NGX Storage, yazılımın tamamen yerli olmasından dolayı sistem üzerinden dışarıya çıkabilecek her türlü veriyi kontrol edebiliyor, dışarıdan gelen saldırıları çok kısa sürede tespit edip, önlem alabiliyor
Ankaralı bir Ar-Ge firması, savunma ve bankacılık başta olmak üzere kamu ve özel sektör için kritik öneme sahip veri depolama sistemini yerli olanaklarla üretti.
Hacettepe Teknokent’te çalışmalarını sürdüren NGX Storage firmasının Üst Yöneticisi Beyhan Çalışkan, ürünün yüksek teknoloji içerdiğini belirterek, kamu kurumları, bankalar, özel şirketler gibi geniş ölçekli veri tabanına sahip kurumların verilerinin saklanmasına olanak tanıdığını ifade etti.
Çalışkan, söz konusu verilerin saklanmasının dünyadaki belli başlı veri protokolleri ölçülerinde yapılması gerektiğini dile getirerek, geliştirdikleri ürünün bu protokollere uygun olarak veriye erişimi sağladığını kaydetti.
“Binlerce petabaytlık veri depolama havuzu oluşturabiliyoruz”
Ürünün exabyte düzeyindeki verileri depolayabildiğinin altını çizen Çalışkan, “Bu anlamda geliştirdiğimiz mimarinin bir sınırı yok ama günümüzdeki donanım üreticilerinin bize sağlayabildiği imkanlar çerçevesinde yüzlerce hatta binlerce petabaytlık veri depolama havuzu oluşturabiliyoruz.” dedi.
Sistemin kontrol üniteleri ve bu ünitelerin arkasına bağlanan genişleme yuvaları ile büyüyebildiğini anlatan Çalışkan, “Aslında tek değil, bir kasa üründen söz ediyoruz.” diye konuştu.
Çalışkan, Türkiye’nin bu konuda tamamen yurt dışına bağımlı olduğuna dikkati çekerek, dünyada sektörde faaliyet gösteren çok büyük firmalar bulunduğunu, Türkiye pazarının tamamının da ABD’li firmaların etkisinde olduğunu ifade etti.
“Tek yerli firmayız”
Bir yıl önce TÜBİTAK’a proje sunduklarını ifade eden Çalışkan, şöyle konuştu:
“Sektörün içinden gelen insanlarız ve iş ortaklarımız arasında çok büyük uluslararası firmalar var. Onlara böyle bir iş yaptığımızı söylediğimizde şaşırdılar. Doğu, Ortadoğu ve Afrika bölgesinden bu firmaların programlarına dahil edilen tek firma biziz. Küresel protokolleri bütünleşik olarak sunabilen, petabayt boyutunda genişleyebilen ve aynı mimarileri tamamen flaş sistemlerden oluşabilen veya hibrit flaş ve disklerin aynı sistem içinde yer aldığı katmanlı mimaride sunabilen tek firmayız.”
“Hedefimiz gelecek yıl Türkiye pazarının yüzde 15’ini almak”
Uluslararası Veri Birliğinin (IDC) 2011 yılındaki araştırmasına göre, Türkiye’nin veri depolama hizmeti için yılda 200 milyon dolar ödediğini belirten Çalışkan, pazarın da her yıl yüzde 15-18 arasında büyüdüğünü kaydetti.
Benzer araştırmalara göre dünyada her yıl üretilen verinin bir önceki yıla göre iki kat arttığını anlatan Çalışkan, “Bu anlamda veri depolama sistemlerine ihtiyaç sürekli büyüyor. Dolayısıyla ülkemiz açısından masraf da sürekli artıyor.” değerlendirmesinde bulundu.
Çalışkan, gelecek yıl sonu itibarıyla Türkiye’de pazarın en az yüzde 15’ini almayı amaçladıklarını dile getirdi.
Cihazlarının bir yıldır kamu kurumları, üniversiteler ve özel sektör tarafından kullanıldığını aktaran Çalışkan, “Şirketi de aynı dönemde kurduk. Dolayısıyla şirketin kurulmasıyla ürün satışları başladı.” diye konuştu.
“Avrupa ülkelerinden dahi talep alıyoruz”
Türkiye’de bazı kurumların veri depolama hizmeti için yılda 1 milyon dolar ödediğini belirten Çalışkan, bazı dönemlerde bu harcamaların 7-8 milyon dolara kadar ulaştığının altını çizdi. Çalışkan, destek hizmetleri için ödenen ücretlerin bu tutarlara dahil olmadığını vurguladı.
“Bizim bu noktada katkımız, hem katma değerli ürün üretmek hem de bu paraların yurt dışına gitmesini engellemek” değerlendirmesinde bulunan Çalışkan, Doğu, Ortadoğu ve Afrika bölgesinde her çeyrekte 1,2 milyar dolarlık pazar açıldığını, kendilerin de bu pazarlarda aktif olmayı amaçladıklarını belirtti.
Bu tür sistemlerin küresel fiyatlarının yüksekliğine dikkati çeken Çalışkan, “Biz bu cihazlarla çok rekabetçi fiyatlarla Avrupa ülkelerinden dahi talep alıyoruz ve bu talepler 2-3 milyon dolar civarında.” dedi.
“Saldırıları kısa sürede tespit edebiliyoruz”
Çalışkan, geliştirdikleri sistemin veri güvenliği açısından özelliklerine de değinerek, Türkiye’nin satın aldığı bütün cihazların ithal olması sebebiyle bunların içindeki yazılımın tam olarak bilinmediğinin altını çizdi.
Söz konusu cihazlara arayüz haricinde müdahale edilemediğini belirten Çalışkan, “Dışarıdan sızma durumunun bile tespit edilmesi mümkün değil. Bizim yazılımımız tamamen yerli olduğu için sistem üzerinden dışarıya çıkabilecek her türlü veriyi kontrol edebiliyoruz veya dışarıdan gelen saldırıları çok kısa sürede tespit edip önlem alabiliyoruz.” diye konuştu.
DÜNYA 23.10.2016