Geçen yıl sosyal medya üzerinden tanışmıştık ama bir türlü bir araya gelememiştik. Onlar Türkiye’nin ilk Mars aracını yapma peşinde koşan genç bir ekip. Özyeğin Üniversitesi’nde okuyan, bir yandan da Robotik Laboratuvarında eğitim gören, gönüllü çalışan üniversite öğrencileri. Biyomedikal, makine öğrenmesi ve giyilebilir robotlar üzerine çalışıyor, robotik projeler üretiyorlar.
Laboratuvar bünyesinde çalışan “Ozu Rover Takımı” bünyesindeyse NASA’nın ünlü Mars aracı “Curiosity” benzeri bir robotik araç tasarlıyorlar. Gezegen gezginleri adı verilen, başka gezegenlere yollandığında insanlar yerine gözlem, araştırma yapması için tasarlanan robotlar bunlar.
2007’den beri ABD’de, 2012 yılından beri de “European Rover Challenge” adı altında Avrupa’da düzenlenen yarışmada, 10-13 Eylül’de Polonya’da Türkiye’yi ikinci defa temsil edecekler. Yarışma öncesi ekipten İnşaat Mühendisliği 2. sınıf öğrencisi Sena Şevval İnan, Makine Mühendisliği 3. Sınıf öğrencisi Ali Yaşar ve Makine mühendisliği 4. sınıf öğrencisi, aynı zamanda takımın kurucusu Mehmet Can Yıldırım’la bir araya geldik ve nedir bu Mars görevi diye konuştuk.
Ozan ONAT: Nasıl bir araç bu?
Mehmet Can YILDIRIM: Bizim yaptıklarımız lisans seviyesinde geliştirilebilecek, bir mars robotunun prototipi diyebileceğimiz, bütçe ve büyüklük olarak daha küçük, ancak Mars yüzeyi benzeri ortamlarda rahatça çalışabilecek araçlar.
Ozan ONAT: Can alıcı soruyu en başta sorayım o zaman; yakın zamanda Türkiye’nin Mars’a gideceği yok, siz niye böyle bir projenin peşindesiniz?
MCY: Genelde günlük hayatta işimize yarayabilecek ürünler, icatlar zor sorulara cevap olarak çıkıyor. Mars’a bir şey göndermek, sizden binlerce kilometre uzakta bir şey çalıştırmak da oldukça zor bir soru. Buna kafa yormak, size belirli limitler, bütçeler, belirli kaynaklar altında bazı sorulara cevap vermenizi sağlıyor. Örneğin bu aracı 5 ton yapma şansımız yok. Küçük ve hafif olması gerekiyor, ne de olsa bu aracı bir yere taşıyıp kullanacağız.
Sonuçta bizim bu problemleri çözmek için geliştirdiğimiz ufak bir sistem, belki hiç aklımızda olmayan bambaşka bir projede işe yarayabiliyor. Mesela yer kaplamaması için mümkün olduğunca küçük tasarladığımız bazı elektronik sistemlerimiz şu anda okulumuzda başka arkadaşlarımızın projelerinde kullanılıyor.
Biz belki Mars’a gitmeyeceğiz ama nasıl giderdik diye sorulara cevap arayıp, kafa yorduğunuzda bambaşka sorulara cevap bulmuş oluyorsunuz.
OO: Peki gidebilseydik, bu araç ne işimize yarardı?
Ali YAŞAR: Mars Roverları, en yüksek hareket kabiliyeti gösterebilmek için tasarlanıyor. Su ve varsa canlı kalıntıları arıyor. Yerden aldığı toprak, kaya örneklerini analiz edip içinde herhangi biyolojik, organik bir bileşen var mı diye bakıyor. Ayrıca bugüne kadar Mars’a ulaşmış olan 5 araç, bir yandan da Mars’ı haritalandırıyor. Böylece Mars’ı da tanımış oluyoruz.
Bizim robotumuzsa oraya insanlar gittikten sonra yapılabileceklerle alakalı. Katılacağımız yarışmada da amaç Mars’ta bulunacak astronotlara destek olacak robotlar tasarlamak.
MCY: Mesela NASA’nın Curiosity aracı insanla etkileşimi olsun diye tasarlanmış bir araç değil. İnsansız bir ortamda, çok daha yavaş hareket eden bir robot. Hızlı gitmesine ihtiyaç da yok.
