Dünya ile rekabet için STEM şart

0

STEM yani fen, teknoloji, mühendislik ve matematik eğitimi girişimci, yenilikçi, üreten bireyler yetiştirmenin en önemli yollarından biri olarak gösteriliyor. Uzmanlar, bu eğitimin anaokulunda başlaması gerektiğini söylüyor. Peki STEM eğitimi tam olarak ne ifade ediyor? Türkiye bu konuda ne durumda?

 

 

STEMTürkiye’de son zamanlarda öne çıkan bir kavram olsa da, uluslararası raporlarda örnek gösterilen Finlandiya, Kanada, Güney Kore gibi ülkelerin eğitim sistemlerinde ön plana çıkıyor. STEM, fen (science), teknoloji (technology), mühendislik (engineering) ve matematik (mathematics) kelimelerinin İngilizce karşılıklarının baş harflerinden oluşuyor. Sorgulayan, inovasyon yapan, topluma katma değer yaratan bireyler yetiştirmek; amaçlarından birkaçı. Türkiye’de de STEM için çeşitli çalışmalar yapılıyor. Nobel Kimya Ödülü sahibi, bilim insanı Aziz Sancar’ın kız çocuklarının eğitimini desteklemek ve STEM’in Türkiye’de gelişmesini sağlamak için başlattığı ‘STEM Kampları’ projesi bunlardan biri. Türkiye’de yedi ilde 6’ncı sınıfta okuyan 700 kız öğrencinin dahil olacağı eğitim projesi farklı illerdeki üniversitelerde gerçekleşerek, mayısta sona erecek. Peki ama STEM eğitimi tam olarak ne ifade ediyor? Türkiye bu konuda ne durumda? İyi uygulanması için neler yapılmalı? 

 

Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi Fen Eğitimi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve Hacettepe STEM & Maker Laboratuvarı Başkanı Doç. Dr. Gültekin Çakmakçı, “Ekonomik anlamda ABD, Japonya, Rusya ve Çin gibi ülkelerle rekabet etmek istiyorsak, 21inci yüzyıl becerilerine sahip, inovasyon yapan ve bunları pazara aktarabilen bireylere ihtiyacımız var” diyor. Laboratuvar, ‘Araştırmaya-Sorgulamaya Dayalı Bilim Öğreniminde Değerlendirme Stratejileri (SAILS)’ projesiyle yaklaşık 1200 öğretmene eğitim verdi. ‘SAILS Sorgulama ve Değerlendirme Üniteleri’ kitabı ise fen bilimleri alanlarındaki öğretmenlerin sınıflarında kullanabilecekleri sorgulamaya dayalı öğrenme etkinlikleri ve değerlendirme stratejilerini içeriyor. Doç. Dr. Çakmakçı, konuyla ilgili sorularımızı yanıtladı. 

 

STEM eğitimi nedir?

Gerekliliği konusunda özellikle iş dünyasından talep olmasına rağmen uzlaşmaya varılan bir tanımı yok. Dünyada ve Türkiye’de farklı şekilde yorumlanabiliyor. Eğitimde STEM entegrasyonunun nasıl yapılacağıyla ilgili farklı yaklaşımlar bulunuyor. Örneğin disiplinlerarası, multidisipliner veya disiplinler ötesi gibi. Hangi yaklaşımın daha etkili olduğu konusunda araştırmalara ihtiyacımız var. Bunların ortak özellikleri, farklı STEM alanlarındaki kavram ve becerilerin birbiriyle entegre edilerek, gerçek hayattaki bir probleme veya olaya uygulanmasıyla bu kavram ve becerilerin öğrenciler tarafından daha anlamlı öğrenilmesine fırsat sağlaması. STEM eğitimi özellikle ABD Başkanı Barack Obama’nın son yıllarda yaptığı açıklamalardan sonra ön plana çıktı. Obama, “Amerika’nın daha fazla bilim insanına, mühendise ve yazılımcıya ihtiyacı var” demişti. Peki bizim 20 veya 30 yıl sonra hangi alanlarda iş gücüne gereksinimimiz olacak, bunun için neler yapıyoruz? Maalesef başarılı öğrencilerimizin üniversitelerdeki STEM alanlarını tercih etme oranı azalıyor.

TÜKETEN DEĞİL ÜRETEN BİR TOPLUM

Neden tercih etmiyorlar?

İş bulamama kaygısı sebeplerden biri. Ayrıca okullarda fizik, kimya, biyoloji veya matematik gibi derslerin öğrenciye anlamlı gelecek ve ilgisini çekecek şekilde öğretilmemesi ve neticesinde çocukların bu alanları sevmemesi de etkili. Özellikle PISA sonuçları bunun göstergesi. STEM eğitimindeki temel anlayışa benzer yaklaşımın informal ortamdaki uzantısı ‘Maker Hareketi’.

