SOKAKTAKİ insan kadının bilimdeki yeri hakkında ne düşünüyor?
Unesco-L’Oreal’ın “Bilim Kadınları için” uluslararası programı çerçevesinde Türkiye’de 14 yıldan beri bilim kadınlarını destekleyerek burs veren L’Oreal Türkiye bu yıl ilginç bir çalışma yapmış.
Elinde kamerayla sokağa çıkarak insanlara “bilim kadınlarını” sormuş.
Çoğunlukla verilen cevaplar bu konudaki önyargıları ortaya koyuyor.
Bilim deyince öncelikle erkek geliyor akla.
Bilim insanı değil bilim adamı yerleşmiş bir sözcük.
“Kadın bir buluş yapabilir mi” sorusuna kimi “erkekler daha mantıklı, kadınlar daha duygusal dolayısıyla yapamaz”, kimi “kadınlar çok meraklı tabii ki yapabilir” diye cevaplar vermiş.
TÜRKAN SAYLAN AKLA GELEN İLK İSİM
“Türkiye’de aklınıza gelen bir bilim kadını” sorusu üzerine akla gelen ilk ve tek isim yedi yıl önce kaybettiğimiz Sevgili Profesör Dr. Türkan Saylan.
Ne kadar önemli bir rol model olduğu bu vesileyle daha iyi anlaşılıyor.
Şimdi gelelim bugün Harbiye Müzesi’nde yapılacak Türkiye Oreal’in ödül töreninde tanıyacağımız başarılı bilim kadınlarımıza.
İsimlere geçmeden önce bir bilgi notu.
L’Oreal Türkiye 14 yılda 76 bilim kadını 15 bin dolarlık burslarla ödüllendirmiş.
L’Oreal Bilim Direktörü Fügen Soykut, bu yıl burs başvurularının geçen yıla göre yüzde 33 oranında arttığını söylüyor.
Yaşam ve Malzeme Bilimleri olmak üzere iki alanda burs alan üçer proje için bu yıl 100 kadar başvuru olmuş.
Üniversiteler, Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA), medya üzerinden duyurulan burs programıyla ilgili sevindirici olan şu ki, ödüle hak kazananlar 6 bilim kadını arasında biri Harran Üniversitesi’nden, diğeri Mersin Üniversitesi’nden.
Burs kazanan bilim kadınlarımız kimler?
GÜNEŞ PİLLERİNİN VERİMİNİ ARTTIRACAK
Harran Üniversitesi’nden 1984 doğumlu Yrd. Doç. Dr. Ayşegül Kutluay Baytak, doping etken maddelerinin saptanması için bir elektrokimyasal sensör geliştirmeye çalışıyor.
Mersin Üniversitesi’nden Doç. Dr. Mine İnce Ocakoğlu, Türkiye’nin çok ihtiyaç duyduğu güneş pillerinin verimini arttırmaya yönelik araştırmalar yapıyor.
Buradan kişisel olarak Doç. Ocakoğlu’na bir teşekkür ediyorum.
Zira Türkiye için güneş enerjisi önemli.
Bizi fosil yakıtlardan ve hatta başımızın üzerinde Demokles’in Kılıcı gibi sallanan nükleer projelerden kurtaracak güneş enerjisiyle ilgili her çalışma bence ödül hak ediyor.
Bursa hak kazananlara devam edersek, Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nden Doç. Dr. Melahat Bilge Demirköz CERN’de çalışma fırsatını bulmuş ve Türkiye’nin uzay çalışmalarına değerli katkılarda bulunacak araştırmalarını sürdürüyor.
Gebze Üniversitesi’nden Yrd. Doç. Rezan Demir Çakan yeni nesil bataryalar geliştiriyor.
Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nden Yrd. Doç. Özgül Persil Çetinkol, kanser tedavisine yönelik ilaç adayı moleküllerin DNA ile etkileşimini inceliyor.
BİLİM GENÇLER İÇİN ÇEKİCİ DEĞİL
Yrd. Doç .Dr. Beste Kınıkoğlu Erol
Kansere karşı daha etkili ilaçların geliştirilmesine katkısı olacak Çetinkol’un.
İstanbul’da olduğu için tanıma fırsatını bulduğumuz Acıbadem Üniversitesi’nden Yrd. Doç. Dr. Beste Kınıkoğlu Erol üç boyutlu yapay insan dokusu geliştiriyor.
Kazalarda, cerrahi müdahaleler sonucu doku kaybını önlemeye yönelik çalışması çok değerli.
Kınıkoğlu’na göre, bilim ne yazık ki gençler için yeterince çekici değil.
Yine Kınıkoğlu’na göre, toplumda bilim farkındalığı da düşük düzeyde.
L’Oreal Türkiye’nin bursunu kazanan genç bilim kadınlarının iki önemli ortak noktası dikkatimi çekiyor.
Hayatlarının bir döneminde mutlaka yurt dışında ,ABD ya da Avrupa’da eğitimlerine devam etmişler.
Demek ki bilim adına Türkiye’nin araştırmacılara sağladığı olanaklar maalesef çok çok sınırlı.
Bir diğer ortak noktaları da ailelerinin, eşlerinin gecesinin, gündüzünün olmadığı zor çalışma koşullarında kendilerine destek olmaları.
Bu arada L’Oreal Vakfı’nın, dünyadaki yüzde 30 oranındaki kadın araştırmacı oranını arttırmak için internet ortamında başlattığı “ChangeTheNumbers” (Rakamları Değiştirin) kampanyasına mutlaka bir göz atın.
HÜRRİYET Gila BENMAYOR 03.05.2016