Türkiye’deki siber güvenlik çözümlerinin yüzde 90’ının yabancılara ait olduğunu belirten Prof. Dr. Alkan “Özellikle siber ordu noktasında çok yetersiz durumdayız. Bu alanda kritik altyapılarımıza yönelik saldırıları önleyebilecek bir savunma gücü ve insan kaynağını oluşturmamız gerekiyor” dedi.
Türkiye’nin siber güvenliği Ankara’da masaya yatırılıyor. Başbakan Binali Yıldırım’ın açılışına katıldığı 10. Güvenliği ve Kriptoloji Konferansında iki gün boyunca ‘Bilgi Güvenliği ve Yapay Zekâ’ ana başlığıyla siber güvenlik konusu görüşülecek. Zirveyi değerlendiren Bilgi Güvenliği ve Kriptoloji Konferansı Düzenleme Kurulu Başkanı Prof. Dr. Mustafa Alkan “Saldırıların boyutlarının ne kadar büyüdüğünü ve ne tür sonuçlar doğuracağını; artık yönümüzü, ilgi alanlarımızı nelere çevirmemiz gerektiğine dikkat çekmek ve bu konuda farkındalık oluşturmak için ana tema olarak yapay zekâyı seçtik” dedi.
YETERSİZ DURUMDAYIZ
Türkiye’de son yıllarda çok ciddi düzenlemeler gerçekleştirildiğini aktaran Prof. Alkan “Özellikle ‘Siber Güvenlik Strateji Belgesi Eylem Planı’nın yayınlanmasından sonra kamu kurum ve kuruluşlarımıza bu anlamda çok önemli görevler verildi. Gerek kişisel, gerekse ulusal anlamda güvenliğimizi ve savunmamızı sağlayacağımız altyapılar oluşturuldu. Farkındalık, altyapı ve yasal düzenlemeler noktasında ciddi mesafeler kat edildi. Geçmişe göre çok daha iyi durumda olduğumuz söylenebilir” ifadelerini kullandı.
Siber güvenlik alanında yapılması gereken çok daha fazla şey olduğuna da dikkat çeken Alkan “Özellikle siber ordu noktasında çok yetersiz durumdayız. Siber savunma, siber ordular ve siber altyapılar dünyada çok gelişti. Bizim de bu alanda kritik altyapılarımıza yönelik saldırıları önleyebilecek bir savunma gücü ve insan kaynağını oluşturmamız gerekiyor” dedi.
SİBER ORDU OLUŞTURULMALI
Hâlihazırda birkaç bin siber güvenlik uzmanı olduğunu aktaran Alkan şöyle devam etti: Bu demektir ki daha 10 binlerce yetişmiş insan kaynağına ihtiyaç var. Bunun için de üniversitelerimizin, özellikle yüksek lisans doktora seviyesinde bu alanda çok ciddi eğitimler verilmesi gerekiyor. Ayrıca, organize bir şekilde oluşturacağımız insan kaynaklarımızla siber savunma gücümüzü, siber ordu ve siber polis teşkilatlarımızı hayata geçirmemiz gerekiyor ki, siber savaşlar dediğimiz bu yeni dünya düzeninde kendimizi, ulusal güvenliğimizi gerçek anlamda sağlayabilelim. Değilse, bu saldırıların çeşidinin her geçen gün arttığı dünyamızda Türkiye olarak çok ciddi mağduriyetlerle karşılaşabiliriz. Daha kapsamlı siber güvenlik tatbikatları yapılmalı. Bu tatbikatlara kamu kurum ve kuruluşların çok daha yoğun ilgi göstermesi gerekiyor. Bu yoğun saldırılara karşı ne tür önlemler alabiliyoruz ya da nasıl karşı koyabiliyoruz bunun da çok net ortaya çıkması ve bu sonuçlara göre de Türkiye’nin çok ciddi politika ve strateji geliştirmesi gerekiyor.
