Intertech, geçtiğimiz yıl önemli bir yatırıma imza atarak, Türkiye’nin inovasyon merkezi Teknopark İstanbul’daki yeni binasının temelini atmıştı. Hazırlıkların tamamlanmasının ardından yeni binanın açılışı 20 Kasım 2016 tarihinde Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Ateş ve Genel Müdürü Ömer Uyar’ın ev sahipliğinde Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Dr. Faruk Özlü’nün katılımıyla gerçekleştirildi.
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Dr. Faruk Özlü, Türkiye‘nin en başarılı teknoloji firmalarından Intertech’in yeni binasında çok daha başarılı işler yapacağına inandığını belirtirken şöyle konuştu; “Intertech’in artık hedef büyütmesi, gözünü yükseklere dikmesi gerektiğini düşünüyorum. Intertech’in küresel bir markaya dönüşecek potansiyeli var. Türkiye olarak teknoloji kullanımında gosterdiğimiz başarıyı, teknoloji üretme, tasarlama ve geliştirmede de göstermek istiyoruz. Özel sektörün yenilikçi olmasına önem veriyor, firmalarımıza, girişimcilerimize, üniversitelere, üniversite mezunu gençlerimize yönelik çok önemli destek programları yürütüyoruz. Bu noktada teknoloji geliştirme bölgelerinin de teknoloji kapasitesini artırmak için kullandığımız en önemli araçlardan olduğunu belirtmek isterim. Biliyorsunuz 2023 yılında küresel çapta 10 marka oluşturma hedefimiz var. İşte bu markaların bu bölgelerde kurulmuş veya kurulacak firmalardan çıkacağına inanıyorum. Diğer yandan 2015 yılında Arge harcamaları bir önceki yıla göre yüzde 17’lik bir artış gösterdi. Arge harcamalarının milli gelire oranını yüzde 1,06’ya yükselttik. Bu oranı yüzde 3’e çıkarmayı hedefliyoruz. Türkiye’yi küresel bir teknoloji űssű haline getirmek üzere calismalarimiza devam edeceğiz.”
Intertech Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Ateş, “Intertech, Silikon Vadisi‘nde olsa belki de değeri multimilyarlar seviyesinde olurdu. Türkiye’nin önümüzdeki yıllar için bu tip değerleri artırmaya ihtiyacı var.” dedi.
Ateş, Intertech firmasının Teknopark İstanbul‘daki bina açılışında yaptığı konuşmada, teknoloji ile fark yaratmanın artık dünya üzerindeki tüm coğrafyaların en önemli stratejik konusu durumunda bulunduğunu ifade ederek, geçen hafta 175’inci yılını kutladıkları hissedarı Sberbank’ın resepsiyonunda konuşan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in de bu konuya değindiğini ve tek gündem maddesinin teknoloji olduğunu vurguladı.
Ateş, küresel rekabetin artması ve yaşantıların dijitalleşmesiyle iş dünyası ve tüm ekonomilerin giderek verimlilik ve inovasyon üretmeye konsantre olduğuna dikkati çekti.
Türkiye’de de son dönemde Ar-Ge ve inovasyona daha fazla kaynak ayrıldığını gözlemlediğini ifade eden Ateş, “Son 10 yılda dünyada Ar-Ge harcamalarının gayrisafi milli hasıla içindeki payını Çin’den sonra en çok artıran ülke konumundayız. Bu anlamda toplam Ar-Ge harcamalarının büyüklüğüne baktığımızda da Avusturya, Belçika ve Finlandiya gibi ülkeleri geride bıraktık. Ancak yapılacak çok işimiz, alınacak çok mesafemiz var. Teknolojiye olduğu kadar eğitimli insana da yatırım yapmalıyız.” şeklinde konuştu.
“Bankacılık sektörünün yüzde 31’ine hizmet sunuyoruz”
Hakan Ateş, Intertech’in “parlayan yıldızları” olduğunu vurgulayarak, Orta Doğu ve Doğu Avrupa’nın en büyük teknoloji firması olarak ilk günden bu
yana geleceğin teknolojilerini şekillendirmeye odaklandıklarını söyledi.
