TET Yönetim Kurulu Üyesi, Yazılım ve Bilişim İhracat Komisyonu Başkanı ve Esim Yazılım’ın yöneticisi Selahattin Esim, ‘Türkiye’nin yazılımla 15 milyar dolar ihracat yapabilme potansiyeli var’ diyor.
Söyleşi yapacağınız insan Hollanda’ da mühendislik okumuş ve çalışmış, Japon iş yaşamı içinde “üstün hizmet ödülü” almışsa, dersinizi bir başka biçimde çalışmanız gerekir: Selahattin Esim’den söz ediyorum; TET Yönetim Kurulu Üyesi, Yazılım ve Bilişim İhracat Komisyonu Başkanı ve Esim Yazılım’ın yöneticisi. Kendisinden yazılım sorunumuzu diliyle anlatmasını istiyorum; ben de yüreğimle anlamaya çalışacağım.
Selahattin Esim söyleşi için ayrıntılı bir belge hazırlamış: “Yazılım ve Bilişim Sektörü 2023 Vizyon Hedefleri: Mevcut Durum ve Önerilerimiz.” Ben ise hazırlanmış metinin sınırlayıcılığından ayrılarak, zihninde arınmış, durulmuş ve kristalleşmiş düşüncelere ulaşmak istiyorum. Metne hiç bakmadan ne yapmak istediğimi, merkezi düşüncemin ne olduğunu anlatıyorum. Söyleşiyi bitirdiğimizde notlarıma göz attığımda beş alanda odaklandığımızı fark ediyorum: 1) Bilişim sektörünün sahipsizliği, 2) Hedefsizliğin yarattığı israf, 3) Geniş açıdan bakabilmenin erdemi, 4) Stratejinin anahtar rolü, 5) Aktörlerin sorumlulukları.
Bilişim sektörünün sahipsizliği
Selahattin Esim’in paylaştığı yazılı metinde çok şey var: Dünya genelinde 4.1 trilyon dolarlık bilişim sektörünün dağılımı. Nesnelerin interneti ile gelir olanaklarındaki artış potansiyeli. Pazarda büyüme beklentileri. Türkiye ‘in doğru adımlar atması durumunda 15 milyar dolar yazılım ihraç edebilme şansı. Bilişim alanında eğitimin nasıl yapılması gerektiği ve benzeri daha bir dizi merak edilmesi gereken konuyla ilgili değerlendirmeler.
Biz bu söyleşilerde “nicelikten çok nitelik analizine önem vermek” istiyoruz. Esim’e saptamaları arasında bir şartlı cümleyi anımsatıyorum: “Yazılımda doğru adımlar atılması durumunda” dediğini; o doğru adımların neler olduğunu soruyorum. Üzerinde iyi düşünmüş, iyi anlamış ve konuyu içselleştirmiş insanların refleksiyle, “Ülkemizde yazılım sektörünün bir sahibi yok” diye başlıyor söze. Sonra ekliyor, “Bilişim projelerine odaklanan bir merkeze, bir ajana ihtiyaç var. Sorumlu bir bakanlık yok. Ortaklaşa proje yapılamıyor; ciddi kaynak israf ediliyor. İçe kapanık projeler küreselleşme koşullarına uygun açılım sağlayamıyor. Bizim geliştirdiğimiz bir kavram olan ‘Bilişim Müteahhidine’ ihtiyacımız var: Kamudan büyük projeler alan, finansman sağlayan, uluslararası sertifikaları olan, akredite kuruluş ve kurumlarla bu işi uluslararası ölçeklere taşıyabiliriz.”
Sektöre ciddi emek vermiş olan Esim’in bana göre önemli özelliği “kavram üretmesini” becerebilmesi. Peş peşe önemli kavramlar sıralıyor: “Akıllı kümelenme” diyor… “Dayanışmalı rekabet ekosistemi” diye altını çiziyor. Görüyorum ki kümelenme kavramının bileşenlerine hakim. Kümelenmeyi yığılma ile karıştırmayanlardan biri. Söylediği her yeni kavramın içeriğinin hangi bileşenlerden oluştuğunu açıklıyor. Kavram üretmenin, farklı iş yapmanın, farklılığı olan ürünle rekabet etmenin temel girdisi olduğu konusunda düşündüklerine aynen katılıyorum.
