Tüm dünya ülkelerinde eğitim öğretim faaliyetlerinin temel amacı, kişinin hem kendisine, hem devletine hem de dünyaya faydalı birey, yurttaş ve iyi bir insan olarak donanımını sağlamaktır. Genel hedeflere bakıldığında beklenilen ve istenilen ortak amaçlar aslında aynıdır.
Bizde de 1739 Sayılı Temel Kanunda Eğitimimizin Genel Amacı; Bireylerin beden, zihin, ahlak, ruh ve duygu bakımlarından dengeli ve sağlıklı şekilde gelişmiş bir kişiliğe ve karaktere, hür ve bilimsel düşünme gücüne, geniş bir dünya görüşüne sahip, insan haklarına saygılı, kişilik ve teşebbüslere değer veren, topluma karşı sorumluluk duyan; yapıcı, yaratıcı ve verimli kişiler olarak yetiştirmek hedeflenmektedir.
Değer Yargıları, Akademik Başarının Gerisinde Kalmamalı
Bu genel amaca bakıldığında tam donanımlı bireyler yetiştirmek istenirken yıllardır ne yazık ki zihin gelişimi ve buna yönelik akademik çalışmalar ağırlıklı olarak programlanmış “ahlak-ruh ve duygu bakımından” ifadesinden itibaren, diğer hedefler hep ötelenmiştir. Bunun doğal sonucu olarak akademik gelişiminde başarılı bireyler yetiştirsek de bireysel ve toplumsal değerlere yönelik kazanımların yeterli düzeyde sağlanamadığı her geçen gün daha da acı tecrübelerle fark edilmektedir.
İnsan gelişiminde, yaşamsal becerilerin kazanılması, kendine yönelik olumlu tutum ve davranışlar edinilmesi, topluma yönelik sorumluluk ve değer yargılarının yerleşmesi de akademik gelişimden çok daha önemli noktalardır.
Değerler, Çocukluk Döneminde Kazandırılmalı
Toplumsal anlamda değer dediğimizde iyi olan- doğru olan toplum tarafından ortak onaylanan ve genelleştirilmesi beklenilen davranışların tümü karşımıza çıkar. Değerlerin edinimi hiç kuşkusuz önce ailede başlar, okulda desteklenir ve yine toplum tarafından pekiştirilir. Ailede başlayan değerlere yönelik kazanımlar okul tarafından desteklenmez ve özelliklede toplumda karşılığını bulmazsa burada karmaşaya neden olur.
Erken çocukluk döneminde değerlerin kazandırılması çok önemlidir. Birey, ileriki dönemlerde; kişiliğini, yaşama bakış açısını, davranışlarının yönünü belirleyecek temelleri çok erken yaşlarda atar. Bundan dolayı sistematik biçimde hem ailede hem okulda, hem de sosyal çevrede bu konunun tekrar tekrar sorgulanması gerekir.
Bireyin değerlerin farkına vararak benimsemesi ve kişiliğine mâl ederek davranışa dönüştürmesi başlı başına günümüzün en temel eğitim sorunu olmalıdır. Özellikle de toplum bilincinin, biz bilincinin kazanımı, insanı değerlerin aktarımı, empati ve duygu gelişimi adına çok çok önemlidir.
Çocuğun Duygularını Tanımalı ve İyi Taraflarını Geliştirmeli
Değerler akla, kalbe ve iradeye hakim oldukça toplumda sevgi, güven ve huzur da artar. Bu sayede sosyal hayat daha kolay düzenlenir, bireyler arası bağlılık artar, insani ve toplumsal mükemmelliğe doğru ivme kazanılır. Değerlerin öğretimi insanı biraz daha insanlaştırma çabası, kişilik oluşturma sürecinin kontrolüdür.
Değerler eğitiminin amacı, çocuğun doğuştan var olan duygu durumuna hitap ederek en iyi tarafı ortaya çıkarmak; iç öznesini harekete geçirerek gelişmesini sağlamaktır. Bu sayede; bireyi içsel donatarak iyi bir insan modeli oluştururken, toplumu da her türlü kötülükten ve suçtan da korumak çok daha kolaylaşır.
Değerler Eğitiminde Aile&Okul İş Birliği Çok Önemli
Çocuk doğduğu andan itibaren aileyle başlayan değerlerin öğretimi, okul yaşamıyla birlikte belli bir program dahilinde yürütülmelidir. Bu konuda yaşa göre, sınıf bazında kazanımlar belirlenerek ilk-orta ve lise düzeyinde etkinlik planlamalarına gidilmeli, çocukların duygusal gelişimleri üzerine yoğunlaşılmalıdır. Ve bu çalışmaların tamamı aile destekli yürütülmelidir. Ailelerle sık sık bir araya gelinerek okulda yürütülen değerler eğitimine yönelik çalışmalar aktarılmalı, etkinlik örnekleri konusunda bilgilendirilerek evde de pekiştirilecek davranışlar anlatılmalıdır. Bilgisel düzeyde verilen eğitimlerin doğrudan yaşantı içinde içselleştirilerek davranışa dönüştürülmesi ve olumlu davranışların da pekiştirilmesine dayalı çalışmalar kontrollü olarak yürütülmelidir.
Ortak bir çalışmanın yürütülmesi değerlerin kazanımı adına çok önemlidir.
Tüm Değerler Öğrenilebilen Olgulardır, Mesele Kazandırılma Kararlığıdır
Son dönemlerde özellikle değerler eğitimine ilişkin içerik çalışmaları yapılsa da ve okullarda çeşitli etkinliklere yer verilse de bu boşluk tamamlanmamıştır. Değerler eğitimi başıboş bırakılabilecek bir konu değildir. Herkes için geçerli pozitif değerleri barındıran ve bu amaçları kazanım haline getiren bir yapı benimsenmelidir. Değerler toplumun ortak kazanımlarıdır.
Son Olarak;
Yeni bir yaklaşımla “karıncayı incitmeyecek insan modeli” üzerinde çalışmalıyız. Hiçbir varlığa zarar vermemeyi kendine ilke edinen bireylerin yetiştirilmesi aslında mümkündür. Sevgi odaklı yaklaşım, tüm varlığa sonsuz sevgi ve kabul bilinciyle, duyguların ön plana alındığı eğitim önceliğimiz olmalıdır. Tüm dünya için daha yaşanılası ve barışçıl evrensel değerlerle kültürel özelliklerimizi birleştirip koruyabilen çocuklar büyütmeliyiz.
Toprağına, milletine bağlı, insani değerleri yaşamının merkezine alan, ahlaksal yönden donanımlı “kendini bilen insan” yetiştirilmesi hepimizin ortak temennisidir…
CLASSLOOM Nermin ELMAS 11.08.2016