Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ilk kez yapılan 2016-2017 akademik yıl açılış töreninde YÖK’e “Türkiye’yi uluslararası alanda temsil edecek 5 üniversite seçilsin, desteklensin” tavsiyesi, “rektörlük seçimlerinin değiştirilmesi gerektiği” önerisi gibi önümüzdeki günlerde çok tartışılacak konulardan biri olacak. Eğer dünyada bu işi başarmış ülkelerin uyguladığı stratejiler izlenirse Türkiye’nin de uluslararası alanda en önemliler arasına girecek “yıldız”ları yaratılır.
Bunun için de diğer ülkeler neler yaptı ve nasıl başardılar, ona bakmak gerekiyor.
ÇİN, 985 PROJESİ İLE BAŞARDI
Yıldız üniversiteler yaratma konusunda ilk adımı atan ve başarılı olan ülke, dünya üniversitelerini ilk kez sıralayan Çin oldu. Jiao Tong Üniversitesi’nin yaptığı (ARWU) “Dünyanın En İyi 500 Üniversitesi” sıralamasının yöneticisi Dr. Ying Cheng, 1980’lerden itibaren ülkenin eğitim, bilim ve araştırmaya yatırım yapma kararı aldı- ğını söylüyor. Bugün en iyi 500 üniversite sıralamasında 32 üniversitesiyle yer alan Çin’in “yıldızlarını” nasıl yarattığını, bakın Cheng nasıl anlatıyor: “1990’larda başta Harvard, Oxford, Yale gibi öncü üniversitelere okusunlar, araştırmaları görsünler ve sonra ülkemize getirsinler diye öğrenci ve bilimadamları gönderilmeye başlandı. Onları burslarla destekledik. Yine 1990’larda hükümet Çin’de dünya kalitesinde üniversitelerin oluşturulmasına karar verdi. Bu projenin adı 985 projesiydi. Bizim üniversitenin de içinde olduğu 9 üniversite seçildi. O üniversitelere ayrı destek verildi. Hedef dünya kalitesinde üniversite haline gelmeleriydi. Bu da başarıldı.”
GÜÇ DOĞU’YA KAYIYOR
Benzer bir stratejiyi Singapur da izledi. 5 yıl içinde 2 üniversitesini ilk 200 üniversite içine soktu. Bunu da milyonlarca dolarlık kaynak ayırarak, araştırma laboratuvarları kurarak ve Harvard, MIT gibi dünyanın sayılı üniversitelerinden araştırmacı transfer ederek ve öğrenci göndererek başardı. Güney Kore de yükseköğretimde yıldızlaşan bir başka ülke. ARWU’da 12 tane üniversitesi yer alıyor.
Son yıllarda Asya üniversiteleri benzer statejilerle hızla yükseliyor. THE Sıralama Editörü Phil Baty, “Asya’nın yükseköğretimde süper güç olacağına dair tahminler artıyor. 2015 yılında Çin’in dünyadaki en fazla araştırmacıya sahip olarak ABD’yi geçmiş olması, bu durumun sembolü olarak gösterilebilir. Doğu Asya’nın üniversiteleri yükseliyor. Bu gelişim güçlü araştırma üniversiteleri, dinamik ve inovatif üniversiteler, devlet ve endüstrinin desteği ile mümkün oluyor. Sektörde liderlik Batı’dan Doğu’ya kayıyor” diyor.
RUTİN, ‘EN İYİLERİN İÇİNDE OLALIM’ DİYOR
En iyi üniversiteler sıralamasına girmek için stateji oluşturmaya çalışan bir başka ülke ise Rusya. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, geçtiğimiz yıl önümüzdeki 20 yıl içinde 15 Rus üniversitesinin ilk 100’e girmesi için çalışma başlattı. Üniversitelere brifing vermek için 4 sıralama kuruluşu başkanı ülkeye çağrıldı. Bunlardan biri de Türkiye’den URAP Başkanı Prof. Dr. Ural Akbulut oldu. Akbulut, “Dünyada alan sıralaması giderek önem kazanmaya başladığı için Rusya, üniversitelerinin alanlar belirlenerek de sıralamalarda yer almasını istiyor. Bunun için de özel proje yürütülüyor” dedi.
Tüm bu gelişmelere baktığımızda eğer doğru strateji izlenir, üniversiteler özenle seçilir, kaynak aktarılır, araştırma laboratuvarları için para harcanır ve akademisyenlere yatırım yapılırsa Türkiye’nin de yükseköğretimdeki rekabette parlayacak kendi “yıldızlarını” yaratması mümkün olur.
HABERTÜRK Pervin KAPLAN 20.10.2016