Gün geçmiyor ki Elon Musk, Steve Hawkings gibi günümüzün en zeki insanları yapay zekanın insanoğluna vereceği zararlardan bahsetmesin. Gelin görün ki Steve isimli robotun başına gelenler doğrusu akla şu soruyu getirmiyor da değil: Bu akıllı makinalar çok akıllı hale gelip, dünyadaki adaletsizlikleri ve anlamsızlıkları farkettiklerinde, kendilerinde devam etme gücünü bulabilecekler mi?
Geçen temmuz ayında bir alışveriş merkezinde Steve adındaki robot kendini bir havuza atıp boğuldu. Hem de geride hiçbir not bırakmadan!
Bu olayın ardından sosyal medya da bir kişi “Bize uçan araba sözü verilmişti, ama elimizde intihar eden robotlar var” şeklinde anlamlı bir paylaşım yaptı…
Yapay zeka hayatımızdaki hemen hemen herşeyi etkileyecek bir teknoloji. Bu konunun en önemli uzmanlarından Andrew Ng yapay zekayı elektriğe benzetiyor.Elektrik enerjisi nasıl her şeyi değiştirmişse, yapay zeka da aynı şekilde insan oğlunun hayatına derin bir değişim ve dönüşüm getirecek.
Elektriğin ilk ticari kullanımı 1870’lere dayanıyor. Türkiye’nin elektrik enerjisi ile tanışması ise 1902 yılı. 1970 yılına gelindiğinde Türkiye’de elektriklenmiş köy sayısı hala SADECE yüzde 7’lerdeydi.
**
Yapay zeka olarak bilinen teknolojinin altyapısı makine öğrenmesine dayanıyor. Bu büyük bir ivme ile büyüyen bir alan. Şu anda yapay zeka konusunda eğitim almış yeterince insan yok.
5 yıl önce Stanford Üniversitesi’ndeki makina öğrenmesi dersinde 40 öğrenci ve 5 asistan vardı. En son duyduğuma göre bugünlerde aynı derste 400 öğrenci ve 40 asistan var.
Yapay zeka teknolojistler arasında derin öğrenme olarak da biliniyor. Zira bu teknoloji, makinaların varolan veri ile derin bir eğitimden geçmesi ile ortaya çıkıyor.
Yapay zekâ konsepti ilk kez 1955 yılında bir konferansta kullanıldı.
O yıllarda konuyla ilgilenen tüm bilim adamları bu teknolojinin ivedilikle gelişeceği yönünde çok umutluydular.
Ancak her güzel şey gibi yapay zekâ da zaman aldı.
Hatta 1990’lı yılların ortasında Boğaziçi Üniversitesi’nde bu konuda çok değerli çalışmalar yapıldı. Bu çalışmalar daha sonra Seattle’da Microsoft yapay zekâ ar-ge takımının ilgisini bile çekti.
Tabii o dönemde bu çalışmaları yapan arkadaşların çalışabilecekleri ortamlar kendilerine Türkiye’de sağlanamadığından, artık birçoğu burada değil.
Yapay zekâ teknolojisi son 5 yılda tekrar gündemimize girdi.
60 yıllık bu teknoloji neden son beş yılda gündeme oturdu peki? Bunun 3 temel sebebi var:
1- Daha güçlü, süper bilgisayarlar var artık
2- Dijital veri patlaması ile karşı karşıyayız
3- Yapay zekâ algoritmaları çok fazla geliştirildi
Sadece bu 3 faktör yapay zekâ alanında 1 milyon katlık bir sıçramaya yol açtı.
***
Stanford’dan Andrew Ng yapay zekanın bugün değiştirebileceği alanları kısaca şöyle özetliyor: 1 saniye düşünerek yaptığımız her iş yapay zekâ ile otomasyona uğrayabilir!
Yapay zekâ insanın başarabildiği işlerde hızlıca ilerliyor, örneğin tıptaki MR filmlerinin okunması veya şoförsüz arabalar gibi …
***
İnsan zekasının ürünü olan yapay zeka doğal olarak insan beyni gibi çalışıyor.
Peki biz insan beynini tamamıyla biliyor muyuz?
İşte bu kısım Elon Musk, Steve Hawkings gibi bir grup insanı huzursuz ediyor. Bu tepkilerin spekülatif durumlara değil, bu yöndeki yapay zeka araştırılmalarının genişletilmesine kanalize edilmesinde fayda var.
Bu teknoloji ile alakalı bazı haberler bilinçsizce abartılıyor. Örneğin Facebook yapay zekâ ar-ge takımının bir proje sırasında iki bilgisayarın kendi aralarında yeni bir dil geliştirmeleri yüzünden, Facebook’un yapay zekâ çalışmalarına son vermiş olduğu yönünde çıkan haber. Bu doğru olmayan bir haberdi ancak medyada oldukça geniş yer buldu.
Türkiye’de bizim dijital dönüşüm stratejimiz nedir?
Yapay zekâ alanında en iddialı ülke Çin. Hatta yapay zekâ konusunda dünyanın önde gelen uzmanlardan biri olan Stanford Üniversitesi profesörlerinden Çin uyruklu Amerikalı Andrew Ng artık Silikon Vadisinde değil, Çin’de çalışıyor.
Yapay zeka elektriğe benzetiliyor. Türkiye elektriğe çok geç kavuştu. Aynı hatayı yapmayıp, yapay zeka ve diğer ileri teknolojiler konusunda aklımızı başımıza daha çabuk almamız gerekiyor!
Yapay zekâ teknolojisine toplum olarak hazır olabilmek için kapsamlı bir planlama yapılması ve Türkiye’nin dijital makro stratejisinin ortaya konulması gerekiyor. Eğitimden başlayarak …
Bu teknolojinin sadece tüketicisi değil, üreticisi olabilmek için de yapay zekâ konusunda çalışan Türk araştırmacıların desteklenmesi ve imkanlarının genişletilmesi gerekiyor.
Ancak bugün üretenler geleceğe güvenle bakabilir, değil mi?
HÜRRİYET Şahver Kaya 24.10.2017