Intel; Türkiye’de inovasyon ve girişimcilik kültürünü geliştirmek, hayaller ile girişimcilik arasındaki bağlantıyı ortaya koymak amacıyla ülke çapında kapsamlı bir Hayal Haritası ve Girişimcilik DNA’sı araştırması gerçekleştirdi. Türkiye’nin ne tür hayaller kurduğunu, hayallerin yok olma ya da girişimcilik fikrine dönüşme noktasında geçirdiği dönüşümü ortaya koymayı amaçlayan araştırmada, 10 şehirden 8-55 yaş arası yaklaşık 2 bin kişi ile görüşüldü.
Türkiye’de ilk kez yapılan ve Future Bright ile gerçekleştirilen araştırmaya göre, hayallerimiz meslek odaklı. Girişimcilik fikirlerine dönüşebilecek “üretken” hayal kurabilenlerimizin oranı yalnız yüzde 15.Üniversite öğrencileri özelinde gerçekleştirilen “girişimcilik” kapsamındaki araştırma sonuçları ise umut vaat ediyor. Toplumun genelinin aksine üniversite öğrencilerinin yüzde 78’i girişimci olma fikrine sıcak bakıyor ve en çok teknoloji destekli sektörlerde girişimci olmak istiyor. Üniversite öğrencilerinin yüzde 60’ı ‘Türkiye’den milyar dolarlık şirket çıkar mı?’ sorusuna evet yanıtını veriyor.
Ülkemizde inovasyon kültürünün yaygınlaşması, girişimcilik ve yaratıcılığın kültürümüzün ayrılmaz bir parçası olması için hayallerimize odaklanan Intel, kapsamlı bir çalışma yürüterek Türkiye’nin Hayal Haritası’nı çıkardı. Araştırma sonuçlarını Future Bright Şirket Kurucu Ortağı Akan Abdula ile birlikte açıklayan Intel Türkiye Genel Müdürü Burak Aydın, Hayal kurmaktan neyi anlıyoruz? Hayal kurmaya ne zaman başlayıp, ne zaman bırakıyoruz? Hayallerimiz geleceği kucaklayacak kadar kapsamlı mı yoksa günlük hayatın zorluklarında gerçekleşmeden kaybolup gidiyorlar mı? Girişimcilik dünyamızda hayallerin etkisi ne kadar? gibi pek çok hayati sorunun yanıtını bu projeyle bulmaya çalıştıklarını anlattı.
Ekonomimizin yaratıcı teknolojilere dayalı olarak gelişmesi ve teknolojiyi sadece tüketen değil üreten bir toplum haline gelmemiz için büyük hayaller kurup bunların peşinden koşmak gerektiğini belirten Aydın, “Çocukluğumuzda bile yeterince hayal kurmuyoruz. Oysa yaratıcılığın yolu, yeni fikirler geliştirmekten, girişimciliğin yolu ise hayal kurmaktan geçiyor. Intel Türkiye olarak vizyonumuzu ‘Türkiye’den milyar dolarlık teknoloji girişimleri çıkarmak!’ şeklinde belirledik. Ülke olarak genlerimize işlemiş olan ‘başımıza icat çıkarma!’ kültürü çocukluktan itibaren hayal kurmamaktan ya da kurduğumuz hayallerin peşinden koşmamamızdan kaynaklanıyor. Toplumumuzda hayal kurma alışkanlığını geliştirmemiz, çocuklarımızın hayallerine eğitimle destek vermemiz ve hayal ettiklerini geliştirebilecekleri ortamlar sunmamız önemli.
Ekonomimize derinlik kazandıracak girişimler yaratabilmek için kamu, özel sektör ve üniversite işbirliğini maksimum düzeye çıkarmamız, potansiyel girişimcilerin teknolojik gelişmeleri yakından takip edebilecekleri, deneyimleyebilecekleri ortamlar oluşturmamız, üniversite öğrencilerine ihtiyaç duydukları danışmanlığı sağlamamız gerekiyor” dedi.
Nüfusumuz genç, hayallerimiz yaşlı8-55 yaş arasında kadın ve erkeklerle gerçekleştirilen Türkiye Hayal Araştırması’na göre insanların yüzde 49’u çocukken hayal kurmaya başlıyor. Hayal kurma, yaş ilerledikçe dramatik şekilde azalıyor. Yetişkinlerin sadece yüzde 14’ü hayal kurduğunu belirtiyor. Hayal kurma sıklığına bakıldığında da benzer bir tablo ortaya çıkıyor. Çocukluk ve ergenlikte sürekli hayal kurduğunu belirten (yüzde 32) katılımcılar, yetişkin yaşlara doğru hayal kurmaktan neredeyse vazgeçiyor. Hayal denince aklımıza meslek ve para geliyor. Her 10 katılımcıdan 5’i en büyük hayalinin “sadece bir meslek sahibi olmak” olduğunu söylüyor. Katılımcıların hayale meslek ve maddiyat odaklı yaklaşmalarının temel nedeni ise, “geleceği güvence altına alma kaygısı.” Hayalini meslek olarak tanımlayanların en fazla (yüzde 16) tercih ettiği meslek öğretmenlik ve (yüzde 16) doktorluk olurken, bunları futbolcu/sporcu/antrenör (yüzde 9), sanatçı, pilot ve polis olmak (yüzde 7) izliyor. Hayali maddiyat odaklı düşünenlerin en fazla kurduğu hayal ise kendi işinin sahibi (yüzde 9) olmak. Katılımcılar para kazanmanın yolunun kendi işini kurmaktan geçtiğine inanıyor. Yine her 2 kişiden biri; hayal kurmak için kişinin “geçim derdinin olmaması” gerektiğini düşünüyor.
