllık otomobil markaları değil. Ama Çin’de şu an 3/4’ü otomobilin kendisinden çok yaratacağı ekosistemden pay almak üzere çalışan 500 tane bizim gibi startup var. Rakibimiz Çin’dekiler gibi hızlı, yalın ve çevik, elektrik- elektronikten, bağlantılı cihazlardan ve akıllı uygulamalardan anlayan şirketler” dedi.
‘TASARIM AŞAMASI ÖNÜMÜZDEKİ GÜNLERDE BİTİYOR’
TOGG CEO’su Karakaş, yerli otomobil projesinde gelinen nokta ile ilgili de bilgiler paylaştı. Aracın tasarım aşamasında son yaklaşıldığını bildiren Gürcan Karakaş, “Tasarım önümüzdeki günlerde bitmiş olacak. Aracın teknik özelliklerini belirliyoruz. Otomobilde kullanılsın ya da kullanılmasın 900’ün üstünde özelliği gözden geçirip belirledik. Bu aracı takip edecek diğer modellerimizde de kullanılacak elektrik elektronik mimarisinin tasarımını da şimdiden yapıyoruz. 2022 yılında yola çıkaracağımız bu ürün ya da hukuki anlamdaki eserin fikri ve endüstriyel mülkiyet hakkı tamamen TOGG’a yani Türkiye’ye ait olacak” ifadesini kullandı.
2021 sonu, 2022 ilk çeyreği gibi homologasyon çalışmalarının tamamlanacağı aktaran Karakaş, 2022 yılının ortasında da aracın satışına başlanacağının altını çizdi.
’20 BİN KİŞİYE İSTİHDAR SAĞLANACAK’
Yerli otomobil projesinin, Türkiye’nin akıllı araçlar ve buna bağlı ekosistemler üreten sayılı gelişmiş ülkeler arasına katılmasına liderlik edebilecek bir stratejik bir öneme sahip olduğunu kaydeden Karakaş, “Bu projeye sadece bir otomobil projesi olarak bakmıyoruz. Başından beri hep “otomobilden daha fazlasını yapmak üzere yola çıktık” dedik. Çünkü projemizin harekete geçireceği ekosistemin 15 yıl içinde GSMH’ya katkısı 50 milyar euro, cari açığa olumlu katkısı 7 milyar euro ve istihdama katkısı ise doğrudan ve dolaylı olarak yaklaşık 20 bin kişi olacaktır” dedi.
Proje ile, yıllarca hayali kurulan Türkiye’nin otomobilinin gerçekleştirilmiş ve küresel ortamda da rekabet edecek bir markanın kazanılacağını bildiren Karakaş, “Ülkemizde teknolojinin gelişimine üniversitede, sanayide yeni fikirlerin ortaya çıkmasına, uygulama alanı bulmasına ön ayak olacağız. Aynı zamanda ülkemizin ihtiyacı olan teknoloji dönüşümünü tetikleyeceğimize inanıyoruz. Bu nedenlerle çok heyecanlıyız, benim ve çalışma arkadaşlarımın gözüne uyku girmiyor” ifadesini kullandı.
‘ELEKTRİKLİ’DE FIRSATLAR ARTIYOR’
Oturumda söz alan isimlerden Anadolu Grubu Otomotiv Grubu Başkanı Bora Koçak, Türkiye’de geçen yılki dalgalanmalardan çıkartılan dersler hakkında konuşarak, yatırımlara dikkat edildiğini, bayilerin satış miktarları, kiralama sektöründeki likidite sorunları gibi konularda daha dikkatli olduklarını anlattı.
Son dönemde şarj menzilinin artmasıyla elektrikli araç sektöründe fırsatların arttığını belirten Koçak bu alandaki ürün çeşitliliğinin hızla artmasını beklediğini söyledi.
‘ARAÇ SAHİBİ OLMAK HOBİYE DÖNÜŞECEK’
Uniti CEO’su Lewis Horne ise, yakında tüm işlerin abonelik modeli üzerine kurulacağını düşündüğünü belirterek yakında otomobil satın almanın anlamsız hale geleceğini ifade etti. Daha düşük maliyetli ve çevre dostu bu iş modeli sayesinde gelirlerin artacağını söyleyeren Horne, bu alanda kullanılacak araçlarda yüzlerce özellik bulunmasına da gerek olmadığını belirterek sade ve basit tasarımlara yöneldiklerini ifade etti.
Wavyn CEO’su Rafael Maranon da, otonom araçlar için teknoloji ürettiklerini anlattı. Maranon, Amazon ve Cisco’da elde ettiği deneyimden yola çıkarak yollardaki kazaların engellenebilmesi için teknoloji kullanılabileceğini düşündüğünü belirtti. “Kazaların yüzde 23’ü sadece bir uyarıyla engellenebilir” diyen Maranon kazalardan kaçınmaya odaklandıklarını söyledi.
eKar Kurucusu Vilhelm Hedberg ise Ortadoğu’daki ilk araç paylaşım şirketini kurduklarını anlatırken bugün BAE’de 500 araçları bulunduğunu aktardı ve geçen ay Suudi Arabistan’da bir şube açtıklarını belirtti. Kısa zamanlı araç paylaşımının kendisine ait bir alanı olduğunu ifade edenHedberg, gelecekte araç sahibi olmanın bir çeşit hobiye dönüşeceğini söyledi.
HABER TÜRK 22.03.2019