Aziz Sancar bilim fırtınası ülkeye iyi geldi

0

FARKINDA mısınız bilmiyorum, iki haftadan uzun zamandır Türkiye’de bir Aziz Sancar bilim fırtınası esiyor.

Bu yıl Nobel Kimya Ödülü’nü kazanan Prof. Dr. Aziz Sancar, Konya’dan İzmir’e, Ankara’dan İstanbul’a çok sayıda şehrimize ve üniversitemize gitti son 16-17 günde, bazen günde 6 tane olmak üzere tam sayısını kendisinin de hatırlamadığı kadar çok konferans ve seminer verdi; yine sayısını hatırlamadığı kadar çok resmi yemeğe, galaya katıldı.

 

Arada Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Genelkurmay Başkanı ve çok sayıda rektörle görüştü; Nobel madalyasını Anıtkabir’e bıraktı. Liselere gitti, üniversitelere gitti, kimi yerlerde kendi deyişiyle ‘stand-up’ konuşmalar yaptı, dinleyicileri kâh güldürdü kâh heyecanlandırdı; kimi yerlerde ise tamamen bilimsel seminerler verdi.

 

Ben bile şu süre içinde Aziz Sancar’la iki ayrı yemekte aynı masada oturdum, kısa da olsa sohbetler ettim. Cumhuriyet gazetesinden meslektaşım Orhan Bursalı, ki Aziz Sancar’ın hayat hikâyesini kitap olarak yazdı ve kitabı şimdiden ilk baskısını tüketti bile, Aziz Sancar’la yemek ve konferanslarda birlikte olma konusunda rekoru elinde tutuyor olmalı.

 

Aziz Sancar, Türkiye’de bulunduğu süre içinde 20’den fazla konferans ve seminer verdi. Bu konuşmaların hepsinin sonunda soru-cevap periyotları da oldu. Mesela önceki gün Koç Üniversitesi’ndeydi, dün de Sabancı’da. Her iki konuşmada da ‘stand-up’ değil, ciddi bilimsel konuşmalardı ve Sancar’ın uğraştığı dar alanın dışındakilerin bunu anlaması kolay değildi. Sabancı’daki konuşmayı bilmiyorum, orada bulunamadım ama Aziz Sancar’ın Koç’taki konuşmadan sonra gelen sorulardan çok memnun olduğunu biliyorum.

 

Mikrobiyoloji ve genetik Türkiye’de hızla kendine bilimci bulan iki önemli alan ve Sancar’ın çalışmaları bu alanda bilim yapmak isteyen herkes için hem ders kitaplarında yer alan hem de yarını aydınlatan önemli mihenk taşları.

 

Aziz Sancar’ın iki ‘post-doc’ öğrencisi halen Koç Üniversitesi’nde öğretim üyesi. Bunlardan biri, Prof. Halil Kavaklı, kanserli hücreleri daha hızlı öldürecek bir molekül bulduğunu düşünüyor; halen araştırmalar ve deneyler devam ediyor. Prof. Kavaklı, molekülü için Aziz Sancar’ın bulduğu bir mekanizmayı kullanmış. Yani bayrak yere düşmemiş, yoluna devam ediyor.

 

Sancar’ın ‘stand-up’ diye adlandırdığı konuşmalardan sonra da çok sayıda soru geliyor elbette. Bu sorularda Sancar genellikle gençlere bilimle uğraşmalarını, çok çalışmalarını salık veriyor.

 

Günlerdir gazetelerde çıkan haberleri de izlediyseniz eğer, Aziz Sancar’ın ülkemizde bir bilim fırtınası yarattığını, bilime olan ilgiyi arttırmak için elinden geleni yaptığını ve çok sayıda insanı da bu anlamda etkilediğini fark etmiş olmalısınız.

 

Sancar’la geçirdiğim kısıtlı sürede, etraftan ona yönelik en çok “Bize ilham verdiniz, teşekkür ederiz hocam” cümlesini duydum. İstanbul Teknik Üniversitesi’nde de, Koç Üniversitesi’nde de. Eminim Hacettepe veya Ege veya Yeditepe’de de farklı sözler duymamıştır Aziz Sancar.

 

Aziz Sancar’ı Türkiye gezisinde en çok sevindiren şey, gördüğü bu ilginin ve sıcak karşılamanın dışında, herhalde eşi Gwen Sancar’la birlikte ismini taşıyan vakfın kurduğu Türkiye Merkezi’nin genişletilmesi için gereken 5-6 milyon dolarlık finansmanı bulma konusunda Türk iş dünyasının önde gelen temsilcilerinden aldığı söz oldu. Bu merkez, bugüne kadar Sancarların kısıtlı paralarıyla dönüyor ve Kozey Carolina Üniversitesi’ne gelen Türkiye kökenli araştırmacılara mütevazı barınma imkânları sağlıyordu. Sancar Nobel’den gelen parasını da bu merkeze bağışlamıştı.

 

Aziz Sancar’ın adı Türkiye’de çok sayıda okula, iki üniversitenin araştırma merkezine ve Mardin’de daha önce çalıştığı sağlık ocağına verildi. Dün Hürriyet’te de okudunuz, “Buna layık olmak için çalışacağım” diyor bütün tevazusuyla Aziz Sancar. Son sürpriz Koç Üniversitesi’nden geldi; üniversite sonsuza kadar her yıl Mardinli bir öğrenciye, Koç’u kazanamamış ve tercihan kız olan bir öğrenciye, tam burs vererek onun kontrenjan dışında Koç’ta okumasını sağlayacak.

 

Umalım ki Aziz Sancar’ın son 16-17 günde estirdiği bu olumlu bilim fırtınası ülkemizde kalıcı olsun; daha çok gencimiz temel bilime yönelsin.

HÜRRİYET İsmet BERKAN  27.05.2016

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here