Kadınlar erkeklere, taşra metropole göre hayal kurmayı daha çok seviyor. Intel Türkiye Hayal Araştırması sonuçları, kadınların hayal kurmayı erkeklere göre daha çok sevdiğini de ortaya koydu. Hayal kurmayı çok sevdiğini söyleyenlerin yüzde 58’i kadınken, erkeklerde bu oran yüzde 42. Düşünülenin aksine metropollerde hayal kurma oranı yüzde 42 iken, küçük illerde yaşayanlarda bu oran yüzde 52’lere ulaşıyor. Toplum geneline yönelik gerçekleştirilen araştırmada, üniversite mezunlarında hayal kurma oranı yüzde 78’lere ulaşırken, bu oran ilkokul mezunlarında yüzde 56’lara düşüyor. Bağımsızlık, evlilik ve hayaller üçgeninde sıkışıp kalıyoruz. Geleneksel yapıdaki ailelerde yaşayan çoğunluk için aile baskısı, bireyselleşememek, sürekli müdahale; kişisel bağımsızlığın önünde engel olarak öne çıkıyor. Gençler, evliliğe aile evinden çıkış ve bir nevi özgürlük bileti gözüyle bakıyor.
Buna karşılık bekârlar evlilere, çocuksuzlar çocuklulara göre hayal kurmayı daha çok seviyor. Bekarların yüzde 76’sı sürekli ve sık sık hayal kurduğunu söylerken evlilerde bu oran yüzde 65 seviyesinde kalıyor. Bekarların yüzde 25’ı hayal kurmayı çok sevdiğini belirtirken, evlilerin sadece yüzde 20’si “hayal kurmayı çok seviyorum” diyor. Girişimciliği hayal bile etmiyoruz, fikrimiz varsa uzman desteği almıyoruz. Intel Türkiye Hayal Haritası’nın en önemli bulgularından bir diğeri ise girişimciliğin bir alternatif olarak aklımıza dahi gelmemesi. Araştırmaya katılanların yüzde 78’i girişimciliği aklından bile geçirmemiş.
Girişimciliği düşünen katılımcıların ise yaklaşık 3’te 1’i fikrini kimse ile paylaşmıyor. Fikri olanların yüzde 21’i arkadaşıyla, yüzde 19’u babasıyla, yüzde 14’ü eşi/sevgilisi, yüzde 7’si ise annesiyle paylaştığını söylüyor. Girişimcilik ‘parası olanın işi!’ Girişim fikri olup hayata geçiremeyen her 4 kişiden 3’ü temel neden olarak maddi sıkıntılar/sermaye yoksunluğunu gösteriyor. Girişimcilik fikri olanların yani 22’lik dilimin içinden de sadece yüzde 27’si hayalini gerçekleştirebildiğini belirtiyor. “Eğitim seviyesi yükseldikçe girişimcilik seviyesi de yükselir” diyenlerin oranı yüzde 26 olurken “girişimci olabilmek için çeşitli kurum ve kuruluşlardan destek almak önemlidir” diyenlerin oranı ise yüzde 34.Üniversiteler “girişimci ruhu” besliyor. Intel Türkiye’nin 15 ayrı üniversitede 500 üniversite öğrencisiyle gerçekleştirdiği girişim odaklı araştırmaya göre ise toplumun genelinin aksine üniversite öğrencilerinin yüzde 78’i girişimci olma fikrine olumlu bakıyor. Erkek öğrencilerde bu oran yüzde 84’e kadar yükseliyor. Gençlerin ana motivasyonları ise yenilikçi olmak ve kendi işini kurmak.
Girişimci olmak istemeyenlerin ise yüzde 39’u girişimcilik ruhuna sahip olmadıklarını, yüzde 33’ü risk almak istemediklerini belirtiyor. Gençler girişimciliğe dijital ekonomi üzerinden bakıyor. Araştırma, üniversite öğrencileri arasında ilk girişimcilik fikrinin yüzde 36 ile ergenlik döneminde ortaya çıktığını, bu oranın yaş ilerledikçe yüzde 30’lar seviyesine düştüğünü ortaya koyuyor. Girişimcilik konuları değerlendirildiğinde yüzde 29 oranıyla en çok teknoloji desteğiyle ve teknoloji sektöründe girişimci olmak ön plana çıkıyor. Bunu yüzde 23 ile iş kurmak/ticaret yapmak izliyor. Üniversite öğrencilerinin girişimcilik rol modeli Nevzat Aydın Üniversite eğitiminin girişimcilik üzerinden olumlu etkisi olduğunu düşünen öğrencilerin oranı yüzde 56.
Üniversite öğrencilerinin yüzde 75’i Türkiye’deki iş ortamının girişimcilerin önünü açmadığına, aksine zorlaştırdığına inanıyor. Bu yüzden 10 öğrenciden 6’sı girişimlerini yurt dışında yapmayı planlıyor. Diğer yandan üniversite öğrencilerinin yüzde 60’ı Türkiye’den milyar dolarlık şirketler çıkacağına inanıyor. Üniversite öğrencileri arasında girişimcilik konusunda rol model olarak görülen kişiler, sırasıyla Nevzat Aydın, Steve Jobs ve Mark Zuckerberg. Yüzde 29’unun ise rol modeli yok.
HÜRRİYET 11.05.2016