12. yy’da yaşamış Türk bilgini Cezeri’nin 50 eserini hayata geçirmek için kolları sıvayan makine mühendisi Durmuş Çalışkan, iki kitap ve 5 makineyi tasarladı bile. Amacı İstanbul’a bir Cezeri Müzesi açmak
İslam’ın altın çağı sayılan 12. yy’da yaşamış, Leonardo da Vinci’ye ilham kaynağı olduğu düşünülen Türk bilgini Cezeri’nin makineleri üzerine yaklaşık 10 yıldır çalışan Makine Mühendisi Durmuş Çalışkan, Cezeri’nin eserlerini araştırdı ve “Cezeri’nin Olağanüstü Makineleri” adında iki ciltlik kitap serisi hazırladı. 10 yıldır bu makineler üzerinde araştırma yapan ve bir kısmını bire bir ölçekte hayata geçiren Çalışkan’ın hedefi, önce yaptığı eserleri gezici bir sergiyle Türkiye başta olmak üzere dünyada sergilemek ve ardından İstanbul’da sabit Cezeri Müzesi’ni kurmak. Cezeri’nin yaptığı 50’yi aşkın makineyi orijinal ölçü ve esas yapım teknikleriyle üreten Çalışkan, Cezeri’nin ‘Şifreli Sandık’ adını verdiği özel sandığını ilk kez Tüyap Kitap Fuarı’nda sergiledi.
Projenin yürütücüsü Babil.com’un sahibi Mehmet Ali Çalışkan, “Babam, 10 yıldır bu makineleri detaylı şekilde projelendirip üretmeye başladı. Makinelerin 2 yıl içinde biteceğini düşünüyoruz” diyor. Tarihteki ilk robotu yapan, su ve mekanik parçalarla çalışan gelişmiş makineler icat eden Cezeri’nin buluşlarının, asırlar sonra tasarlanmış birçok makineye de ilham kaynağı olduğu biliniyor. Ayrıca şifreli kilitler, otomatik çocuk oyuncakları, çeşitli fıskiyeler ve termos gibi mekanik araçların özellikle bilim tarihi ve felsefe sevenlerin ilgisini çekeceğe benziyor. Projeye büyük bir hevesle başladığını söyleyen ve büyük titizlikle mineleri hayata geçiren Durmuş Çalışkan, “Ben de Cezeri gibi bir mühendisim. 1200’lü yıllarda yaşayan mühendis meslektaşım neler yapmış araştırdım. Çizdiği alet ve makineleri bugünün modern teknolojisiyle çizdik, hesaplamalarını yaptık. Son 5 yıldır tam mesai çalışıyorum.
Cezeri’nin eserlerine Arapça yazdığı, kütüphanelerde bulunan kitabından ulaştım. İyi bir hocaya tercüme ettirdim. Tercümeleri anlaşılır hale getirip çizimleri yaptık” sözleriyle 10 yıllık serüvenini anlatıyor. Bu zamana kadar iki kitap dışında 3 kilitli sandık, bardak saati, cetvel ve kayıklı su saatini hayata geçirmeyi başarmış Çalışkan. Cezeri’nin imzası haline gelmiş şeyler arasında döküm tekniğini kullanması yatıyor Çalışkan’a göre. Mesela sarayda sultanların resmi evraklarını, haritaları saklamak, şahsi ya da devlete ait mücevherleri saklamak üzere tasarladığı şifreli sandığı 2 trilyon ihtimal barındırıyor. Yani şifreyi kurduktan sonra unutursanız işiniz zor. Çalışkan, Cezeri’nin eserlerinin derin yerlerden su çıkarmak, su pompalamak gibi önemli görevleri olduğunu düşünüyor. Düzeneklerin daha çok güvenlik ve hayatı kolaylaştırma alanında öne çıktığı gözleniyor. Suyu da güzel kullanıyor Cezeri. Yaptığı kayıklı su saatiyle zamanı dakik bir şekilde ölçebiliyor. Bu aletleri yaparken astronomi bilgisi olduğu da görülüyor. “Dışarıdan bakınca aletleri oyuncak gibi görebilirsiniz ancak ayrıntıyla baktığınızda mekanik dehasının büyüleyici olduğunu görebiliyorsunuz” diyor Çalışkan.
Bugüne kadar ürettiği 5 makine ise TÜBİTAK’ın desteğiyle açılan Kayseri Bilim Merkezi’nde temmuz ayında sergilenecek.
HABERTÜRK 02.06.2016