2008 yılının Temmuz ayında Apple’ın efsane lideri Steve Jobs sahneye çıktı ve mobil devrimi başlatan App Store’u tanıttı. Ardından ekimde Google, Android işletim sisteminin uygulama mağazası Google Play’i sundu. Diğer şirketlerde bu teknoloji devlerini izledi. İşte bu noktada da mobil devrim başlamış oldu. Uygulama mağazalarıyla beraber mobil devrim başladı diyoruz. Çünkü akıllı telefonlar, mobil uygulamalar olmadan elimizde tuttuğumuz büyük ekranlı cihazlardan başka bir şey olmayacaktı.
Bu mobil devrimin diğer bir sebebi de bir ekosistem oluşturması. Daha önce geliştirilen yazılımlar, küçük bir alanda etki edebiliyordu. Ancak uygulama mağazalarıyla bu tamamen değişti. Bir hayal edin! Odasında oturmuş bir yazılımcı, geliştirdiği uygulamayı, birkaç günde tüm dünyaya yayabiliyor. Ve belki de bu uygulama milyonlarca kez indirilebiliyor. İşte uygulama mağazalarının bu potansiyeli inanılmaz bir ekosistem yarattı.
15 BİN MOBİL YAZILIMCI VAR
Wikipedia’ya göre şu anda toplamda dünyada 21 milyon profesyonel yazılım geliştirici var. Stackover Flow göre ise dünyadaki geliştiricilerin yüzde 0.81’i Türkiye’den. Başka bir deyişle Türkiye’de şu anda 100 bin civarında profesyonel yazılımcı bulunuyor. Gelelim mobil uygulama alanına odaklanan yazılımcılara. Türkiye’de yapılan araştırmalara göre mobil yazılımcı oranı yüzde 15 civarında yer alıyor. Yani Türkiye’de 15 bin civarında mobil uygulama yazılımcısı olduğu tahmin ediliyor. Kısacası mobilde inanılmaz bir potansiyel ve daha gidilecek çok daha fazla yol var.
BÜYÜK POTANSİYEL
Ancak daha büyük bir potansiyel ise endüstriyel internet için geliştirilecek yazılımlarda ve uygulamalarda. Kısacası tıpkı mobilde yaşanan devrim gibi endüstriyel internet alanından da inanılmaz fırsatlar var. Dünyadaki yazılımcılar bu alandaki fırsatları değerlendirmenin peşine düştü. Türkiye’deki yazılımcıların da bu alana odaklanmaya başladığını söylemek yanlış olmaz. Bu şirketlerden biri SadeLabs. Şu anda 4 farklı ülkede endüstriyel internet çözümleri geliştiren SadeLabs’in Kurucu ortağı Olcay Taysi, “2020 yılında 50 milyar cihazın internet bağlanacak. Hemen hemen endüstriyel alanlarda endüstriyel internet yapılanmasından bahsediliyor. Bu devrim gerçekleşirken, dünya ne yazık ki endüstriyel internet fikrini aldı ve realize etmeye başladı. Ancak bu yıl demolar yapılmaya başlandı. Birkaç yıl içinde ise endüstriyel internet realize edilmeye başlanacak. Bu yüzden de Türkiye’de inanılmaz bir fırsat var” dedi.
BAŞARILI ÖRNEKLER VAR
Yurtdışında olan bu fırsatı yaklaşık 4 yıl önce gördüklerini ifade eden Taysi, SadeLabs’in şu anda 4 farklı ülkede endüstriyel internet çözümleri sunduğunu anlattı. Taysi’nin anlattığı örnekler şu şekilde:
1) Uzaktan asansörleri takip ediyor: Uzaktan asansör izleme teknolojisini İspanya’ya kurdu. Asansörün tüm hareketlerini kayıt altına alan bu teknoloji, asansöre kaç kişi bindiği, hangi saatte, hangi katlara çıkıldığı gibi bütün kayıtları tutuyor. Bu sayede servis ve bakım ilgili şirketlerle paylaşılıyor. Örneğin; Zincirlerin kullanım ömrüne göre uyarı veriliyor. Şu anda Barcelona’da pazar lideri.
2) Daha verimli tuvalet temizliği: Birçok temizlik şirketinin çalışanları 30 dakikada bir tuvaletleri gezerek temizlik yapıyor ve kapı arkasındaki kağıda imza atıyor. SadeLabs’in geliştirdiği teknoloji ise tuvalete kaç kişinin girdiğini hesaplıyor. 30 kişide 1 temizlik elamanına sinyal gönderiliyor ve temizlik yapılıyor. Bu sayede operasyonlar daha verimli hale geliyor.
3) Çalışanlara ait bir masa bulunmayan ofis tasarımı olan ‘flex’ ofis alanları için harekete geçen SadeLabs, çalışanların boş masa bulabilmesi için endüstriyel internetten yardım alıyor. Masaları sensörlerle donatan şirket, boş olan masaların kat girişindeki LCD ekranlardan takip edilmesini sağlıyor. Bu veri ayrıca yöneticilerin çalışma verimliliğinin de artmasını sağlıyor. Bu örneklerden de görüleceği üzere endüstriyel internet alanında geliştirilecek yazılım ve servislerle yepyeni fırsatlara yakalamak mümkün. Bu yüzden yazılımcılara çağrımız, endüstriyel internetteki fırsatları kaçırmayın.
HÜRRİYET 12.04.2017