Ateş, Intertech’in, 1987’de kurulduğunda temel bankacılık yazılımı yapan bir firma olduğunu, 2002’de DenizBank Finansal Hizmetler Grubu’na katılımı ile uçtan uca finans sektörünün tüm ihtiyacını karşılayan bir bilgi teknolojisi kurumuna dönüştüğünü söyledi.
Bu sayede bugün Intertech’ın Türkiye’nin bankacılık sektörünün yüzde 31’ine hizmet sağlar konumda olduğunu belirten Ateş, “10 ülkede, 44 bankaya, 25 bin kullanıcı ve 15 milyon müşteriye en yeni teknolojilerle, rekabet avantajı sağlayan çözümlerle hız, kalite ve düşük maliyetler sunuyor.” dedi.
Sayıları bine yaklaşan, bilişim teknolojileri alanında ihtisas yapmış Türkmühendislerinden oluşan kadrosuyla Intertech’in, geliştirdiği ileri teknoloji çözümlerini yurt dışı müşterilere de ihraç ettiklerini bildiren Ateş, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bu, ülkemizin teknolojiyi sadece tüketen değil, aynı zamanda üreten konuma gelmesi ve rekabet gücünün artması yönünde çok önemli bir boşluğu dolduruyor. Geçtiğimiz 5 yıl içinde gerçekleşen teknoloji ihracatı tutarı 34 milyon dolar. Aynı dönem içinde yurt içi müşterilerimize sunduğumuz hizmetin bedeli ise 432 milyon dolar. Eğer bu hizmet yurt dışından alınsaydı 2 milyar 160 milyon dolar tutarında döviz ülkemizden çıkmış olacaktı. Dolayısıyla Intertech, teknoloji üretimi aracılığıyla ekonomiye sağladığı katma değer anlamında oldukça özel bir yerde konumlanıyor.”
“DenizBank‘ın, yenilikçilikte öne çıkmasında itici güç Intertech oldu”
Intertech Yönetim Kurulu Başkanı Ateş, geriye dönüp baktığında özellikle 2005 yılının kendileri için bir kilometre taşı olduğunu, 2005’te Bill Gates’in desteğiyle Microsoft Seattle Ürün gruplarıyla çalışarak, henüz piyasada olmayan Microsoft ürünlerinin kullanımı ile bankacılık platformu Inter-Vision’ı devreye aldıklarını, dünyanın mobile evrildiğini o günlerde öngörerek web tabanlı bir sisteme geçtiklerini anlattı.
Ateş, şunları kaydetti: “Evet, bu belli oranda riskliydi belki o günün şartlarında ancak bu öncü adımlarımız mobiliteye hazır olmamızı ve hatta şube satış elemanlarını birer mobil şubeye çevirmemizi sağlayan altyapıyı bize sundu. Inter-Vision bankacılık platformuna burada ayrıca değinmek gerekiyor. Bu platform müşteri odaklı, tüm süreçleri verimlilik ilkesi ile otomatize eden, müşteriye her yerden hizmet sunma prensibi ile kanalları entegre yöneten ve değişen dünyamıza uyum sağlayacak hızlı ürün çıkarma özelliği getiren çevik bir temel bankacılık sistemi. Biz bunu Haziran 2007’de tam anlamıyla uygulamaya aldık. Inter-Vision aynı zamanda yapay zeka, veri analitiği ortamlarını destekleyen, hatta bu konularda önemli know-how barındıran rakipsiz bir hizmet.”
Tüm bu başarılı çalışmaların pek çok uluslararası saygın ödülü de beraberinde getirdiğini ifade eden Ateş, Intertech’in, son 3 yılda büyük veri, veri analitiği ve iş zekası çözümleri ile öne çıktığını, global arenada alınmadık ödül bırakmadıklarını söyledi.
Ateş, “Gururla söylüyorum ki, alanında en prestijli uluslararası kurumlar tarafından üst üste ‘Dünyanın En İnovatif Bankası’ olarak ilan edilen DenizBank’ın, yenilikçilikte bu denli öne çıkmasında en önemli itici güç Intertech oldu.” dedi.
Müşterileriyle büyüyen, müşterileriyle gelişen Intertech’in ayak seslerinin çok daha kuvvetli duyulur hale geldiğini belirten Ateş, “Intertech,
Silikon Vadisi’nde olsa belki de değeri multimilyarlar seviyesinde olurdu. Türkiye’nin önümüzdeki yıllar için bu tip değerleri artırmaya ihtiyacı var.” ifadesini kullandı.