Maker Hareketi denince ne anlamak gerekiyor?
Maker; düşünen, tasarlayan, tasarımlarını gerçekleştiren, üreten ve bunları paylaşan bireydir. Maker hareketi de insanlara düşündükleri tasarımları gerçekleştirme imkânı sunar; tüketen değil, üreten ve inovasyon ruhuna sahip bir toplum oluşturmayı hedefler. Yaparak-yaşayarak öğrenilebilen çok etkili bir süreç ortaya koyduğundan biz eğitimciler, onu eğitimde nasıl kullanabileceğimize dair stratejiler geliştirebiliriz. Bir problem üzerinde çalışırken öğrenci yaratıcılık, çözüm üretme, eleştirel düşünme gibi üst düzey becerilerini de kullanır. Ayrıca 21’inci yüzyılın bireylerden beklediği; birlikte çalışma ve uyum, inovasyon, üretkenlik,
 zaman yönetimi gibi yetenekler de bu süreçte kazandırılabilir.

 

STEM eğitimi neden önemli?
21’inci yüzyılın ilk yarısında özellikle gelişmekte olan ülkelerin öğrencilerini soru soran, problemleri tanımlayan, inovatif düşünmeye sevk eden, girişimci ruhlu, yaşam boyu öğrenme becerilerine sahip ve topluma karşı duyarlı bireyler olarak yetiştirmeye gayret ettikleri görülüyor. Türkiye’nin bilimsel araştırma ve teknolojik gelişme kapasitesini, sosyal ve ekonomik kalkınmasını artırması ve diğer ülkelerle rekabet edebilmesi açısından özellikle genç yaşlarda öğrencilere bu özellikleri geliştirebilmeleri için imkânlar sunması gerekiyor. STEM eğitimi bu anlamda önemli. Bu eğitimde cinsiyet eşitliği, girişimcilik, sanat/tasarım ve programlama kapsamında ülkemizin gereksinimleri düşünülerek eğitim politikaları ve programları geliştirilmeli. Ekonomik anlamda ABD, Japonya, Rusya ve Çin gibi ülkelerle rekabet etmek istiyorsak, 21’inci yüzyılın becerilerine sahip, inovasyon yapan ve bunları pazara aktarabilen girişimci ruha sahip bireylere ihtiyacımız var.

 

SÜREKLİLİK İÇERMELİ

Bu eğitime kaç yaşında başlanmalı?

40 yaşındaki birine girişimcilik ruhunu kazandırmak, küçük yaşta bir bireye aşılamaktan çok daha zor. Eğitim anaokulundan ilköğretim, lise ve üniversiteye kadar süreklilik içeren bir yapıda olabilir.

Anaokulundaki çocuğa STEM ile ilgili ne öğretilebilir?

Kodlamanın mantığı öğretilebilir. Sorgulamaya dayalı bilim eğitimi verilebilir. Çocuklar her şeyi soruyor ama eğitim sistemi bir süre sonra buna fırsat vermiyor. Üniversitede en yaratıcı soruları “Hocam, bunu finalde soracak mısınız?” olabiliyor. Oysa soru sormak, problemi belirlemek ve çözüm üretmek STEM eğitiminde çok önemli. 1944 Nobel Fizik Ödülü sahibi Isidor I. Rabi’ye nasıl bilim insanı olduğu sorulduğunda şunu söylüyor: “Beni, farkında olmadan annem bilim insanı yaptı. Yaşadığım yerdeki diğer anneler okul sonrası çocuklarına ‘Bugün ne öğrendin?’ diye sorarken, annem bana ‘Izzy, bugün iyi bir soru sordun mu?’ derdi. İşte bu fark; farklı soru sorma yaklaşımı beni bilim insanı yaptı.”

 

TÜRKİYE’DEKİ DURUM

 

– Türkiye’de bazı özel okullar, Milli Eğitim Müdürlükleri, Bilim ve Sanat Merkezleri ile Bilim Merkezleri, STEM eğitimi vermeye çalışıyor fakat uygulama alanları sınırlı. Örneğin genellikle az sayıdaki (başarılı) öğrencinin katılabildiği robotik eğitimin ötesine geçmeyebiliyorlar. Fakat öncü rol aldıkları için tebrik etmek gerekir.
– Bu alanda maalesef fazla araştırma ve iyi uygulama örnekleri bulunmuyor.
– Sınav sistemi bu kapsamda geliştirilen bazı bilgi ve beceri düzeylerini değerlendirebilecek yapıda değil.

 

NELER YAPILABİLİR?

– Milli Eğitim Bakanlığı, TÜBİTAK, politikacılar, akademisyenler, ekonomistler, iş dünyası, aileler ve diğer paydaşların görüş ve önerileri neler? STEM eğitimine Türkiye’nin ihtiyacı var mı diye sormalıyız? Varsa öğretim için hangi yöntem ve tekniklere, altyapıya, öğretmen eğitimine, ölçme ve değerlendirme yaklaşımına ihtiyaç duyulduğu konusunda stratejiler geliştirilebilir.

– Eğitim politikaları tüm paydaşların katılımıyla oluşturulmalı. Bu yapılırken duygusal değil, veriye dayalı kararlar alınmalı. Uzun vadeli STEM politikaları hazırlanıp, pilot çalışmalar yapıldıktan sonra geliştirilerek büyük ölçekte uygulanmalı.

– Bilim merkezi gibi ortamlar daha etkin kullanılabilir. Herkese STEM programları uygulanabilir.

 

HÜRRİYET  13.04.2016

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here