Ülkemizde yaklaşık 2 milyon kişi çeşitli düzeylerde kalp yetersizliği çekiyor. Bu hastaların yüzde 5’i kalp nakli adayı. Ancak organ bağışının az olması sebebiyle ileri derecede kalp yetersizliği yaşayan hastaların büyük bir bölümü adım adım ölüme doğru ilerliyor…
Ülkemizdeki ölüme yol açan hastalıklar arasında ilk sıralarda yer alan kalp hastalıklarının tedavisinde son 50 yılda önemli gelişmeler kaydedilse de, ileri düzeydeki kalp yetmezliğinde tıp çaresiz kalıyor. Tek çözümün kalp nakli olduğu yaklaşık 3 bin ileri düzeydeki kalp yetmezliği hastası organ bağışının yetersiz olması sebebiyle adım adım ölüme doğru ilerliyor. Çare, ilk kez 1950’li yıllarda insanlarda kullanılmaya başlanan ve günümüzde nerdeyse mükemmel hâle gelen “yapay kalp”te… Dünyada Amerika, Almanya, İngiltere ve Japonya’da sürdürülen yapay kalp geliştirme çalışmaları Türkiye’de de yapılıyor. İlk defa Yeditepe Üniversitesinde bir TÜBİTAK projesi olarak ilk yerli yapay kalbi geliştiren ekibin içinde bulunan Prof. Dr. Deniz Süha Küçükaksu ile dünyadaki Türkiye’deki suni kalp çalışmalarını konuştuk. Aynı zamanda Uluslararası Yapay Kalp Derneği Yönetim Kurulu Üyesi ve Yapay Kalp Araştırmacısı Prof. Dr. Süha Küçükaksu bu alandaki gelişmeleri aktardı.
KALP YETERSİZLİĞİ ÇIĞ GİBİ BÜYÜYEN PROBLEM
¥ Kalp yetersizliğinin katlanarak artmasının sebebi nedir?
İlk faktör yaş. Kalp yetersizliği yaşlılıkta artış gösteren bir hastalık. Türkiye rakamları net olmamakla birlikte, 50’li yaşlarda binde iki olan görülme sıklığı, 80’li yaşlarda yüzde 4’e yükseliyor. Kalp ve damar hastalıklarının tedavisindeki gelişmeler sonucu geçirilmiş kalp krizleri sonunda hayatta kalma oranları artıyor. Ancak kalp krizi geçirip kurtulan hastaların bir bölümü kalpte oluşan hasarın düzeyine bağlı olarak ileriki dönemlerde kalp yetersizliği yaşayabiliyorlar. Günümüzde giderek artan diyabet, hipertansiyon, sigara kullanımı, şişmanlık da kalp yetersizliğinin risk faktörleri arasında yer alıyor.
¥ Yaklaşık 2 milyon kalp yetersizliği hastasının ne kadarı kalp nakli adayı?
Kalp yetersizliğinin 4 evresi var. Bu yüzden hastalar hastalığı farklı düzeylerde hissediyor. A, B, C evreleri kalp uzmanlarının kontrolü altında on yıllarca devam ediyor. Ancak hastaların yaklaşık yüzde 5’i tüm tedavilere rağmen son evre olarak bilinen evre D’ye ulaşıyor. Bu noktadan sonra hayat süresi hızla kısalıyor. Hastalar, hareket hâlinde nefes alamadıkları için sokağa çıkamıyor, yürüyemiyor, günlük işlerini yapamıyor ve hatta yatağa mahkûm hâle geliyorlar. Eğer kalp nakli yapılmazsa bu birkaç yıl içerisinde hayatlarını kaybediyorlar.
türkiye’de 800 cihaz takıldı
¥ Yapay kalp de bu noktada devreye giriyor…
Son evredeki hastaların çok azına kalp bulunabiliyor. Son 10 yılda 475 kişiye kalp bulunmuş ve takılmış. Oysa biz bu hastalara yapay kalp takarsak, kalp nakli kadar başarılı olabiliyor. Hastalar sağlıklı bir insanın yapabildiklerinin yüzde 80’nini yapabilir hâle geliyorlar. Kalp nakli Dr. Christian Barnard tarafından 1967 yılında yapılan ilk ameliyattan sonra dünyada 150 bin kadar hastada uygulanmış bir metot. Türkiye’de ilk defa 2001 yılında yapıldı. Şu ana kadar 750-800 cihaz takıldığını biliyorum. Bunların 200-250 tanesi hayatını sürdürüyor.
¥ Yapay kalpler kalp naklinin yerini alabilir mi?
Yapay kalpleri iyileştirme çalışmaları sürüyor. Şu anda tabii ki kalp naklinin yerini almayacak ama görüldü ki, bütün ihtiyaçları organ bağışı ile karşılamak mümkün değil. Karşınızda binlerce hasta var. Türkiye’de yılda en az birkaç bin hastanın bu tip cihazlara ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. Maalesef şu anda Türkiye’de yılda 50-100 tane takılabiliyor. Burada da bu alanda da yasal düzenlemelerin gerekli olduğuna inanıyorum.
Dr. DeBakey İLE ÇALIŞTI
¥ Türkiye’de ilk defa total yapay kalple yaşayan hastanın ameliyatını yapan ekipteydiniz. Süreç nasıl gelişti?
