2018 Öngörüleri

0

Adettendir, sene sonuna doğru müzik programları yılın en iyi şarkılarını seçer, The Economist bir sonraki sene ile ilgili özel sayısını yayınlar vb. Yani hem biraz geriye bakılır, hem de geleceğe. Ben de önümüzdeki bir kaç yazıda Türkiye’de farklı teknoloji liderleriyle sohbet edip, hem biraz neler yapıyoruz ve neleri daha iyi yapabilirizi, hem de gelecekle ilgili düşündüklerini öğrenmeye çalışacağım.

İlk konuğum Intel Türkiye Genel Müdürü Yalım Eriştiren.

2018 ile ilgili sizi en çok heyecanlandıran teknoloji/inovasyon nedir?

– 2018’de beni heyecanlandırmaya devam edecek olan iki alan Yapay Zeka(AI) ve Blockchain olacak. Buralarda önemli inovasyonların çıkmasını bekliyorum. Buna AR/VR’I da ekleyebilirim. Özellikle Intel’in Teknoloji sponsoru olduğu 2018 Kış Olimpiyatları’nda bir çok yeniliği görüyor olacağız.

Türkiye’nin teknoloji geliştirme alanında daha ileri gidebilmesi için üzerinde en çok çalışmamız gereken konular nedir?

– Teknoloji bir çok gelişmenin merkezinde duruyor ve bir süredir çokça konuştuğumuz 4.Endüstriyel Devrim’in ana itici gücü haline gelmiş durumda. Artık kritik, ses getiren, oyunun kurallarını değiştiren teknolojiler sadece kocaman kocaman şirketlerden değil, tam tersi küçük ama konusunun uzmanı start-up’lardan geliyor. Genelde ataleti yüksek büyük şirketler fırsatları yakalamakta geride kalabilirken büyüklüklerinin avantajını kullanıp şirket satın almalarıyla yollarına devam edebiliyorlar.- Bu nokta da özellikle FIRSAT kelimesinin altını çizmek istiyorum. Çünkü her fırsatın bir de hızla daralan Zaman Penceresi var. Bunu kaçırmamak lazım. Pazarı oturmuş, oyuncuları belli, tabiri caizse köşeleri tutulmuş alanlara konvansiyonel yöntemlerle girmeye çalışmak hatasına düşmemek lazım. Alışkanlıklar hep bugüne hatta düne bakma yönünde. Yatırım yapacağımız (kişisel gelişim ya da şirket) alana mutlaka geleceğe ve yukarıda bahsettiğim kriterler çerçevesinde bakmamız lazım.- Teknolojide ben önümüzdeki dönemde birkaç belli başlı alanda büyük fırsatlar görüyorum. Bunlar Blockchain, Yapay Zeka, AR/VR, Robotik, 5G ve Otonom Arabalar. Bu alanların hepsinde keşfedilmemiş çok yer var ve dolayısıyla yapılacak daha çok iş var. Tüm dünya bu yeni alanlardan kendine düşen payı arttırmak için var gücüyle çalışıyor. Bizlerin de hızla gençlerimizi bu alanlara yönlendirmemiz lazım.

Öğrencilerle de bir çok aktivite yapıyorsunuz, şu anda üniversitede okuyan bir gence ne tavsiye edersiniz?

– Bizim üniversitede okuduğumuz ya da mezun olduğumuz dönemlerde sözel sayısal gibi kavramlar vardı ve birini seçiş diğerinden vazgeçiş gibi algılanırdı. Hayat daha siyah beyazdı ve bir yandan bu bizlerin bir lüksüydü. Ama şu andaki gençlerin böyle bir lüksü yok. Oyunun kuralları değişti. Her gencin temel STEM-A (Science, Technology, Engineering, Maths – Arts) formasyonu alması ve aklını bu şekilde formatlaması lazım. Ben  doktor olacağım, bana ne bilişimden, anlamam-öğrenmem de diyen bir öğrencinin başarılı bir kariyer yakalaması mümkün değil. Aynı şekilde ben sinema okuyup yönetmen olmak istiyorum diyen genç için de bu geçerli. Diğer yandan sanata, felsefeye vakit ayırmayan bir mühendisin ya da teknologun da büyük işler başarmasını beklemek hayalden öteye gitmeyecek. Belli bir konuda uzmanlık olmazsa olmaz. O alanı seçip, orada en iyisi olmaya çalışmak lazım. Ama bu diğerlerinden hiç anlamam ve ilgilenmem noktasında olmamalı. Örnek vermek gerekirse şu anda en ilerici ve inovatif doktorlar yapay zeka ve AR/VR gibi teknolojileri uygulayabilenler. Gerek kanser tedavilerinde yapay zeka kullanımı, gerekse en kritik cerrahi operasyonlarda (ör: UCLA) AR/VR kullanımı her geçen gün daha da yaygınlaşıyor ve derinleşiyor. Aynı şekilde şu anda AR/VR’I  en çok kullanan diğer bir kesim ise ilerici film yönetmenleri. Eliza Mcnitt (Pale Blue Dot), Milica Zec (Tree) buna sadece bir örnek.

