Türkiye’de kolon kanserine buldukları alternatif tedavi yöntemiyle büyük ses getiren Doğa Okulları mucitleri Harvard gibi dünyaca saygın birçok üniversiteden davet aldılar.
İzmir Özel Karşıyaka Bilim Doğa Anadolu Lisesi öğrencilerinden Simay Sunarer, Fikret Ergüven, Sude Filiz ve Ece Mutluay kolon kanserinin önlenmesine yönelik projelerini sunmak için Amerika, Brezilya ve Prag’dan davet aldı.
Kimya öğretmeni Ayşe Karadeniz Yazıcı’nın danışmanlığında bilimsel proje ekibi olarak, 11. sınıf öğrencilerinden Simay Sunarer ve Fikret Ergüven iki yıl boyunca ‘Zeytin Yaprağı ve Dereotu Çayının İn Vitro Antioksidan Özellikleri ve Kolon Kanser Hücrelerine Etkisi’, Sude Filiz ve Ece Mutluay’da ‘Buğday Çimi Suyunun DLD-1 Kolon Kanser Hücrelerine Etkisi ve İn Vitro Antioksidan Özellikleri’ adlı proje üzerinde çalıştı.
Kimya öğretmeni Ayşe Karadeniz Yazıcı, “Sağlıklı yaşam arayışı ve beslenmeye artan ilgi nedeniyle bitkisel çaylar yaygınlaşmış ve popülaritesi giderek artmıştır. Yapılan çalışmada zeytin yaprağı, dereotu ve buğday çimi çaylarının kolon kanser hücreleri üzerinde ki sitoksisitenin In Vitro antioksidan özellikleri ile ilişkili olduğunu göstermek amaçlanmıştır” dedi.
HARDVARD YOLCULARI
Projeyi gerçekleştiren öğrenciler, International Journal of Art and Science Konferansları kapsamında başta Harvard Medical School olmak üzere Las Vegas, Prag ve Paris şehirlerinde ki Üniversitelerde gerçekleşecek akademik konferanslarda yaptıkları çalışmaları sunacaklar. Yazıcı öğrencilere “Davet aldıkları konferansta ülkemizi ve okullarını en iyi şekilde temsil ederek, bizleri onurlandıracaklarına inanıyor ve kendilerine başarılar diliyorum”.
Simay Sunarer, Fikret Ergüven, Sude Filiz ve Ece Mutluay, DLC-1 Kolon kanser hücreleri üzerinde birçok bitki çayını deneyerek ve demleme koşullarını da göz önüne alarak kolon kanser hücrelerinde en iyi ölüm oranının bulunduğu bitkileri belirlemişler.
Belirlenen bitkiler zeytin yaprağı, dereotu ve buğday çimi çayıdır. Ayrıca bu bitkilerin antioksidan özelliklerinin de diğer bitki türlerinden anlamlı oranda yüksek olduğunu bulundu Oksidatif stresi, yaşlanmayı ve hücre degradasyonunu ve dolayısıyla kanser, Alzhemier gibi birçok dejeneratif hastalık riskini azaltılmasında yüksek antioksidan kapasiteye sahip bu bitki çaylarının kullanılması önem taşıdığına işaret etti. . Bununla birlikte, kanserli hücrede, sitotoksik etki göstermeleri, bu bitkilerin kansere karşı koruma sağlama özelliklerinin yanı sıra oluşan kanserin tedavisi için de kullanılabileceği fikrini desteklemektedir. Öğrenciler tüm deneylerini Dokuz Eylül Üniversitesi bünyesinde bulunan Uluslar Arası Biyotıp ve Genom Enstitüsünde hücre kültürü laboratuvarında gerçekleştirdi.