TUSAŞ Genel Müdürü Temel Kotil “Bizim ilk etapta hedefimiz 10 milyar dolarla dünya oyuncusu olmak” dedi. Kotil, T-625 sivil helikopterin Haziran 2018’de uçacağını sözlerine ekledi.
Havacılık endüstrisi ülkelerin hem ileri teknoloji kazanımlarına, hem de ihracatlarına ivme kazandırmaya devam ediyor. Bu açıdan bakıldığında TUSAŞ (Türk Havacılık ve Uzay Sanayii-Turkish Aerospace Industries-TAI), mevcut üretimi ve gelecekteki hedefleriyle, değerlerimiz arasında ön plana çıkıyor. TUSAŞ Genel Müdürü Temel Kotil, THY’nin ardından atandığı görevinde birinci yılını doldururken, 10 milyar dolarlık ciro hedefinin ekonomik altyapısını ve bu kapsamdaki yeni projeleri Ankara Temsilcimiz Ferit Parlak’a anlattı.
► TUSAŞ’ın halka arzı konusunda bir çalışma başlatılmış ve daha sonra ertelenmişti. Bu konuda yeni çalışma var mı?
Hissedarların karar vereceği bir konudur, yönetici olarak o konuda yorum yapmam doğru değil. Halka arz konusunda hissedarlar karar verirler. Ama şunu söyleyebilirim, halka arz konusunda kesin bir karar yok şu anda.
► TUSAŞ için halka açılmanın yararları olur mu?
THY benim bulunduğum dönemde çoğunluk hissesini halka arz etti. Ve THY borsada özelleşmeseydi bugünkü şekline gelemezdi. Sorunuzun cevabı, şeffaflıkta hayır vardır. Halka arz demek, bir şirketin şeffaf olması demektir. Dış kaynaklar tarafından bağımsız denetimi demek. Bunun sonucunda daha kurumsal bir yapısı olması demek. Bunun içe, çalışanlara yansıması ise şu: Çalışanların işe daha sıkı sarılması anlamına geliyor. THY halka arz edilince, bende ve çalışanlarda şöyle bir kanaat oldu: “Bu şirketin patronu biziz ama emanetçi patronuz sonuçta. Onbinlerce hissedar küçük yatırımcı var ve onların sorumluluğunu üstümüze alıyoruz.”
Burası ise biraz farklı. Burada büyük hissedar Vakıf (TSKGV). Kim yaptıysa Allah Ondan razı olsun, vakfın kurduğu şirketler özel sektör statüsünde. Dolayısıyla ben yönetim kuruluna rapor veriyorum. Daha önce halka arzla ilgili bir çalışma yapıldı. Yapanlara teşekkür ediyorum. Şirket dış denetim (odit) yaptırmaya başladı. Dış profesyonel bir şirket burayı mali açıdan denetleme raporu veriyordu. Bugün de veriyor. Bu bizim üzerimize ilave kurumsallık getirdi. Zorunlu olmadığımız halde, halka arz edilmiş gibi dış denetimi devam ettiriyoruz.
► 10 yılda 10 milyar dolar hedefi konusunu biraz açar mısınız?
TAI Genel Müdürlüğü’nde birinci yılım doluyor. Buraya atamayla geldim. Sayın Bakan, “1 milyar dolardan devir aldığın şirketi 10 milyar dolara (konsolide ciro) çıkaracaksın” talimatı verdi. Bunun matematiği şu, TAI 10 milyar dolar ciroya ulaştığı zaman dünyada bir oyuncu oluyor. Dünyanın en büyük savunma şirketi Lockheed Martin konsolide 46 milyar dolar, Airbus-Boeing (sivil-askeri dahil) 100 milyar dolarlara geliyorlar. 1.2 milyar dolarlık TAI bunların yanında küçük kalıyor. Biz 10 milyar dolar seviyesine gelirsek bugünkü rakamlarla ilk 10 savunma şirketinden biri haline geliyoruz, dünya payımız da 1.5’lara geliyor. Şirket bu seviyeye ulaşınca, dünya çapında bir oyuncu olur ve kendi doğasında büyümeye devam eder. Uluslararası bir oyuncu olmak gerekiyor çünkü biz savunma ve teknoloji şirketiyiz. 10 milyara gelen bir TAI daha kolay büyür.
► Hedef ciroya ulaşmak için tasarladıklarınız?
Evet, bizim T-625 helikopterimizi, inşallah Haziran 2018’de havaya kaldırıyoruz, hızla satışlarına başlayacağız. İki proje daha başlattık. ATAK helikopterimizin yeni versiyonu. Daha büyüğünü yapıyoruz. İsmi ATAK yerine farklı olur. Ön çalışmalarımızı kendi bütçemizle yapıyoruz. HÜRKUŞ’un yeni jet versiyonunu HÜRJET adıyla yapıyoruz. Bu uçağı çok satacağımızı düşünüyorum.
