TÜRKİYE’nin patent şampiyonu Arçelik, Koç Üniversitesi’yle birlikte geleceği şekillendirecek araştırmalar için kolları sıvadı.
6-7 ay önce kurulan Koç Üniversitesi Arçelik Yaratıcı Endüstriler Uygulama ve Araştırma Merkezini (KUAR) önceki gün gezme fırsatını bulduk.
KUAR Direktörü Prof. Dr. Oğuzhan Özcan ile genç ekibinin üzerinde çalıştığı yaklaşık 10 proje gelecekte yaşamın nasıl olacağının ipuçlarını veriyor.
Başınıza takacağınız bir kaskla sadece sizin talep edeceğiniz özel bilgilere ulaşmak ya da bir el hareketiyle uzaktaki bir işi halletmek gibi şimdilik ütopya gibi görünen şeylerden söz ediyorum.
10 yıl, 20 yıl sonra bunların hayata geçmeyeceğini kim iddia edebilir?
Merkez şimdilik ana faaliyet alanı yazılım ve elektronik cihaz tasarımı olarak belirlemiş.
Araştırmalarının merkezine kullanıcıyı koymuş.
KULLANICIDAN ÜRÜNE
Profesör Özcan da zaten bunu özellikle vurguluyor.
“Teknolojiden ürüne değil kullanıcıdan ürüne giden yaratıcılığın peşindeyiz”.
Yani tüketici ne istiyor?
Apple’ın başarısının arkasında işte bu soru yatıyor.
Dolayısıyla KUAR ekibinde endüstri mühendisi, tasarımcı, elektronik mühendisi yanı sıra psikologların da yer alması şaşırtıcı değil.
Öğle yemeğinde, Arçelik Genel Müdürü Hakan Bulgurlu’nun yanı sıra bir araya geldiğimiz Koç Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Umran İnan, “ KUAR yaratıcı endüstrilerde faaliyet gösteren akademisyenler, araştırmacılar, uzmanlar için bir buluşma merkezi olacak” diyor.
“Tüm bilim dallarıyla etkileşim halinde ortaya çıkacak projeler yaratıcı endüstrilerin üretim kapasitesini ve rekabet gücünü arttıracak” diye ilave ediyor.
Tabii ki merkezin en büyük avantajı sanayiden bir dev ile yani Arçelik ile işbirliği içerisinde olmak.
36 yıl ABD’de yaşayan ve Stanford Üniversitesi’nden Koç Üniversitesi’ne gelen Prof. İnan, Stanford Üniversitesi’yle Silikon Vadisi arasındaki işbirliğinin benzerini burada hayata geçirmenin heyecanını yaşıyor.
Umran İnan, Bernard Roth, Hakan Bulgurlu
BURADA BİR ÜTOPYA YARATILIYOR
Türkiye’nin önünü açacak şey de zaten sanayi-üniversite arasında daha fazla işbirliği değil mi?
Arçelik bu merkeze Ar-ge bütçesinin önemli bir bölümünü ayırmış.
Prof. İnan’ın verdiği bilgiye göre, Arçelik’in sağladığı kaynakla KUAR’a yurt dışından iki öğretim görevlisiyle doktora öğrencileri alınmış.
Gece, gündüz 24 saat çalışan, yaratıcı fikirlerin havada uçuştuğu bir merkez burası.
Arçelik Genel Müdürü Hakan Bulgurlu “Biz ucu açık bir çalışmayı teşvik ediyoruz. KUAR’da ortaya atılan fikirlerin, projelerin hepsi illa hayata geçecek, ticarileşecek diye bir şey yok. Burada bir ütopya yaratılıyor” diyor.
Bulgurlu’nun dikkat çektiği nokta önemli.
KUAR’da hayata geçme potansiyeli olan projeler sadece Arçelik’in değil sektördeki diğer şirketlerin de ürün portföyünde yer alabilecek.
Örneğin Arçelik’in rakibi durumundaki Bosch Siemens da KUAR ile proje geliştirebilecek.
Bu arada yukarıda sözünü ettiğim kask ve el hareketleriyle ilgili iki ütopik projenin sunumu için KUAR ekibi önümüzdeki mayıs ayında Silikon Vadisi’ndeki bir konferansa davet edilmiş.
Koç Üniversitesi’ndeki öğle yemeğinde Prof. İnan’ın üniversitede bir konferans için Stanford’dan davet ettiği Prof. Bernard Roth ile tanışma fırsatını bulduk.
Roth, “Yaratıcı Düşünce Workshop” konseptini geliştiren, kinematik ve robotik alanlarında çalışmaları olan önemli bir bilim insanı.
HÜRRİYET Gila BENMAYOR 25.03.2016