Osmanlı arşivlerinde yer alan ateşli silahlar ve roketlerle ilgili bilgilere göre oluşturulan bir dosya, roketin Osmanlı zamanında yapıldığını ortaya koydu.
Osmanlı arşivlerinde yer alan ateşli silahlar ve roketlerle ilgili bilgilere göre oluşturulan bir dosya, roketin Osmanlı zamanında yapıldığını ortaya koydu.
Konuyla ilgili “Roket Bir Osmanlı İcadı mı?” makalesi Yedikıta Tarih ve Kültür dergisinin son sayısında yayımlanan, İngiltere İslam Kültür Araştırmaları Merkezi Kültür Departmanı Müdürü Prof. Dr. Salim Aydüz, yaptığı açıklamada, Osmanlı Devleti’nin tarih boyunca kazandığı başarılarda ateşli silahların önemli bir yer tuttuğunu söyledi.
Ateşli silahlar sahasında kısa sürede hayli başarılı bir grafik çizen Osmanlı’nın, zaman içinde bu özelliğini kaybederek Avrupa devletleri karşısında başarısız olmaya başladığını anlatan Aydüz, yaşanan gerilemenin devlet yöneticilerinin tekrar bu alana eğilmelerine yol açtığını dile getirdi.
Aydüz, bu kapsamda özellikle Lale Devri’nde önemli çalışmalar yapıldığını belirterek, “Savaşsız geçen bu devri çok iyi değerlendiren Nevşehirli Damat İbrahim Paşa, pek çok ilmi, kültürel ve sanatsal faaliyetin gerçekleşmesine imkan tanımıştır. Bu dönemde dikkat çekici çok mühim ilmi faaliyetlerin ve icatların da olduğuna dikkati çekmek lazım gelir. Bunlardan birincisi, Tersane Mimarı İbrahim Efendi’nin, ‘Tahtelbahir’ ismini verdiği denizaltıyı icat etmesi, diğeri de Humbaracılar Sınıfı İkinci Halifesi Bayramoğlu Ali Ağa’nın icat ettiği ateşli silahlar ve roketlerdir” dedi.
Bayramoğlu Ali Ağa’nın, günümüzdeki roketlerin atalarından sayılacak yeni bir ateşli silah icat ettiğinini aktaran Aydüz, kendisinin hem harp sanatını hem icatlarını anlattığı bir kitap yazdığını hem de bu yeni silahlar ile kullanım şekillerini resimlerle gösterdiğini ifade etti.
“Roketin mucidi”
Prof. Dr. Aydüz, Bayramoğlu Ali Ağa’nın kaleme aldığı “Ümmü’l-Gaza fi Tedbiri’l-Harb ve Levazimiha” isimli eserinde harp sanatı ve levazımatından, kendi icadı olan silahlardan ve aletlerden bahsettiğine değinerek, şu bilgileri verdi:
“Top çeşitlerini, havanları tanıtır ve harpte alınması gereken tedbirleri anlatır. Ali Ağa bu eserinde, savaşlardaki başarısızlıkları silah icadında ve geliştirilmesindeki duraklamaya atfederek, padişaha yeni silahlar geliştirilmesini tavsiye etmektedir. Silahlar konusunda pek az eserin yazıldığı Osmanlı dünyasında böyle bir eserin yazılmış olması ve yeni icat edilen silahların resimleriyle birlikte sunulması son derece şaşırtıcıdır. Kendisinin bahsettiği silahlardan birincisi, kale kuşatmalarında kullanılan ve tamamen kendi icadı olan ‘tulumba’ isimli roketlerdir. Eserinde resimlerini de verdiği bu roketlerin tariflerini detaylı bir şekilde yapmaktadır. Bunların 11-12 arşın yani 7-8 metre boyunda olduğunu ve bir insan tarafından güçlükle kucaklanabileceğini belirtir. Bu yeni silahın resimlerini çizerek etkisinin ne kadar büyük olduğunu da ifade eder. Ayrıca eskiden kullanılan tulumbaların az bir ateş saçtığını ve kurşun atmadığını belirtir.”
“Balistik ölçümü yapan terazi de icat etmiş”
Bayramoğlu Ali Ağa’nın, “…doksan hesabından olmak üzere meydanlı bir terazidir” ifadesiyle tarif ettiği balistik bir terazi de icat ettiğini kaydeden Aydüz, bu terazinin o zamanın şartlarına göre epeyce ileri bir seviyede olduğunun altını çizdi.
Prof. Dr. Aydüz, bu terazinin muhtemelen humbaraların (havan toplarının) atışında isabet ettirmek için balistik ayarlamada kullanıldığını vurgulayarak, “Doksan derecelik bir teraziyi ilk defa kendisi icat etmiştir. Diğer humbaracılar, ancak 45 derecelik bir terazi kullanmaktadırlar. Ali Ağa, burada da kendi icat ettiği teraziyle diğer humbaracıların kullandığı eski terazinin resmini kıyas olarak vermektedir. Ayrıca, rüyasında görüp icat ettiği bir alet daha var. Bu alet, havan topunun üzerine konulup havan topunun kundağında doğru olup olmadığını ölçmeye yarıyor” diye konuştu.
TRTHABER 09.02.2016