Hedefsizliğin yarattığı israf
Nicelik analizi elbette ki önemli ama ondan da önemlisi nitelik analizi. Esim’in nitelik analizleri arasında bir nokta ilgimi çekiyor. Diyor ki, “Türkiye’nin hedefi yok!” Sözünü kesiyorum, “En büyük maliyet hedefsizliktir” özdeyişini anımsatıyorum.
Esim, yazılım sektöründe hedefsizliğin yarattığı israfı anlatıyor: “Birbirinden haberi olmayan çok değerli firmalarımızın olduğunu saptadık. Bu firmaların ‘akıllı kümelenme’ ile güçlerini birleştirdikleri zaman yaratacakları ‘sinerjik etkiyi’ hesapladık. Sadece yurt içine değil, ABD ve Almanya gibi ülkelerde yaptığımız heyetlerde, sahada yaptığımız gözlemlemelerde bu tezimizin somut örneklerini gördük. Sonra Azerbaycan ve İran’dan Çin’e kadar potansiyeli değerlendirdik. İnsanlara doğru şeyler anlatarak işbirliklerini arttırmanın yaratacağı etkiye inandık. Kümelenmenin coğrafi olmak yerine ürün bazında yakınlık olmasını önerdik. Yereli ulusala, ulusalı küresele taşımanın öneminin altını çizdik. Her anlamda ne yapacağımızı, nasıl yapacağımızı ve yaratmak istediğimiz sonucu net olarak tanımladığımızda büyük gelişme potansiyellerini değerlendirebileceğimize inandık.”
TET İhracat Birliği bünyesinde geliştirdikleri Akıllı Kümelenme konseptinin Akıllı Şehirler odaklı ihracat hedefi ve oluşturulan Bilişim Müteahhitleri ile ilk defa aralık ayında düzenlenecek Azerbaycan ve İran Yazılım İhracat Heyetlerinde sahada bilfiil uygulamasının deneneceğini söylüyor.
Selahattin Esim’ in anlattıklarını onaylıyorum. Ülkemizde her alanda “İşbirliği kültürü” geliştirmenin hayati önemini paylaşıyoruz. Sonra söz, geniş açıdan sorunlara bakabilme noktasına geliyor.
Geniş açıdan bakabilme erdemi
Her bilinçli insan gibi Selahattin Esim de “bakış açısının çok önemli girdi olduğunu” anlatıyor. “Bakış açımızın dünyayı kavraması gerekir. İçe kapanıklık gelişmenin önemli engeli. Ne kadar dışa açılırsak, Batı’nın da Doğu’nun da potansiyellerine o kadar erişebilirliğimiz açık. İş merkezli anlayıştan yola çıkarak potansiyelleri, ortak kültürleri, dili, birbirini anlama özelliklerini dikkate alan bir gelişme yolu belirlemeliyiz” diye sürdürüyor sözlerini.
Analizinin bu bölümünde farklı bir kavramsal boyut daha ekliyor: “Bizim önerdiğimiz bilişim müteahhitleri iş-odaklı hareket etmeli; taahhüt eksenli bir gelişme yaratmalı, hem insan hem de diğer alanlarla donanımlı kadrolar oluşturmalıyız. Devamlılık ilkesine sıkı sıkıya bağlı kalmalıyız. Örneğin, sık sık kadrolar ve uzmanlık alanları değişir, aralarında kopukluk olursa, kamu görevi yapmanın birikimini kullanamayız ve etkili sonuçlar alamayız. Göreve getirilen insanın liyakatı, eğitimi, görev değişme kuralları, görev değiştirirken birikimin devamlılığı gibi sorunları bir bütün olarak ele alması çok, hem de çok önemli.”
