Dünyanın sayılı akademisyenlerinden, sosyal psikolojinin kurucularından Prof. Dr. Çiğdem Kağıtçıbaşı hayatını kaybetti.
Sosyal bilimler alanında Türkiye’nin yüz aklarından biri olan Prof. Dr. Çiğdem Kağıtçıbaşı kaldırıldığı hastanede dün sabaha karşı yaşamını yitirdi. Türkiye’nin ilk sosyal psikoloji hocası, kültürlerarası psikolojinin kurucularından, yaptığı araştırma ve yazdığı makalelere sosyal bilimci olarak dünyada en çok atıf alan psikologlardan, okulöncesi eğitimi Türkiye’nin gündemine getiren Anne Çocuk Eğitim Vakfı’nın (AÇEV) da kurucularından Prof. Dr. Çiğdem Kağıtçıbaşı beynine pıhtı atması nedeniyle 10 gündür Amerikan Hastanesi’nde tedavi görüyordu.
Yaptığı çok sayıda araştırma ve yayınla uluslararası bir saygınlığa sahip, Koç Üniversitesi Psikoloji Bölümü öğretim üyesi ve Türkiye Bilimler Akademisi kurucusu üyesi olan Prof. Dr. Kağıtçıbaşı, Koç Üniversitesi UNESCO Kürsüsü sahibiydi. Yurtiçinde basılmış 18 kitap ve makalesi, yurtdışında basılmış 12 kitap ve 140 makalesi bulunuyor.
Türkiye’de ilk kez çocuğun aile içindeki değerini araştıran, insan gelişimi ve aile arasındaki etkileşimi kültürlerarası bir bakış açısıyla inceleyip, geliştirdiği ‘kültürlerarası benlik ve aile modeli’ ile sosyal psikolojide çığır açan bir bilim insanıydı.
Erken çocukluk eğitimi ve kızların eğitimi ile ilgili yaptığı çalışmalarla “Yoksulluk ancak kadınlarla azalır” diyen Prof. Dr. Kağıtçıbaşı, “Öncelikle eğitime ağırlık verilmeli. Kadınlar çalışma yaşamına çekilmeli. Kalkınmanın sağlanması için bu şart” demişti.
YAŞAMINI BİLİME ADADI
Prof. Dr. Çiğdem Kağıtçıbaşı 1940’ta İstanbul’da doğdu. 1959’da Robert Kolej’den mezun oldu. Massachusetts’teki Wellesley College’de, psikoloji alanında lisans eğitimi alarak 1961 yılında mezun oldu. Doktora tezini ise 1967 yılında Berkeley’deki Kaliforniya Üniversitesi’nde sosyal psikoloji alanında verdi. Günümüzde 1.200’ün üzerinde atıf ile, en çok atıf yapılan psikologlardan ve Türk akademisyenlerden biriydi.
Türkiye Bilimler Akademisi’nin kurucu üyesi olan Kağıtçıbaşı, ODTÜ ve ardından uzun yıllar Boğaziçi Üniversitesi’nde görev yaptıktan sonra Koç Üniversitesi’ne geçti ve yaşamını yitirene kadar orada ders verdi. Önceki dönemlerde, Koç Üniversitesi Fen, İnsani Bilimler ve Edebiyat Fakültesi Dekanlığı görevini de üstlendi (1998-2001) ve aynı fakültede yönetim kurulu üyeliği de yaptı. Öte yandan, Duke, Colombia, Harvard ve Kaliforniya-Berkeley üniversitelerinde de misafir öğretim üyesi olarak çalıştı.
Araştırmalarında, insan gelişimi ve aile arasındaki etkileşimi, kültürlerarası bir bakış açısıyla inceledi. Geliştirdiği kültürlerarası benlik ve aile modeli ile psikolojide ABD egemenliğine karşı çıktı ve bu karşı duruşuna rağmen en büyük övgüyü yine ABD’de aldı. Anne Çocuk Eğitim Vakfı’nda (AÇEV) pek çok sosyal uygulamanın başlatıcısı oldu. Geliştirdiği anne-çocuk eğitimi ve erken destek projesi 62 ilde uygulanıyor. Ayrıca, bulunduğu onlarca uluslararası dernek yöneticiliklerinin en önemlisi, 2000 yılına kadar sürdürdüğü Dünya Psikoloji Derneği’nin yardımcı başkanlığıydı. Uzun yıllar UNICEF danışmanlığı da yaptı. Türkçe ve İngilizce olarak kaleme aldığı, çeşitli bilimsel dergi ve kitaplarda yayınlanan 200’e yakın makalesi bulunuyor. Çalışmaları, aile, ana-babalık, erken çocukluk dönemi ve kültürel bağlamda insan gelişimi üzerine kuramsal ve uygulamalı araştırmaları kapsıyor. Birçok sosyal uygulamanın başlatıcısı ve onlarca uluslararası derneğin yöneticiliğini yaptı.
