Türk mühendislerinin uzun süredir üzerinde çalıştığı ve denizlere inecek bu ‘canavar’ dış görünüşte bir vatozdan farksız! Ancak düşman askerine neler yapıyor neler!
Türkiye’nin son dönemde terör örgütlerine karşı yürüttüğü operasyonlarda etkin şekilde kullanılarak başarılı sonuçlar alınmasını sağlayan yerli savunma araçları ve silahlara bir yenisi daha ekleniyor. Albayraklar Savunma öncülüğünde, Karadeniz Teknik Üniversitesi denetiminde silahlı insansız deniz aracı üretilecek.
Albayraklar Şirketler Grubu tarafından, projeye ilişkin düzenlenen toplantıda verilen bilgilere göre, görünüm itibarıyla bir vatoz balığı şeklinde ve büyüklüğünde olan SİDA’lar, bu alanda dünyada ilk ve tek olma özelliği taşıyor.
SİDA’lar su altında balina ve yunus balığı gibi hayvanların çıkardığına benzer nitelikte kriptolu akustik ses dalgalarıyla kontrol edilecek.
Normalde bir gözlem aracı olarak tasarlanan milli SİDA’lar askeri alanlarda da kullanılabilecek.
Sinyal emici boyayla kaplanmış iç kabukları sayesinde radarlar tarafından ne deniz zemininde ne de hareket halindeyken tespit edilebilmesi olanaksız olan SİDA’larda, olası bir saldırı anında düşman bir denizaltıyı ya da savaş gemisini batırabilecek bir bombayı söz konusu hedefe ulaştırma ve patlatma özelliği de bulunacak.
Albayraklar Şirketler Grubu Üst Yöneticisi (CEO) Sertan Ayçiçek ise daha önce iki tip insansız deniz aracı geliştirildiğini belirterek, şöyle devam etti:
“Bunlardan biri kabloluydu ki 200-300 metre mesafeye kadar gönderilebiliyordu. Diğer tipte ise kablosuz olarak elektromanyetik dalgalarla bir kilometreye kadar kontrol sağlayabiliyordu. Biz bu sistemde dünyada ilk defa hayvansı formda, tamamen bir vatoz balığı büyüklüğünde ve şeklinde olmak üzere, akustik ses dalgalarıyla hareket eden, aynı zamanda telemetrik akustik koordinat GPS sistemiyle koordine edilen bir silahlı insansız deniz aracı geliştiriyoruz. Şu an prototip çalışmamız Karadeniz Teknik Üniversitesi’nde devam ediyor.”
Ayçiçek, titanyum ve alüminyum alaşımdan oluşan bu aracın, 10 kilometre hıza ulaşmasının öngörüldüğü bilgisini verdi.
Vatozların iki gözünün su altı kameralarıyla donatıldığını ve aracın 3 entegre motor sistemiyle çalıştığını aktaran Ayçiçek, şunları kaydetti:
“Bu araç denizde 12 saat sürekli hareket edebiliyor ve 240 saat deniz zemininde stand-by modunda bekleyebiliyor. Günümüz teknolojisiyle şu an 300 metre derinlikte böyle bir aracı tespit etmek mümkün değil.
Radarların alanına girmemesi için aracın üzeri tamamen silikon, içi ise sinyal emici boya ile kaplı. Araç, deniz altındaki yırtıcılara karşı sadece kendi çevresinde elektromanyetik ve ultrasonik bir kalkan oluşturuyor ve bu hayvanları kendinden uzak tutuyor.
Bunu ilk etapta deniz altı gözlem aracı olarak geliştirdik. Ancak eğer karasularımızda herhangi bir saldırıyla karşılaşırsak vatozumuz Milli Savunma
Bakanlığı’nın tasarrufunda taşıma kapasitesine uygun olduğu müddetçe herhangi bir bombayı da taşıyabiliyor.
Yani hareketli bir mayın sistemi olarak düşünülebilir. Elektromanyetik mıknatıslarla bir savaş gemisinin altına yapışabilen vatozlar, bir uçak gemisini patlatabilecek bir güce sahip.”
HÜRRİYET 05.04.2018