Üzerinde çalıştıkları Akıllı Kümelenme (Smart Cluster) ve Dayanışmalı Rekabet (Co-opetition) konseptinin arkasında bir matematik var. Bu kurguyu yaptıktan sonra Nobel Ödülü almış matematikçi John Nash’in oyun kurgusu teoremine çok yakın olduğunu fark ettiklerinden bahsetti. Tanınmış iktisatçı Adam Smith ‘Her insan kendi çıkarını düşünür ve ona göre hareket ederse toplumun refahı da aynı şekilde artar’ görüşünden hareketle teorisini ortaya atmış. Nash ise, ‘Her insan hem kendi çıkarını hem de ait olduğu grubun menfaatlerini düşünür ve ona göre hareket ederse toplam refah artar’ görüşünü ortaya koymuş.
Bakış açısının genişliğinin öneminden “stratejinin önemine” geçiyoruz. Stratejinin gelişme yaratma ve sürdürmede ne denli önemli bir araç olduğunu değerlendiriyoruz birlikte.
Stratejinin anahtar rolü
Daha önce bilişim sektörüyle ilgili bilgisine başvurduğumuz uzman insanların da paylaştığı bir noktanın altını çiziyor Esim ve diyor ki, “Bilişim sektörü, yakın ve uzak geleceği belirleyecek stratejik bir sektördür. Bu hususu hepimiz zihnimizde netleştirmeli, bu konuda ortak değerler üretmeli, ortak irade yaratmalıyız.” Sonra genel olarak bilişim sektöründe, sonra da donanım üretilmesi ve yazılım geliştirilmesinde “strateji ihtiyacı” olduğunu anlatıyor.
Ekonomi Bakanlığı ve TET olarak yazılım ve bilişim sektörünün 2023 yılına yönelik ihracat stratejisini belirlemek için çok önemli çalıştaylar yaptıklarını ve tüm sektörün katıldığı bu çalıştaylar sonucunda yakın bir zamanda ortaya çıkacak olan strateji raporundan bahsediyor. Ekonomi Bakanlığı’nın bu rapor ile sektörün stratejik önemini diğer bakanlıklar nezdinde anlatacağını ve sonunda 13 ana sektöre kılcal damarlarına kadar entegre olmuş bu sektörün stratejik sektör seçilmesinin altyapısının hazırlandığını önemle vurguluyor.
Bilişim sektöründe net olarak tanımlanmış bir stratejinin çok etkili bir araç olduğunu söylüyor Esim…Stratejinin belirlenmesinin birçok firmanın ve kamu kurumlarının “maliyet” ya da “kalite” odaklı olması ölçülerini kullanmasını esnekleştireceğini, böylece yerli üretici firmaların işbirliklerini “geliştirmesinin” hızlanacağını da anlatıyor. Risk sermayesi olmayan ülkemizde gelişmenin yaratılması için bankaların “katı teminat” aramalarının yarattığı tıkanmaların da altını çiziyor. “Melek yatırımcının “önünün açılması konusunu irdeliyor. Stratejinin “yetenek avcısı” anlayışına nasıl katkı yapacağının örneklerini sıralıyor peş peşe.
Aktörlerin sorumlulukları
Selahattin Esim’e yazılım konusunda nerede durduğumuzu sordum: Özetle, yazılım alanında iyi bir yerde olduğumuzu söyledi. Kaliteli yazılım ürettiğimizi ve uygun fiyata sattığımız kanısını paylaştı. Ülkemizde 12 üniversite (Kutu:1 bakınız) bu alana yazılım mühendisi yetiştiriyor. Yine de açığımızın olduğu üzerinde durdu. Irlanda örneğini, önce 2 bin okulda yaklaşık 4 bin öğretmenin öğrencileri nasıl matematik ve fen dalına ilgisini çekeceği yönünde yetiştirildiği örneğini verdi. Öğretmen, eğitim metodu, motivasyon, stratejiye dayalı kapsayıcı proje üretebilmenin, gelişmenin gerek şartı olduğunu söyledi.
Yazılım sektöründe olmamız gereken yere ulaşmamız için tüm aktörlerin koordineli olarak güçlerini birleştirmeleri gerekiyor: Siyasi iradenin net bir vizyonla sektöre sahip çıkması, sektörün bir sahibinin olması, merkezi bir aklın yönlendiriciliği önemli. Bürokrasinin paylaşılan vizyonu sahiplenmesi, gereklerini bilinçle izlemesi de olmazsa olmaz adımlardan bir diğeri. Özel sektörde fırsatları değerlendiren, üstüne düşeni yapan bir anlayışta ilerlemeli.