İnsan etkileşimli bir robotsa, gerektiğinde uzaktan kumandayla kontrol edilmeye hazır olmalı. Marsta bir koloni kurduğumuzu düşünelim. Astronotumuz dağ tepe gezmektense bu ufak araçları etrafa gönderip çevre konusunda bilgi alıyor, örnek topluyor. İşi bittiğinde “üsse geri dön” komutu veriyor, araç otonom olarak geri dönüyor.
Temelde katılacağımız yarışmada simule edilen görev bu. Bir astronot bir yerde çalışıyor ve sizin ona bir iş çantası, çekiç, matkap götürmeniz gerekiyor. Bu senaryoyu gerçekleştirmeye çalışıyoruz. Bu aracın ayrıca örnek de toplaması, gerektiğinde kazması, toprak altına girmesi gerekiyor. Bunu hem uzaktan kumanda edilerek insan yardımıyla, hem de gerektiğinde bazı komutları belirli miktarda otonom olarak yapabilmesi gerekiyor.
OO: Peki çok heyecanlı bir proje üzerinde çalışıyorsunuz ama az önce de dediğim gibi Türkiye’nin yakın zamanda Mars’a gideceği yok, sizler okulu bitirince ne yapacaksınız?
Ali YAŞAR: Bu ticari kaygı güdülen bir proje değil. Amacımız burada okuyan öğrencilerin tecrübe kazanması, bilinçlenmesi. Bu aynı zamanda bu okulun bir geleneği. Laboratuvarda sürekli bir öğrenci sirkülasyonu oluyor. Bu geleneği de sürdürerek genç arkadaşların deneyim yaşamasını sağlıyoruz. Türkiye’de böyle bir deneyim kazanabilecek çok da fazla yer yok maalesef.
Buradan mezun olan arkadaşlarımız da ister akademik kariyer yapsınlar, ister iş hayatına girsinler edindikleri bu tecrübeleri her anlamda kullanabilirler. Bu teknolojileri kullanmak için illa Mars’a gitmek gerekmiyor.
MCY: Bir de bir ön kabulümüz var Mars’a gidemeyeceğimiz konusunda. Tabi ki gerçekler de var bunun içinde ama şu anda karar alıcı nesil biz değiliz. Bu kuşak karar alıcı bir noktaya geldiğinde her şey çok farklı olabilir. O zaman bu konuda bilgimiz, tecrübemiz, gerekli insan gücümüz de olacak.
Mesela biz bu sene yaklaşık 1000 lise öğrencisine ulaştık, tanıştık, kampüsümüzü, laboratuvarımızı gezdirdik. Liselere gittik, öğrencilerle konuştuk. Bazılarının üniversite tercihini bile değiştirdik. Hevesi olan pek çok öğrenci var. Bu hevesi sürekli beslemeye devam edersek de mutlaka bir yerde bir sonuca ulaşacak.
OO: Ozu Rover Takımı kaç kişilik bir ekip?
Sena Şevval İNAN: Şu anda 18 kişiyiz. 17 lisans öğrencisi ve bize danışmanlık yapan bir öğretim görevlisinden oluşuyor ekip. Yarışmaya 13 kişi gidebileceğiz. Maddi kısıtlamalar da olduğu için okulumuzun bize sunduğu fırsatlardan yararlanıyoruz. Dolayısıyla ancak 13 kişi gidebiliyoruz.
OO: Okuldan başka destekçileriniz var mı?
SŞİ: Evet. Bize materyal desteği veya staj desteği veren firmalar var. Günün sonunda hepimiz öğrenciyiz ve deneyim kazanmamız önemli.
MCY: Aslında biz genelde firmalara gittiğimizde şaşırıyorlar. Çünkü parasal destek istemiyoruz. Daha çok teknik destek, materyal veya staj desteği istiyoruz. Staj bizce çok önemli, bu ekip tüm yaz burada çalışmaya devam etti. Arkadaşlarımızın staj arama derdini kafalarından çıkarmak istiyoruz.
OO: Teşekkür ediyorum, yolunuz açık olsun.
CNN TÜRK Ozan ONAT 06.09.2016