DÜNYANIN EN UZUN SÜRELİ İKİ ARAŞTIRMASINDAN BİRİNİ YAPTI
Prof. Dr. Sevda Bekman ve Prof. Diane Sunar’dan oluşan ekiple 1982’de 3-5 yaş arasındaki çocukların eğitim gelişmelerini incelemek amacıyla bir araştırma başlatan ve 22 yıl boyunca bu çocukları takip eden Prof. Dr. Çiğdem Kağıtçıbaşı bu çalışması ile dünyaca tanındı. İstanbul’da geliri ve eğitim düzeyi düşük 225 ailenin çocuklarını iki guruba ayırıp, bunların yarısını okulöncesi eğitim kurumuna gönderilmesine destek verdi. Diğer grup ise gidemedi. O günden sonra seçilen çocukların hayatları mercek altına alındı. Yaşamlarındaki dönüm noktaları en ince ayrıntısına kadar izlendi. Bu çocukların neler yaptıkları, okul başarıları, sosyal ilişkileri bir dedektif gibi not edildi. Bu araştırma sonucunda şu bulgular elde edildi:
Okulöncesi eğitim kurumuna giden ya da anneleri tarafından eğitilen çocukların üniversiteye gitme oranları daha yüksek. Çalışma hayatına daha geç başlıyor, daha yüksek statülü işlerde çalışıyor, kazançları diğerlerine oranla daha fazla. Türkçeyi de daha iyi konuşuyor, sözcük dağarcıkları diğerlerinden daha iyi.
SEVENLERİ ÜZGÜN
Onun açtığı yolda ilerleyeceğiz / Ayşen Özyeğin (AÇEV Yönetim Kurulu Başkanı)
Kaybından derin üzüntü duydum, çok değerli bilim insanı, yakın dostumdu. AÇEV’in kuruluşunun temel taşlarından biridir ve eğitim çalışmalarımızın bilimin ışığında şekillenmesini sağlamıştır. Erken çocukluğun yanı sıra, kızların okula gitmesi, babaların eğitimi ve kadınların güçlenmesi konusunda da bizlere yol göstermiştir. Onun açtığı yolda ilerlemeye devam edeceğiz.
‘Susam Sokağı’nı Türkiye’ye getiren isimdi / Prof. Dr. Ali Alpar (Bilim Akademisi Derneği Başkanı)
Vefatını büyük bir üzüntüyle karşıladık. Bilim camiası ve akademimiz için de büyük bir kayıp. Psikolojide dünya çapında öncü araştırmalarıyla tanınıyordu. Türkiye’de erken yaşta çocuk eğitimi ve genel eğitim için önemli hizmetleri vardı. AÇEV’de etkili oldu. Erken yaş eğitimi için yaptığı katkılar arasında Türkiye’ye ‘Susam Sokağı’ programını getirdi. Türkiye’de akılcı ve laik eğitim için değerli katkılarını saygıyla anmak isterim.
Yeri kolay duldurulamayacak / Prof. Dr. Hamit Fişek (Boğaziçi Üniversitesi Psikoloji Bölümü emekli öğretim üyesi)
Yakın arkadaşım ve meslektaşımdı. Bölümde bir numaraydı. Meslektaşlarına ve özellikle gençlere yardım etmeye çalışırdı. Kendi bilim dalına çok katkı sağladı. Toplumumuzda çocuğa ne kadar değer verildiğiyle ilgili araştırması önemli çalışmalarından. Tümüyle çocuk eğitimine çok önem verdi, yol gösterdi. Yeri kolay doldurulamayacak.
Gerçek bir hümanist ve Cumhuriyet kadınıydı / Prof. Dr. Umran S. İnan (Koç Üniversitesi Rektörü):
Derin üzüntü içindeyiz. Yeri kolay doldurulamayacak bir bilim insanı, gerçek bir hümanist ve Cumhuriyet kadınıydı. Sayısız bilimsel eseri arasında belki de en önemlisi, yetiştirdiği binlerce öğrenci, kendisinden feyz almış ve yüksek başarılara imza atmış onlarca bilim insanı. En son çalıştığı proje toplumsal refah ve barışı destekleyen gençler yetiştirmeye yönelik eğitim programlarıydı. Koç Lisesi Danışma Kurulu üyesi olarak eğitimde iyi modelleri destekledi. Kadının toplumdaki yerini yüceltmek ve toplumsal cinsiyeti desteklemek misyonuyla kurulan Koç Üniversitesi Kadın Araştırmaları Merkezi’nin (KOÇKAM) kurucusu ve direktörü olarak görev yaptı. Sosyal Bilimler ve Edebiyat Fakültesi dekanlığı döneminde de genç bilim insanlarını Türk bilim camiasına kazandırdı. Kişisel kaynaklarını seferber ederek başlattığı ‘UNESCO Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ve Sürdürülebilir Kalkınma Kürsüsü İnsan Gelişimi Araştırma Ödülü’ ile genç sosyal bilimcileri desteklemeye devam etti. Hayatı boyunca laik ve bilim temelli eğitimin en kuvvetli savunucusu oldu. Kaybımız ve üzüntümüz çok büyük.
PEK ÇOK ÖDÜL ALDI
Bilime ve eğitime üstün hizmetleri pek çok ulusal ve uluslararası ödülle taçlandırıldı. Bunlardan bazıları TÜBİTAK Bilim Ödülü; ergenlikle ilgili araştırmaları için Roberta Grodberg Simmons Ödülü, Jacobs Foundation Araştırma Ödülü, Ursula Gielen Global Psychology Kitap Ödülü, William Thierry Preyer Araştırmada Mükemmellik Ödülü.
Üzüntüm sonsuz / Prof. Dr. Üstün Ergüder( Eğitim Reformu Girişimi (ERG) Yönetim Kurulu Başkanı)
Üzüntüm sonsuz. Türkiye’nin yetiştirdiği büyük akademisyendi. Çok iyi bir arkadaşımızdı. Boğaziçi Üniversitesi’nde çok güzel yıllarımız oldu. ERG, AÇEV’de birlikte çalıştık. Türkiye değerli bir akademisyenini kaybetti.
HÜRRİYET Nuran ÇAKMAKÇI 02.03.2017