Geçtiğimiz günlerde konuşma fırsatını bulduğum TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Arif Ergin’den, TÜBİTAK-MAM’da yapılan çalışmalardan bahsetmesini rica ettim.
Arif Hocayı, Bilişim ve Bilgi Güveliği İleri Teknolojiler Araştırma Merkezi (BİLGEM) ve TÜBİTAK Marmara Teknokent Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı üstlendiği dönemde tanıdım…
Hoca anlattıklarını mail olarak ta göndermiş…
Anlattıklarına gelince;
“Gelecekte ekonomik büyümeyi sürdürme ve rekabet gücümüzü korumamız için yüksek katma değerli üretim yapısına geçmemiz ve aynı zamanda yüksek teknolojili sektörlerin de üretim ve ihracatımız içindeki payını arttırmamız gerekiyor.
Türkiye’nin ihracat kilogram değeri Avrupa ve Uzakdoğu ülkelerine oldukça düşük seviyededir.
Bunun başlıca nedeni ise ihraç ettiğimiz ürünlerin önemli bir kısmının düşük ve orta teknolojili ürünlerden oluşmasından kaynaklanmaktadır.
Gelişmiş ülkelerin bu alanda arayı giderek açtıkları göz önüne alındığında, teknolojik olarak bir sıçrama yapmamız gerektiği ortaya çıkıyor. Bu sıçramanın yolu ise Ar-Ge, inovasyon, marka ve tasarım alanlarına odaklanmaktan geçiyor. İthal ettiğimiz ürün ve hizmetleri yurt içinde üretmemiz, rekabetçi olması koşuluyla Türkiye gibi ülkeler için doğru bir büyüme stratejisidir.
TÜBİTAK-MAM’da millileştirme konusuna özel önem verilmekte ve pek çok kritik teknoloji yerli imkanlarla geliştirilmektedir. Bu vizyon çerçevesinde çalışmalarına devam eden TÜBİTAK-MAM’da geçtiğimiz 3 yıl içinde birçok başarılı proje ve faaliyet yürütülmüştür.
Bunların başlıcalarını enstitü bazında sizinle paylaşmak istiyorum.
– Çevre ve Temiz Üretim Enstitüsü’nde yürütülen Denizlerde Bütünleşik İzleme Projesi ile tüm denizlerimizin su kalitesini izlemekteyiz.
İçme suyu kaynaklarımızın, göl ve nehirlerimizin mevcut su kalitesi durumunun ortaya konması ve iyileştirilmesi amacı ile Havza Koruma Eylem Planlarının Hazırlanması ve Hassas Alanların Belirlenmesi projeleri gerçekleştirilmiştir.
Organik ve İnorganik Pasif Örnekleyici Geliştirilmesi projeleri ile hava kalitesinin belirlenmesi amacıyla kullanılan ve dünyada sayılı ülkelerde ticari amaçlı üretilerek satılan pasif örnekleyiciler geliştirilmesi hedeflenmektedir.
– Kimyasal Teknoloji Enstitüsü bünyesinde, zenginleştirilmiş Bor 10 ve Bor 11 izotop ürünlerini hedefleyen projeyle hem bor izotopu zenginleştirme teknolojileri geliştirilecek hem de ülkemizin stratejik enerji kaynakları arasında planlanan nükleer santrallerde de kullanılması muhtemel bor ürünleri elde edilecektir. Bu yerli teknoloji sayesinde uluslararası nükleer tedarik zincirinde yer alınabilecektir.
Çeşitli Selüloz Türevlerinin Üretilmesi projesinde beyazlatılmış linter selülozundan elde edilen nanoselülozun polimerik malzemelere ilave edilmesi ile mekanik dayanımı yüksek ürünler elde edilmiştir.
– Gen Mühendisliği ve Biyoteknoloji Enstitüsü, özel sektör ile işbirliği içerisinde, ülkemizde kansere karşı ilk biyobenzer ilaç geliştirilmesi, geç teşhis edildiği için ölüm oranı çok yüksek olan akciğer kanserinin erken tanısı için yeni ve özgün biyomarkır tespit edilerek tanı sistemleri geliştirilmesi, yenidoğan taramalarında kistik fibrozisin erken tanısı için Immunreaktif Tripsinojen (IRT) ve Pankreatitle İlişkili Protein (PAP) ELİZA kitlerinin geliştirilmesi ve Genom Array Analiz Merkezi projelerini hayata geçirmiş olup, projelerle ilgili çalışmalar devam etmektedir.
– Malzeme Enstitüsü bünyesinde, Havacılıkta Kullanılan Nikel Süperalaşım Malzeme ve Üretim Proseslerinin Geliştirilmesi Projesi kapsamında, motor komponentleri arasında en zor koşullarda çalışan türbin kanadına yönelik ileri imalat teknolojilerinin ülkemiz ve savunma sanayiimize kazandırılmasını amaçlayan bir proje kapsamında “Nikel Süperalaşım Tek Kristal Uçak Motor Türbin Kanadı” geliştirilmiştir
– Enerji Enstitüsü bünyesinde, yerli elektrikli araç geliştirme çalışmaları kapsamında prototipler hazırlanmıştır.
Başta elektrikli araçlar olmak üzere tüm mobil teknolojilerin kalbi olan batarya teknolojileri konusunda ise lityum iyon batarya geliştirme çalışmaları tüm hızı ile sürdürülmektedir
Gıda Enstitüsü’nde, gıda analizlerine yönelik hızlı ve güvenilir veri üretmek amacıyla Gıda Analiz Kiti Geliştirme Merkezi kurulması için Kalkınma Bakanlığı’nın desteklediği proje başlatılmıştır.
Bu proje ile Gıda analizlerinde kullanılan sarf ve referans malzemelerin yerli üretimlerini amaçlamaktadır. Özel sektör tarafından desteklenen, çeşitli gıda alanlarını içeren 7 adet proje devam etmektedir.
– Yer ve Deniz Bilimleri Enstitüsü’nde, Arkeoloji, Yer ve Çevre bilimlerinde ihtiyaç duyulan Karbon 14 ile tarihlendirme konusunda dışa bağımlılığımızı ortadan kaldıran bir “Ulusal Laboratuvar” kurularak faaliyete geçirilmiştir.”
Arif Ergin hocanın TÜBİTAK-MAM’da konuşlanmış enstitülerin çalışmalarına ilişkin verdiği bilgileri özetleyerek buraya taşıdım.
DÜNYA Hilmi DEVELİ29.09.2016