Düşüncelerini bizle paylaştığı için Yalım Eriştiren’e teşekkür ediyorum.

Geçen hafta başladığım sohbetlere bu hafta da Türk Telekom CEO’su sevgili Paul Doany ile devam ediyoruz.

1- 2018 yılı için en çok hangi teknoloji ve inovasyonlar için heyecan duyuyorsunuz?
Kitlelerin hayatında katma değer yaratabilen projeleri kişisel olarak heyecan verici buluyorum. Hiç kuşkusuz nesnelerin interneti ve yapay zeka alanında pek çok ürünü takip ediyoruz. Yaşanan tüm bu gelişmelerin bir anlam ifade etmesi için insanların gündelik yaşamlarına dokunabilmeleri gerekiyor. Bu sebeple sıklıkla Türkiye’deki internet penetrasyonunun artmasını ve ülkedeki dijital uçurumun azaltılmasını savunuyorum.

Bugünün dünyasında internet yalnızca ülkelerin ekonomik kalmasında kritik bir rol oynamakla kalmıyor, tüketicilerin sosyal refahının yükselmesine de katkıda bulunuyor. bağımsız bir araştırma kuruluşuna göre, Türkiye’de sabit geniş bant penetrasyonunun %25 artmasının, ülkenin gayrı safi yurt içi hasılasına 130 milyar dolar katkıda bulunacağı ve 500 bin kişilik ek istihdam yaratacağı öngörülüyor. Bu anlamda Türk Telekom’un geniş bant ağının merkezinde yer alarak Türkiye’nin her şehrine 246 bin km uzunluğunda fiber internet sağlıyor olmasından gurur duyuyorum. Dijital dünyanın avantajlarını daha fazla haneye ulaştırabilmek adına durmaksızın çalışmaya devam edeceğiz.

Şüphesiz ki nesnelerin interneti, yapay zeka ve artırılmış gerçeklik alanlarında yaşanan gelişmelerden dolayı oldukça heyecanlıyız ve bu dikeylerde neler yapabileceğimize odaklanmış durumdayız. Bu gelişmelere ek olarak, artan işlemci gücünün ve büyük veri analitiğinin önümüzde pek çok kapı açacağının farkındayız. Blockchain de takip ettiğimiz teknolojiler arasında finans, üretim ve tedarik zinciri gibi alanlarda son derece kritik değişimlerin habercisi olarak ön sıralarda yer alıyor.

İnsanların gündelik yaşamlarına dokunarak yaşam kalitelerini arttıran teknolojilerin geliştirilmesi için çalışıyor ve bu amaçla çeşitli ortaklıklar kuruyoruz. Örnek verecek olursak:

– Uzaktan sağlık hizmetleri sağlayabilmek adına nesnelerin interneti teknolojileri

– Uzaktan tedavi ya da yurtdışında bir ameliyata katılabilmek için artırılmış ve sanal gerçeklik uygulamaları

– Ulaşımı zor olan alanlarda ilaçların teslimi için drone’ların kullanımı

– Büyük veri teknolojileriyle hastaların rutin sağlık kayıtlarının analiz ederek önleyici çözümlerin sunulması

Saydığım örnekler, sağlıktan perakendeye, ulaşımdan eğitime dek pek çok sektör adına rahatlıkla çoğaltılabilir. Bizim için buradaki kritik konu bu teknolojilerin herkes için erişilebilir olması ve bu da ancak ve ancak Türkiye’de internet kullanımının arttırılmasıyla mümkün olabilir.

 

2- Hızla gelişen yeni teknolojilerin telekomünikasyon sektörü için yarattığı fırsat ve tehditler hakkında ne düşünüyorsunuz?
Kuantum bilgisayarlar bugün ulaşabildiğimiz işlemci gücünü kat be kat arttırarak AI, AR ve VR uygulamalarında devrimsel değişimlere yol açacaktır. Bununla birlikte, söz konusu teknolojiler kodlama ve sıkıştırma tekniklerinde yarattıkları iyileştirmelerle telekom sektöründe verimliliği arttıracak ve daha güvenli ve hızlı ağların kullanılmasına olanak sağlayacaktır.

3- Son olarak Türkiye’deki yeni teknoloji girişimcileri için sizden bir kaç cümle alabilir miyim?
Değişkenlik, belirsizlik ve karmaşıklığın hüküm sürdüğü bir dünyada yaşıyoruz. Hal böyleyken şirketler için neyin engel neyin fırsat olduğunu bilebilmek mümkün değil.

Bu yüzden ‘yıkılmaya’ hazır esnek sistemlere, müşterilere ve fikirlere yatırım yapmalarını tavsiye ediyorum. İşlerine odaklanırken bir şeyi yapamıyorlarsa işbirliği yapsınlar, yapmaları şart değilse yapmayı bıraksınlar.

Paul’e katkısı için çok teşekkür ediyorum.

HÜRRİYET 17-24.12.2017

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here