► Small-Geo programının avantajları neler olacak?
Small-Geo haberleşme uydu projesini yine kendi imkânlarımızla başladık. Small-Geo uydusu demek sabit yörüngede 1-1,5 ton ağırlığında, 24 transponderli bir uydu. Bunların alternatifi 6 tonluk uydular. Bunun için yola çıkamayız, o kadar büyük şirket değiliz ama Small-Geo yaparız. Bu bizim ticari projemiz. Çok satabilecek bir uydu. Bazı ülkeler uydu yer tahsisinde büyük uyduyu finanse edemediği için küçük uydu tercih ediyor. Aynı anda 2 adet gönderilebiliyor. Elbette, Milli Muharip Uçak (MMU-TF-X) projemiz var. 2023’te ilk uçuşunu yapacak. 5. Nesil, görünmez bir uçak. Ses üstü hızına art yakıcılarla çıkabiliyor. 2029’da servise girecek. 2031’de de bütün eksikliklerini tamamlayacağız. F-35 25 yıl sürdü. Büyük para harcadılar. Onların 50 bin mühendisi var, bizim 2 bin mühendisimiz var. Bütün projeler için dolayısıyla 10 bin mühendise çıkacağız.
► TUSAŞ, motor projelerinin katkısından beklentiniz?
TEI iyi bir oyuncu. Büyük hissedar biziz. Ondan sonra GE (General Electric) hissedar. Off -set kapsamında kuruldu ve çok yetenekleri var. İleri teknolojik imalatta iyi.. Daha da büyüyecek Allah’ın izniyle. Elinde çeşitli projeler var ama onları TEI’nin açıklamasını tercih ederim. Söylemek istediğim ise SSM’nin verdiği helikopter motoru projesi var. İnşallah zamanlı bitirecek ve T-625 helikopterimizin motoru Türk motoru olacak.
► Sivil alana ilişkin yaklaşımınız nedir?
TAI’nin yüzde 50 askeri, yüzde 50 sevile gitmesi gerekiyor. Askeri ihtiyaçlarda dalgalanma olabilir ama sivil alanda daha uzun vadeli hesap yapılabilir. Mesela, Boeing tek koridorlu yeni bir uçak yapıyor. Biz başvurduk ve risk paylaşım ortağı olarak girmek isteğimizi ilettik. Bu şu demek, uçağın üstlendiğiniz bölümünü kendi finansmanınızla kendiniz tasarlıyorsunuz ama sonra tek satıcı siz oluyorsunuz. A400M’de böyle bir payımız var. Bu alanda fırsat kolluyoruz. TAI tek koridorlu uçak başlatacak güçte değil. Mevcut savunma projelerimiz yeterince büyük. Sivil uçak yapmayacağız ama sivil uçak projelerine daha fazla angaje olmak istiyoruz. Büyük projenin kanadını, gövdesini biz yapalım diyoruz. Japonlar böyle çalıştı. Kompozit ve kompozit hammaddede açılımlarımız var.
► “En büyük projemiz insan kaynağı oluşturma projemiz”
Ben uçak mühendisiyim. TAI bursuyla okudum. Türkiye şu anda küçük çapta herhangi bir proje yapacak gücü var ama büyük proje yok. Aradaki fark, yeterince mühendisimiz yok. Proje yaparken biz aynı zamanda mühendis yetiştiriyoruz. Genel Müdür olarak benim asli görevim insanla işi buluşturmak. En büyük projemiz aslında insan kaynağı oluşturma projemiz. Üniversite kurmuyoruz, yanlış anlamayın. Eğitim sistemine karışma niyetimiz yok. Ama şunu yapıyoruz. Geçen yıl İstanbul Teknik Üniversitesi ile denedik. 800 part time öğrenci aldık ve İHA projemizde çalıştırdık, yetiştiler ve bu yıl işe aldık. Bu yıl ise İTÜ, Yıldız Teknik, ODTÜ, Gazi, Hacettepe ve Bilkent ve Uludağ üniversitesinden öğrencileri 100’er yüzer part time çalıştırıyoruz. Mühendislikte de niyetimiz 1000 mühendisin part time çalışmasında yarısı Ankara, diğer yarısı Ankara dışı üniversiteler olacak. Yurt dışına yüksek lisans için 3 kişiyi gönderiyoruz. İşlemleri bitmek üzere.