10 YILDIR GÜNDEMDE ANCAK…
Siber saldırılarda millî çözümlerin önemine değinen Prof. Dr. Mustafa Alkan “Siber güvenlik demek, millî güvenlik demek. İstediğimiz kadar silahımız, tankımız, topumuz, füzemiz olsun siber güvenlik noktasında millî çözümlerimiz yoksa hiçbir şekilde güvenlikten bahsedemeyiz. Kamu kurum ve kuruluşlarındaki yazılım ve donanım altyapılarındaki çok büyük çoğunluğu ne yazık ki yerli de millî de değil. Bu tür çözümlerin yüzde 90’ı yabancı çözümler. Bütün kamu kurum ve kuruluşlarımızda siber güvenlik noktasında güvenlikten bahsedebilmemiz için olmazsa olmaz şartlardan biri yerli ve millî çözümleri hayata geçirmek ve bunları kullanmaktır. Türkiye ciddi yazılım ve donanım geliştiren yerli ve milli firmalarımız var. Bunların desteklenmesi ve teşviklerin artırılması gerekiyor. Yasal düzenlemelerin bir an önce hayata geçirilmesi gerekiyor ki hem millî yazılımcılarımız bu ürünlerini geliştirsin ve Türkiye olarak biz bunları kullanabilelim, hem de uluslararası pazarlarda kullanılabilmesi için kendi markalarımızı üretebilelim. Bu yasa teklifi yaklaşık 10 yıldır Türkiye’nin gündeminde. Biran önce bu tür yasaların hayata geçirilmesi gerekiyor.” diye konuştu.
Yapay zekâyla saldırıların teknikleri değişti
Prof. Dr. Mustafa Alkan “Artık siber saldırı yöntemleri değişti. Saldırıların teknikleri değişti. Geçmişte siber saldırılar insanlar tarafından bilgisayarlar üzerinden gerçekleştirilirken; şimdi internete bağlı bütün cihazlarla yapılabiliyor. Yakın geçmişte ABD’nin enerji alt yapılarına yapılan saldırılarda bütün MOBESE kameraları kullanıldı. Yani milyonlarca kamera saldırı aracı olarak kullanılabilir. Bu da yetmiyor, artık yapay zekâlar kullanılmak suretiyle bu saldırıların yoğunlaştığını görüyoruz. Dolayısıyla bu etkinliğimizde saldırıların boyutlarının ne kadar büyüdüğünü ve tür sonuçlar doğuracağını gözler önüne sermeyi amaçladık” dedi.
MİLLÎ VERİ MERKEZİ KURULMALI
“Özellikle kamusal anlamda ulusal güvenliğimizi sağlayabilmek için kamu kurum ve kuruluşlarımızın verilerinin çok güvenli bir merkezde tutulması gerekiyor. Millî bir veri merkezi oluşturmamız ve buranın yönetiminin bir merkezden, yedekli bir şekilde çok ciddi güvenlik altyapılarıyla sağlanıyor olması gerekir. Türkiye’nin çok hızlı bir şekilde tüm kamu kurum ve kuruluşlarında yer alan kritik bilgilerimizi hem güvenliğini sağlayacak biçimde hem de datalarımızı en verimli şekilde kullanılacak bir altyapının bir an önce hayata geçirilmesi önemli. ‘Kamu veri merkezi’ olarak nitelendirdiğimiz veri merkezlerinin altyapılarının en iyi şekilde oluşturulması Türkiye için çok büyük önem arz ediyor.”
Sosyal medya kullanıcılarını uyardı
Sosyal medya kullanıcılarını uyaran Mustafa Alkan, “Bütün verilerimizin sosyal medya ortamını sağlayanların elinde olduğunu ve bunları günü geldiğinde istedikleri şekilde kullanacaklarını çok rahat bir şekilde söyleyebiliriz. Mümkün olduğunca özel, mahrem, kıymetli bilgilerinizi sosyal medyadan paylaşmayın. Özellikle cep telefonları herhangi bir uygulamayı kurarken size bir takım sorular soruyor ve sizi her türlü ortama açık hâle getiriyor. 7/24 sizi görüntünüzü alabilir, fotoğraflarınızı çekebilir, bütün yazışma ve maillerinizi rahatlıkla ele geçirebilirler” dedi.
TÜRKİYE 21.10.2017