Bütün aktörler bilişim alanında “en ucuz olanı” değil kaliteli olanı uygun fiyatla elde etmenin peşinde koşmalı. Talep cephesindeki gelişmelerin büyük projeleri yapacak ölçeklere ulaşması ve kaynakları yaratması gelişmenin en önemli gücü. Ekosistemin daha ucuz, daha ucuz mantığı ile gereğinden fazla firma yaratmaması gerekir. Kalitesizliği ve piyasayı bozucu etkileri öne çıkaran gelişmeleri sınırlamak önemli… Japonya hem onurlu, vatanını düşünen Samurai mantığını hem de esnek iş yapma becerisine sahip tüccar zihniyetini sentezlediği için önemli bir gelişme yarattı.
Selahattin Esim’ e göre Türkiye’ de yazılım sektörünü gelişimini hızlandırmak için atılması gereken adımlar:
► Devletin kendi bünyesinde yazılım üretilmesine son vererek özel sektöre güvenmesi ve bu tür projelerin stratejik sektör olarak belirlenen bilgi teknolojileri sektörüne verilmesi.
► Yerli ürünlere verilen yüzde 15 fiyat farkından faydalanabilmesi için yazılım sektörünün ürettiği ürünlerin mal ve ürün üretiminden farklı olduğunun ve bunun için bir üretim hattı gerektirmediğinin kabul edilmesi ve genelgelerle bu durumun düzeltilmesi.
► Bilişim müteahhidi firmaların devlet tarafından desteklenmesi ve büyük projeler verilerek uluslararası piyasalarda kullanabilecekleri referanslarının olmasının sağlanması.
► Türkiye’de uluslararası piyasalarda olduğu gibi kamu ve özel sektör projelerinde yatırım değerinin yüzde 3’ü oranı da bir bütçenin bilgi teknolojilerine ayrılması.
► Nitelikli işgücünün yetiştirilmesinde üniversitelerin müfredatlarını özel sektörün beklentisi doğrultusunda belirlemesi ve yeni teknolojilerin ders olarak okutulması.
► Yazılım ve bilgisayar mühendisliği kariyer planlamasının ilköğretim ve lise düzeyinde yapılması.
► İlköğretimde yazılım kodlama dersinin müfredata dahil edilerek küçük yaşlarda bilim ve matematiğe olan ilginin arttırılması.
► Yazılım sektöründeki yüksek maaşlardan dolayı çok ağır gelen SSK yükünün Türk yazılım sektörününün rekabet gücünü düşürmesinin engellenmesi. Bu teşviğin sadece teknoparklarda yer alan firmalarla sınırlandırılmaması.
► Kamu İhale Kanunlarının kamudaki yazılım projelerini karşılayacak şekilde değiştirilmesi ve şartnamelerdeki özel hukuk alanına giren cezai maddelerin tek taraflı olarak kamuyu koruyacak şekilde düzenlenmesine son verilmesi.
► Kümelenme modelinin bizim üzerinde çalıştığımız yeni bir konsept olan Smart Cluster yanı “Akıllı Kümelenme” modeline taşınması.
► Dünyada yazılım konusunda gelişmiş ülkelerde verilen fakat Türkiye’de uygulanmayan teşviklerin devreye sokulması.
Yazılım Mühendisliği Bölümü olan üniversitelerimiz
•Boğaziçi Üniversitesi (Kamu)
•Atılım Üniversitesi (Vakıf)
•Bahçeşehir Üniversitesi (Vakıf)
•Maltepe Üniversitesi (Vakıf)
•Yaşar Üniversitesi (Vakıf)
•Işık Üniversitesi (Vakıf)
•Aydın Üniversitesi (Vakıf)
•İzmir Üniversitesi (Vakıf)
•Toros Üniversitesi (Vakıf)
•İzmir Ekonomi Üniversitesi (Vakıf)
•Lefke Avrupa Üniversitesi (Vakıf)
•Fırat Üniversitesi (Kamu)
DÜNYA Rüştü BOZKURT 05.11.2016