AVL Türkiye, ilk yerli hibrit ve sürücüsüz araç prototiplerini sahaya çıkarmaya hazırlanıyor.
Otomotiv teknolojileri alanında dünyanın en büyük mühendislik firmalarından olan ve 1948 yılında kurulan Avusturyalı AVL, 2008’den beri Türkiye’de teknoloji geliştiriyor. Dünyada 30’dan fazla AVL merkezi arasında Avusturya’daki ana merkeze düzenli teknoloji ve mühendislik sağlayan iki merkezden biri olan AVL Türkiye, 130 kişilik mühendislik ekibiyle çalışıyor.
AVL Türkiye, Türkiye’de yerli tasarım mekanik ve elektrikli sistemler üzerinde çalışmalarını arttırmaya karar vererek, ilk Ar-Ge merkezinin açılmasından çok kısa bir süre sonra Haziran 2016’da ikinci Ar-Ge merkezini faaliyete geçirdi. Kartal Sultanbeyli’de bin m2’lik bir alanda, 2 milyon TL’lik bir yatırımla kurulan ikinci Ar-Ge merkezi, 100 kişilik mühendis ekibi ile Türkiye’de otomotiv alanında ilk olacak projelere imza atmaya hazırlanıyor.
AVL Türkiye, son 3 yılda yaşanan ekonomik ve siyasi dalgalanmalara rağmen şirket cirosunu 2016 yılında 2015 yılına oranla euro bazında yüzde 14 büyüterek 5.2 milyon euroya çıkardı. Bu büyüme sayesinde AVL Türkiye, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) tarafından ‘Türkiye’nin en hızlı büyüyen 100 şirketi’ arasında otomotiv mühendisliği alanında ödül alan tek şirket oldu.
AVL Türkiye’nin 2017 sonundaki hedefi ise, yaklaşık yüzde 20 oranında bir büyüme ile cirosunu 6 milyon euronun üzerine çıkartmak. AVL Türkiye Genel Müdürü Umut Genç, ikinci Ar-Ge merkezinde yapacakları çalışmalarla 2018’de hibrid elektrikli, 2020’de ise otonom sürüş özellikleri olan (sürücüsüz) ilk yerli prototip araçları tamamlayarak İstanbul’da saha testlerini yapmayı planladıklarını söyledi.
Otonom sürüş özellikleri olan prototip aracın ise üç yıl içinde tamamlanması ve testlerinin 2020 yılında yapılması planlandığını kaydeden Genç, “Tasarlanan hibrit elektrikli sistemin özellikle yakıt tüketimini yüzde 5-15 oranında azaltarak önemli ölçüde ekonomik fayda sağlaması bekleniyor. AVL Türkiye tarafından geliştirilecek bu otonom araç sayesinde sürüş güvenliği ve sürüş konforu optimum seviyeye taşınacak. Bunun yanında şerit uyarı ve takip, platooning (sıralı peş peşe gitme), acil durum freni, otomatik park etme gibi özellikler aracın öne çıkan özellikleri olacak. Bu teknoloji sayesinde şoförler seyir halindeyken dinlenebilecek, kaza oranları azalacak, hem zaman hem de maliyet tasarrufu sağlanacak” diye konuştu.
DÜNYA 05.04.2017
