AB Katılım Öncesi Mali Yardım Programı (IPA) kapsamında kurulan Türkiye’nin ilk teknoloji transfer fonu, ekonomik büyümenin hızlanmasına katkı sağlamak amacıyla, katma değeri yüksek yeni teknolojilerin geliştirilmesi için, bir kıvılcım çakacak.
Diffusion Captial Partners (DCP) adlı kuruluş tarafından yönetilecek olan fon, Türkiye’nin ekonomik büyüme hızındaki yavaşlama nedeniyle gündeme gelen “orta gelir tuzağı” ile mücadeleye katkıda bulunmak amacıyla, ekonomiye katma değer sağlayacak, karlı yeni teknolojilere yönelik, sermaye ve sermaye benzeri yatırımlar gerçekleştirecek.
Fonun Türkiye’de faaliyete geçişi ile ilgi düzenlenen basın toplantısında konuşan, Diffusion Captial Partners (DCP) Yönetici Ortağı Haluk Zontul, Nisan ayından bu yana 80-90 civarında teknoloji girişimi incelediklerini, bunlardan 4’üne yatırım için teklif verdiklerini söyledi. Fikri mülkiyet potansiyeli yüksek ileri teknoloji fikirlerine, girişime dönüşmeden önceki erken evreden başlayarak yatırım yapabildiklerini kaydeden Zontul, “Avrupa Yatırım Fonu’nun ana yatırımcısı olduğu bu fon, Türkiye’nin ilk teknoloji transfer fonu olmakla birlikte, aynı zamanda İTÜ ARI Teknokent, Teknopark İstanbul, Bilkent Cyberpark, İstanbul Şehir Üniversitesi TTO ve Sabancı Üniversitesi Inovent gibi, Türkiye’deki üniversitelerden 5 kurumsal kurumsal yatırımcısı olan tek girişim sermayesi fonu olma özelliği taşıyor” şeklinde konuştu. Zontul, yeni teknolojilere yasal olarak 4,5 milyon Avro’ya kadar yatırım yapabileceklerini sözlerine ekledi.
EIF desteğiyle kurulan ilk fon
DCP Fonu’nun ana yatırımcısı olan Avrupa Yatırım Fonu (EIF) bu finansmanı, Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından IPA fonlarından finanse ediliyor. Bu projenin sözleşme makamı Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Dairesi Başkanlığı, IPA-PO olurken, nihai yararlanıcı ise Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu olarak belirleniyor. DCP basın toplantısına katılan EIF Proje Yöneticisi Özlem Çotuk, Avrupa Yatırım Bankası’nın ana hissedarı bulunduğu Avrupa Yatırım Fonu’nun, risk finansmanı yoluyla teknolojik girişimler ve KOBİ’lere destek olduğunu ve bunun için girişim sermayesi fonlarını desteklediklerini anlattı. AB Katılım Öncesi Mali Yardım Programı (IPA) kapsamında Bölgesel Rekabet Edebilirlik Fonu’ndan Türkiye için toplam 50 milyon Avroluk kaynak ayrıldığını anlatan Çotuk, “DCP ilk fon yöneticisi kuruluş oldu, ikinci bir fon kurulup yönetilmesi konusunda da süreç devam ediyor” şeklinde konuştu.
Fonun kurumsal yatırımcılarından İTÜ Arı Teknokent’in Yönetim Kurulu Başkanı olan İTÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Karaca, fona yatırım konusunda hiç tereddüt etmediklerini vurgulayarak, “5600 Ar-Ge personeli, 250 proje ve 150 patent ile 10 yılı aşkın süredir kendi girişimci ekosistemini oluşturan ve Chicago ofisiyle yurt dışına da açılan İTÜ ARI Teknokent’in, bu tür oluşumları desteklemesinin. ikinci faza geçişte önemli bir katkı sağlayacağına inanıyoruz” dedi. Teknopark İstanbul Genel Müdürü İsmail Arı, “1 yıl önce faaliyete geçen teknoparkımızda, 120 şirket, 1500 Ar-Ge personeli ve 300 projeye ulaştık. Bunlardan yüzde 15’i kuluçka aşamasında girişimci, yüzde 35’i ise KOBİ. Yani yüzde 50’si, bu fonun kaynaklarına ihtiyaç duyan ölçekteki firmalar” derken, bugüne kadar kurulmuş en büyük fon olması ve güçlü kurumsal yatırımcılarla, deneyimli yönetimi nedeniyle fona katıldıklarını anlattı. Bilkent Cyberpark TTO Yöneticisi Faruk İnaltekin, 60’ı kuluçka olmak üzere 220 firma ile faaliyet gösterdiklerini belirterek, “Türkiye’de son yıllarda girişim sermayesi fonları ve melek yatırımcı ağları ile destek seçenekleri çoğaldı. Bilişim ve IT, geri dönüşü en hızlı alanlar olduğu için popüler görünmekle birlikte, DCP fonunun nano teknoloji, biyo teknoloji gibi alanlara da yönelmiş olması bizim için değerli “ dedi. İstanbul Şehir Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Ademoğlu, “Başka ülkeler başardıysa biz de başarabiliriz. Amacımız KOBİ’lere ve girişimcilere en uygun yaklaşımla, onları ekosisteme dahil edebilmek” şeklinde konuşurken, Sabancı Üniversitesi Genel Sekreteri Haluk Bal da, “Yunanistan iyi bir ders olmalı. Deniz ve kum yetmiyor. Turizm rezervasyonları yazılımlarını geliştiren yazılım firmaları, otellerden daha karlı olunca, Yunanistan bu duruma düştü. Biz de ya bu gelişimi sağlayacağız, ya da lig düşeceğiz” uyarısında bulundu.