TODAİE e-Devlet Merkezi Müdürü Prof. Dr. Bensghir, “Yapay zeka teknolojisiyle gelinen noktada vatandaş kendi hizmetini kendi üretip alabilecek konuma gelecek.” dedi.
Türkiye ve Ortadoğu Amme İdaresi Enstitüsü (TODAİE) e-Devlet Merkezi Müdürü ve Birleşmiş Milletler (BM) CEPA üyesi Prof. Dr. Türksel Kaya Bensghir, yapay zeka teknolojisiyle gelinen noktada bireylerin kendi hizmetlerini kendilerinin üretip alabileceklerini belirterek, “Dijital dünyanın bize sağladığı en önemli fırsat, iyi bir planlamayla kaynaklara herkesin eşit ulaşımını sağlaması.” dedi.
Bensghir, kamu idaresinde dijital dönüşümde karşılaşılan sorunlarla ilgili yaptığı açıklamada, son yıllarda ağırlıklı olarak yapay zekayı sosyal problemlere çözüm olarak anlamaya çalıştıklarını anlattı.
Kamu idarelerinin çözeceği sosyal problemlere yapay zekanın getirebileceği çözüm yollarının tartışıldığını belirten Bensghir, ”Dijital dönüşümün devletteki problemlerine odaklanıp sadece devletin kendi süreçleriyle değil, bu dönüşüm sırasında bir taraftan da toplumun bireyleri nasıl dönüştürdüğüne, bireyler arası ilişkileri nasıl şekillendirdiğine de odaklanmak gerekiyor. Toplumsal düzeydeki dijital dönüşüm anlaşıldığında devlette de bu dijital dönüşümün temelleri daha iyi atılabilir.” diye konuştu.
Bugüne kadar e-devlet dönüşümünü gerçekleştirmeye çalıştıklarını ve şu an dijital devleti dönüştürme yolunda olduklarından söz eden Bensghir, bu ilerleyişin nesnelerin interneti, büyük veri analitiği ve yapay zeka uygulamaları gibi yeni teknolojiler ve fırsatlar sunduğunu ama bir o kadar da tehlikeler ve çözülmesi gereken sorun alanları doğurduğunu anlattı.
DİJİTAL DEVLET
Şimdiye kadar devletin hizmet üretip insanlara sunduğunu ifade eden Bensghir, sözlerini şöyle sürdürdü:
”Yapay zeka teknolojisiyle gelinen noktada vatandaş kendi hizmetini kendi üretip alabilecek konuma gelecek. Bu büyük verinin erişilebilir, ulaşılabilir ve herkes tarafından değer yaratılabilir bir altyapı oluşturulduğunda artık bireyler de bu platformlar üzerinden kendi gereksinimlerini ve e-hizmetlerini oluşturabilecek düzeye gelebileceğini göreceğiz. Dolayısıyla yakın gelecekte ‘dijital devlet’ dediğimizde artık devlet kurumlarının bu işi sadece tek başına yapmaları değil de diğer aktörlerle beraber hizmeti üretme ve sunma noktasında iş birliğine dayalı bir örgütlenmeye ihtiyaç duyulacak. Bu da şu an içinde bulunduğumuz hiyerarşik kurumsal yapıları, yasal ve hukuksal alt yapıyı da değiştirecek. Çok yakın gelecekte bu bahsettiğimiz dijital dünyanın artılarını değere dönüştürecek bir devlet aygıtının da uyumlaşması gerekiyor.”
Yapay zeka teknolojileriyle ortaya çıkan sorunlarda belirsiz olan etik ve güvenlik konusunun önemine işaret eden Bensghir, bu sorunların sadece Türkiye bazında değil uluslararası alanda ortaklaşa çıkarılacak yasal alt yapılarla ve teknolojik çözümlerle giderilebileceğini vurguladı.
