Boğaziçi Üniversitesi Enerji Politikaları Araştırma Merkezi ve AVERE Türkiye Elektro Mobilite Derneği’nin 12 Mart’ta düzenlediği “Mobilitenin Yakın Geleceği” konulu konferansta elektrikli araçların otomotiv sektöründeki dönüştürücü gücü dünyadan çarpıcı örneklerle ele alındı.
Konferansın açılış konuşmasını yapan Boğaziçi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmed Özkan, elektrikli araçların yakın gelecekte dünyayı değiştireceğine vurgu yaparak bu konuya özellikle ilgi duyan biri olarak Türkiye’de ve ziyaret ettiği Avrupa ülkelerdeki elektro mobilte kapsamındaki elektrikli bisiklet, scooter ağlarına abone olduğunu ve fırsat buldukça bu yenilikçi uygulamaları denediğini, ayrıca elektrikli araç sahibi olmasa dahi Türkiye’deki elektrikli araç kullanma deneyimi olduğunu ve bu kapsamda şarj istasyonlarını kullanma fırsatı bulduğunu ve bu araçların yaygınlaşması yönünde üniversite olarak da destek verdiklerini ifade etti. Özkan, yenilenebilir enerji temalı teknopark süreçlerinin hızla ilerlediğini paylaşarak, bu teknoparkta elektrikli araçlara yönelik Ar-Ge çalışmalarının önemli bir ağırlığı olacağını söyledi.
Boğaziçi Üniversitesi Endüstri Mühendisliği öğretim üyesi ve AVERE Türkiye Başkanı Prof. Dr. Gürkan Kumbaroğlu ise AVERE Türkiye’nin elektro mobilite ile ilgili tüm paydaşlar arasında iletişim ve koordinasyon sağlayarak Türkiye’de elektrikli ulaşımın sağlıklı şekilde gelişmesi ve yaygınlaşmasını sağlamayı hedefleyen bir organizasyon olduğunu belirtti.
Günümüzde taşımacılıkta ve ulaşımda bir teknoloji devrimi yaşandığını belirten Prof. Dr. Gürkan Kumbaroğlu ülke olarak bu değişimi yakalamamız gerektiğini vurguladı. 2018 yılında satılan elektrikli araç sayısının 155 olduğunu belirten Kumbaroğlu geçtiğimiz yılbaşında bu sayının 657’ye yükseldiğini ve her ay artış kaydedildiğini ekledi. Türkiye’nin 2022 hedefinin 140 bin adet elektrikli araç olduğunu anımsatan Prof. Dr. Gürkan Kumbaroğlu bu hedefe ulaşmak için mevcut hızla gidilirse hedeflerin yakalanmasının 100 yıl süreceğini ifade ederek sektördeki tüm paydaşlarla işbirliği içinde çalışmak gerektiğini ve kamunun konuya desteğinin ve teşvikinin çok önemli olduğunu kaydetti.
Elektrikli araç sayısının dünyada 2018 yılında iki milyonu aştığını kaydeden Kumbaroğlu artık şehirlerde elektrikli otobüslere geçildiğini; Çin, Ekvador gibi ülkelerin bu alanda örnek olduğunu ekledi. Elektrikli otobüslerle ulaşımın Avrupa’nın önemli havaalanlarından Hollanda’daki Schiphol Havalimanının ulaşım şartnamesine girdiğini belirten Kumbaroğlu, Yeni İstanbul Havalimanı’na ulaşım için de elektrikli otobüslerin devreye girmesinin gerekli olduğunu sözlerine ekleyerek yerel yönetimleri elektrikli araç kullanımının teşviki yönünde desteğe davet etti.
Üretimde bugün İtalya’nın önündeyiz, peki yarın ne olacak?
Konferans kapsamında düzenlenen “Mobilitenin Yakın Geleceği” paneline ise Prof. Dr. Cem Avcı (AVERE Türkiye Başkan Yardımcısı), Süer Sülün (Mercedes Benz Türk AŞ Direktörler Kurulu Başkanı), Hasan Yıldırım (TEMSA AŞ Genel Müdür), Philippe Vangeel (AVERE Avrupa Gn. Sekreter) ve Haluk Sayar (AVERE Türkiye Gn. Sekreter) konuşmacı olarak katıldılar.
Hasan Yıldırım, ülke olarak elektrikli araçlara adaptasyon sürecinde olduğumuzu ancak bu süreci hızlandırmak zorunda olduğumuzu belirtti. Değişimle birlikte yeni iş modellerinden ve bu modelleri hayata geçirecek politikaların gerekliliğinden söz eden Yıldırım’ın ardından söz alan Süer Sülün (BÜ ’87) ise otomotiv sektörünün Türkiye’de bugün 2 milyon adet üretim kapasitesi olduğunu belirtti. Sanayi değiştikçe, talepler çeşitlendikçe sektörün de evrildiğini vurgulayan Sülün ‘’Yan sanayii başta olmak üzere dünya elektrikli araçları kullanmaya başlarken bu dönüşüme hazır olmamız lazım. Şu anda otomotiv sektöründe araç üretiminde Avrupa’da beşinciyiz, İtalya bizim gerimizde. Ancak 10 yıl sonra da bu böyle mi olacak? 2025 yılında emisyonu yüzde 30 azaltmış olmalıyız. Bu açıdan geleceğe hep birlikte hazır olmak zorundayız. Burada da en önemli unsur iyi eğitilmiş insan kaynağına sahip olmak’’ dedi.
Konferansta ayrıca geçtiğimiz aylarda Boğaziçi Üniversitesi’nde gerçekleştirilen ve otomotiv sektöründen 17 şirketin katıldığı çalıştaydan elde edilen bazı sonuçlar paylaşıldı. Türkiye’de elektrikli araçlar konusunda yasal mevzuat ve regülasyonun en önemli konu olduğu belirtilerek gerekli teşvik mekanizmalarının en hızlı şekilde hayata geçirilmesi gerektiği kaydedildi.