Teknisyen düzeyinde ise Gazi Üniversitesi TUSAŞ Havacılık Yüksek Okulu var. 200 öğrenciyi gruplar halinde part-time çalıştırıyoruz. Toplamda çalışan ikibin teknisyenimiz var. TAI’nin çalışanı 6 binden 20 bine gidecek. 10 milyar dolar hedef bunu gerektiriyor. Mühendisin 2 binden 10 bine çıkması lazım. Teknisyen 10 bine çıkacak. İnsanla işi buluşturmaktan başka iş yapmıyorum ama bunları yapmak yeterince yoğun.
► “TEI tasarımı İHA motorunu kullanacak çift motorlu yeni İHA”
“ANKA’nın 2 motorlu versiyonu için kendi imkanlarımızla çalışma başlattık. İsmi büyük ihtimalle farklı olur. Mevcut tecrübelerimizi aktarıp çok çabuk çıkarabileceğiz. TEI motoruyla (TEI PD-170) uçacak. TEI motoru bitirdi, yakın zamanda sayın Bakan’ın teşrifiyle teslim töreni olacak onun. Faydalı yük olarak çok şey takabileceğiz, büyük bir uçak olacak. Müşterinin isteğine göre lego gibi istediğini takabiliriz. Uydu kontrolü, SAR radarı takabiliriz. Diğer yandan, ANKA’nın kanadını yeniden tasarladık. Onun imalatına başlıyoruz. Bir yıl sürer diye düşünüyorum. Bugünkü ANKA’yı daha güçlü hale getiriyor.”
► “2 milyar dolar ihracat imkanı var”
“Master planımızı yaptık. Buna göre 10 yılda ulaşabiliyoruz 10 milyar dolara. Şu anda yarım milyar dolarlık ihracatımız var. Yapısal dediğimiz, Boing-Airbus-Lockheet Martin’e yaptığımız uçak parçaları var. Küçük parçalar değil tabii bunlar. Bunun iki milyar dolara çıkma şansı var. Meksika bu alanda 10 milyar dolar ihracat yapıyor. Meksika’yı ciddi şekilde çalıştık. Meksika’nın yabancı şirketlere (havacılık şirketlerine) sağladığı imkanlar Türkiye’den daha çok. Ancak devletimiz de büyük teşvik veriyor. Biz TAI olarak Boeing, Airbus’a diyoruz ki:
‘Meksika’ya 10 milyar iş veriyorsunuz. Bize de çok iş verin, Türkiye’deki destek programlarının kısa kaldığı yerleri ben tamamlayayım. ‘Eğer bugün TAI’nin kendisi ürünlerinden oluşan daha geniş portföyü olsaydı, 500 milyon dolar yapısal dediğimiz ürünler, otomatik olarak 5 milyar dolara geliyor. Bugün, yapısal dediğimiz genel müdür yardımcılığı, kendi ürünlerimiz için çalıştığında 5 milyar dolar ciroya ulaşır. Havacılık demek entegratör demek. Uçağın tasarımını, gövdesini yaparız, motor, elektronik diğer sistemler vs. yaptırırız. Tasarım bizde olduğu için her taktığımızdan da pay alırız. Boeing-Airbus’un “tatlı şirket” olması bundandır. Başkalarına parça yapmaz, yaptırırlar. Allah’ın izniyle biz de oraya geleceğiz.”
Hayalin de ötesiydi ama…
Ferit PARLAK
12 yıl önce Hamburg’ta Airbus, Washington’da Boeing fabrikalarını gezme şansı bulmuştum… O dönem Türkiye için ‘hayalin de ötesinde olan!’ o fabrikalarda ciddi sayıda Türk mühendisle de karşılaşmış, sohbet etmiş ve uçakların Türkiye’de üretilebilme olasılığı ile ilgili umutlanmıştım… O tarihten bugüne TUSAŞ gibi şirketlerimizin öncülüğünde çok önemli gelişmeler yaşandı. Savunma sanayiinde ciddi adımlar atıldı. Üretim ve ihracatımızda yüzde 25’ler de olan yerlilik payı yüzde 60’ların üzerine çıktı. Yerli helikopterimizi, uçak parçalarını ihraç eder duruma geldik.
TUSAŞ Genel Müdürü Temel Kotil’in, “Dünyanın en büyük savunma şirketi Lockheed Martin’de 46 milyar dolar, Airbus-Boeing (sivil-askeri dahil) 100 milyar dolar cirolar konuşuluyor. Bizim hedefimiz 10 milyar dolarla dünya oyuncusu olmak ama, inşallah onların durumuna da geleceğiz.” cümlesi 12 yılda nereden nereye geldiğimizi, gelecek 12 yılda nereye gidebileceğimizi özetliyor.
DÜNYA Mehmet KAYA 09.10.2017