Prof. Dr. Bensghir, bu teknolojiyle üretilen yapılarda fiziksel sistemlerle insanların bir arada olacağını belirterek, ”Siber fiziksel varlıklar olan robotların haklarının ne olacağı konusu tartışmalı.” dedi.
“BİREYLER DİJİTAL DÖNÜŞÜM RİSKLERİNİN FARKINDA OLMALI”
Bu teknolojilerin güvenlik açısından insan yaşamını daha kırılgan hale getirdiğine işaret eden Bensghir, ”Toplum, hükümet, devlet ve birey olarak bunu çözmenin yollarını da bulmalıyız. Sadece devletin çözüm üretmesiyle olacak bir şey değil, bireylerin de bu dijital dönüşümün riskleri konusunda farkındalıklarının artması ve bireysel çözümlerini geliştirebilmeleri önemli. Kendilerini dijital kimliklerinde nasıl konumlandırmalılar ki hem etik açıdan hem de güvenlik açısından güvencede olabilsinler? Bu teknolojiyi kendilerine zarar vermeden kullanmaları ve değer yaratmaları gerekir.” değerlendirmesini yaptı.
İnsanların kendi hizmetlerini kendilerinin alması durumunda düzenlemeler iyi yapılmazsa hizmetlerin üretilmesinde ve erişimde adaletsizlikler doğabileceğine dikkati çeken Bensghir, şöyle devam etti:
”Bunun çözümü, dijital dünyanın doğasını anlamaktan geçiyor. Dijital dünyanın bize sağladığı en önemli fırsat, iyi bir planlamayla kaynaklara herkesin eşit ulaşımını sağlaması. Bu sağlandığında hizmetlerin standartları belli olursa, bunu üretecekleri bilgi kişisel mahremiyet, gizlilik ve etik problemleri çözülerek sunulursa bir kargaşaya yol açmaz. Aslında şu an bir kargaşa var diyebiliriz. Hizmeti hem fiziksel hem de sanal ortamdan almaya çalışıyoruz ama istediğimiz kadar etkin hizmet aldığımızı söyleyemeyiz. Tabii ki bundan 10 yıl öncesine baktığımızda gelişme var. Fakat giderek nüfus artıyor ve yaşlanıyor. Burada kapsayıcılık, fırsat eşitliği ve bilgiye dayalı kaynakların herkese eşit fırsatlar sağlaması da devletin görevi. Bu yeni teknolojilerin iyi planlanması ve tasarlanmasıyla yapılabilir.”
“ULUSAL DÖNÜŞÜMDE STRATEJİK PLANA İHTİYACIMIZ VAR”
Türkiye’de 11. Kalkınma Planı hazırlıklarının başladığını anımsatan Prof. Dr. Türksel Kaya Bensghir, yönetim mekanizmasını göz önüne alarak kapsamlı bir ulusal dönüşüm stratejik planına ihtiyaç olduğunu dile getirdi.
Bu plan içerisine girecek çözümlere, bilgi ekonomisini hızlandıran stratejilerin, yeni teknolojilerin yaratacağı dijital dönüşümün tehlikelerini ve fırsatlarını iyi anlayıp eklemek gerektiğini vurgulayan Bensghir, sözlerini, “Hazırlık aşamasındaki kalkınma planı, açık veri tabanlı yenilikçi bilgi ekonomisinin faydalarını politika eylemlerinde en üst düzeye çıkarmak için somut hedefler içermelidir. Ülkemizde 15-45 yaş arasındaki oran yüzde 47 ve bu çok büyük bir rakam. Bu neslin dijital dünyada sorunsuz yaşayabilmesi için herkese görev düşüyor. Bu riskleri anlayarak ve tehditleri görerek, dijital hayatın teknolojilerine milli ve yerli çözüm üretmek gerekiyor. Gençlerimizin bu alanlarda yeni meslekler edinmesi, yeni yetenekler, beceriler geliştirmesi hayati önem taşıyor.” diye tamamladı.
NTV 03.01.2018