1998 yılında Huston’da bulunduğum dönemde, Dr. DeBakey ve ekibi bir yapay kalp cihazı geliştirmişti. Amerikalılar büyük bir heyecan içinde geliştirdikleri kalbi bir hastaya takma peşindeydiler ancak henüz FDA onayı almadığı için Dr. DeBakey ameliyatı Viyana Üniversitesinde yaptı. Sonuçlar olumlu olunca FDA onay verdi ve Amerikalı hastalara takmaya başladılar. Biz de Prof. Dr. Erol Şener ile birlikte orada eğitim aldık. 2001 yılında ilk defa bir hastaya taktık ve hasta yaşadı. İlk zamanlardaki amacımız kalp nakli yapılana kadar hastayı yaşatmaktı. 2012 yılında bizim de girişimlerimizle SGK kapsamına alındı. Halk arasında “çanta kalbi” denen “left ventricular assist device”, elektromanyetik olarak çalışan, ileri teknoloji ile titanyumdan üretilmiş 93 gram ağırlığında bir pompadır. Dakikada 10 bin devir yaparak 10 bin litre kanı vücuda gönderir. Kalp tamamen devreden çıkarılarak işler.
Yerli yapay kalp geliştirme çalışmaları nasıl başladı?
2006 yılında, Yeditepe Üniversitesindeki mühendis arkadaşlarla başladık ve bir TUBİTAK projesi oldu. DeBakey’in sisteminin daha gelişmiş ve daha etkili olanını yaptık. Patent kanununda buna ‘iyileştirilmliş model’ diyorlar. TÜBİTAK’ a teslim ettik. İnsanlar üzerindeki çalışmayı Yeditepe’de yapamadık. Koç Üniversitesi MARC birimi direktörü Prof. Dr. İsmail Lazoğlu ve ekibi ile birlikte aynı cihazın santrifüjel olarak çalışanını geliştiriyoruz. Makine ortaya çıktı. Geçen sene kanla denemelerini yaptık. Yakında hayvan çalışmalarına başlayacağız. İnsanlara takılması birkaç sene alacak.
Devlet, cihaz bedelini ödüyor
¥ Sosyal Güvenlik Kurumu ödüyor mu?
Takılan cihazın modeline göre SGK, 200-300 bin TL’lik cihaz bedelini ödüyor. Ancak hastane masraflarını ödemiyor. Hastane maliyetleri yüksek. Uzun süre hastanede kalmak gerekiyor. Genellikle hastalar başka illerden ailece geliyorlar. Aileye büyük yük biniyor.
50 kalbe, yüzlerce hayata dokundu
Kalp Damar Cerrahisi Uzmanı, Prof. Dr. Deniz Süha Küçükaksu Türkiye’deki modern by-pass ameliyatlarının ilk uygulayıcısı Prof. Dr. Kemal Bayazıt’ın rüya ekibinde yetişen cerrahlardan biri. Türkiye Yapay Organlar Derneği Kurucusu ve Uluslararası Yapay Kalp Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Küçükaksu, bugüne kadar 20 suni kalp takmış ve 30 kalp nakli yapmış…
TASARIM TAMAM SIRA DENEMEDE
Prof. Dr. Süha Küçükaksu, ilk yerli yapay kalp çalışmalarını Yeditepe Üniversitesi bünyesinde mühendislik bölümü ile birlikte yürüttü. Ekip, bir TÜBİTAK çalışmasında Prof. Dr. Michael DeBakey’in NASA mühendisleri ile birlikte yaptığı suni kalbi daha da iyileştirerek geliştirdi. Ancak çalışmalar, prototip düzeyinde kaldı. Prof. Dr. Küçükaksu şu anda Koç Üniversitesi MARC birimi direktörü Prof. Dr. İsmail Lazoğlu ve ekibi ile yapay kalbin bir başka versiyonunu geliştiriyor. Endüstriyel tasarımı tamamlanan kalbin kanlandırma çalışmalarına önümüzdeki günlerde başlanacak. Yakın zamanda hayvan modelleri üzerinde denenecek olan “İstanbul VAD” adı verilen cihaz başarılı olduğu takdirde insan çalışmalarından sonra en geç 2019 yılında üretilmeye başlayabilecek.
Wİ-Fİ İLE ÇALIŞAN KALP HAYAL DEĞİL
Sol Ventrikül Assist Device olarak adlandırılan şu andaki yapay kalp sistemleri göğsün altından ve iman tahtasından açılan 5-6’şar santimlik kesilerden girilerek kalbe yerleştirilen cihazların kablolarla dışarıdaki bir güç ünitesine bağlanması ile oluşuyor. Bunlar halk arasında “çanta kalp” olarak adlandırılıyor. Yeni çalışmalarda “Çanta” ortadan kaldırılıyor. Bunun yerine hastanın yaşadığı ortamdan farklı bir ileti tekniği ile dışarıdan devamlı şarj olabilen ve hastaların üzerlerine giydikleri “Yelek Kalp” diye adlandırılabilecek özel bir kontrol ve pil ünitesi geliştiriliyor. Bir sonraki adım da ise Wi-Fi benzeri bir sistemle çalışan suni kalpler geliyor.
TÜRKİYE 08.04.2017