“Teknoloji maliyetimiz yüzde 4”
Hakan Ateş, Teknopark İstanbul’un Türkiye’nin Ar-Ge faaliyetlerinin, inovasyonun ve teknolojik üretimin desteklendiği, girişimciliğin tetiklendiği çok özel bir ekosistem olduğunu, bin 300 hektarlık alan üzerine kurulu ileri teknoloji ve endüstrileşme parkı projesinin en önemli etaplarından birisi durumunda bulunduğunu, ayrıca devletin büyük ihtimam gösterdiği ve IT dışında hiçbir finans yazılımcısının bulunmadığı bir alan olduğunu söyledi.
Ateş, şöyle devam etti: “Intertech, bu önemli alanda binasının temelini ilk atan ve açılışını yapan firma. Tüm Intertech ailesinin, Esentepe ODTÜ Teknokent, İzmir Bilimpark ve Viyana ofisi ile birlikte böyle bir ortamda tek çatı altında toplanıyor olması ve buradan çıkan sinerji bizler açısından büyük avantaj. Binamızın özelliklerine biraz bakacak olursak, 18 bin 385 metrekarelik bir alandan bahsediyoruz. Ofis alanının haricinde spor salonu, eğlence alanı, basketbol sahası, 4 adet video konferans odası, 110 kişilik seminer salonu mevcut. Canlı demo merkezi, kullanıcı deneyimi geliştirme odası gibi yeniliklerimiz var. Ayrıca, yeşil bina olma özelliği ve teknolojik altyapısı da Intertech’in marka algısına olumlu katkı sağlayacak unsurlar.”
Ateş, Intertech olarak, yeni ve modern yuvalarında, müşterilerine ve ülkeye sundukları değeri her geçen gün biraz daha artırmayı sürdüreceklerini kaydetti.
“Milli cüzdan hayalimiz var”
Basın mensuplarının sorularını da yanıtlayan Ateş, Intertech’in ürün ve hizmetlerinin diğer bankalara satışına ilişkin soru üzerine, “Türkiye’de faaliyet gösteren bir bankaya, 100 milyon liranın üzerinde bir satış yaptık. Yurt dışından alsalardı para birimi dolar ya da avro olurdu. Onlar da avantajlı. Satışını yaptığımız banka, dünyanın 150’den fazla ülkesinde faaliyet gösteren kurum olduğu için o bizi dünyaya tanıtan bir faktör oluyor, referansımız oluyor.” ifadelerini kullandı.
Bankaların teknoloji maliyetlerinin toplam giderlerin yüzde 10’unun üzerinde olduğunu belirten Ateş, DenizBank’ta bu oranın yüzde 4 mertebesinde bulunduğunu bildirdi.
“Milli cüzdan” diye bir hayalin peşinden koştuklarını ifade eden Ateş, şunları kaydetti: “Diyoruz ki ‘teknolojimizi bedava verelim’. Karşılığında da sistemin parçası olmak dışında herhangi bir şey talep etmiyoruz. Sadece bu sistemi bir processor (işlemci) işletsin. Türkiye’nin milli sistemi olsun, biz teknolojimizi vermeye hazırız. Bir örnek vermek gerekirse, ülkemize uluslararası bir cüzdan geldiğini düşünün. Çoluk-çocuğunuzun aldığı ciklete kadar haberdar olacak bir noktada… Bu önemli, değerli bir bilgi. Kafamdan uydurduğum bir örnek vereyim. Yazar kasa POS ile ulusal cüzdanı birlikte düşündüğünüzde, saniyenin 10’da 1’i sürede 1 tonun üzerinde gübre almış kaç kişi var ve bunun kaçının Çiftçi Kayıt Sistemi (ÇKS) yok. Öyle ya, adam çiftçi değilse niye gübre alır? Mesela bomba yapan adama bu şekilde ulaşılır. Bu bilgiyi uluslararası bir network mu yoksa ulusal bir network mu kullansın? Bence mücadele buralarda. Biz bunu geliştirdik. Sadece ilgi bekliyoruz.”
HÜRRİYET 21.11.2016