Fetih hazırlıklarının başladığı nokta geleceğe ışık tutacak

0

İstanbul’un fethi için gereken askeri malzemelerinin üretildiği Demirköy Fatih Dökümhanesi’nin büyük bir teknoloji müzesine dönüştürülmesi hedefleniyor. Dönemin en önemli askeri ve teknoloji üslerinden biri olarak gösterilen tarihi dökümhane, fethin 562. yılında ‘Biz hiçbir şey yapamamışız ve her şeyi Avrupa’dan almışız’ algısına karşılık yeni kuşakların özgüven tazelemesi açısından da büyük önem taşıyor.

Kırklareli ili sınırları içerisindeki Demirköy Fatih Dökümhanesi, yedinci Osmanlı padişahı Fatih Sultan Mehmet önderliğinde 562 sene önce başlayan fetih hareketi için gereken askeri hazırlıklara ev sahipliği yapmasıyla biliniyor. Rumeli Hisarı ve Topkapı Sarayı kadar büyük bir tarihi öneme sahip olan Fatih Dökümhanesi, dönemin en önemli teknoloji üslerinden biri olarak gösteriliyor. Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Musa Duman dökümhanenin manevi değerini yorumlarken, Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Fevzi Yılmaz ise teknolojik açıdan taşıdığı öneme vurgu yaptı. Duman ve Yılmaz, tarihi dökümhanenin özellikle gelecek kuşaklara özgüven kazandıracak ve geçmişle bugün arasında bir köprü görevi üstlenecek teknoloji müzesi olması gerektiği konusunda fikir birliği yaptı.

 

“FETHİN VE FATİH’İN MİRASI”
Fatih Dökümhanesi’ni fethin ve Fatih’in mirası olarak değerlendirmek gerektiğini söyleyen Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Musa Duman, dönemin askeri teçhizatını üreten dökümhanenin, bilim tarihi açısından taşıdığı öneme vurgu yaptı. Dökümhanenin, özellikle genç kuşaklara özgüven kazandıracağını belirten Duman, buradan alınması gereken mesaja da dikkat çekti. Fetih bilincine sahip yeni kuşaklar yetiştirmek adına dökümhanenin tarihi bir öneme olduğunu söyleyen Duman,“Fetih sadece insan gücüyle sahip değil, teknik altyapı ve gerekli malzemelerle gerçekleşti. Bu dökümhaneyi, sırlarla korunan bir silah fabrikası olarak düşünebiliriz. İstanbul’un fethi; surlara gelen topun nerede imal edildiği, nasıl yapıldığı ve hangi mühendislik harikası bilgilerin kullanıldığı düşünüldüğünde daha büyük bir anlam ifade ediyor” diye konuştu.

 

“BÜYÜK BİR TEKNOLOJİ MÜZESİNE DÖNÜŞMELİ”
Fatih Dökümhanesi’nin büyük bir teknoloji müzesine dönüştürülmesi gerektiğini belirten Prof. Dr. Duman, “2010’dan itibaren burada kazı çalışmaları başladı ama ne yazık ki sadece yazın 1 ay boyunca kazıya devam edildiği için yavaş ilerliyor. Bu çalışmaların hızlandırılması ve buranın büyük bir teknoloji müzesine dönüştürülmesi gerekiyor. Son yıllarda özellikle ‘Biz hiçbir şey yapamamışız ve her şeyi Avrupa’dan almışız’ gibi bir aşağılık kompleksine kapıldığımız bir zamanda bu tür mekanlar bizim özgüven tazelememiz için önemli bir rol oynuyor. Gençlerimize bunu kazandırmak zorundayız” dedi.

 

“ÇAĞININ 100 SENE İLERİSİNDE”
Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Fevzi Yılmaz ise Fatih Dökümhanesi’nin 17. yüzyılda Osmanlı’nın en önemli askeri ve sınai teçhizatının üretildiği bir merkez hüviyetine sahip olduğunu söyledi. Yerli ve yabancı birçok kaynağına göre Fatih döneminde kullanılan askeri teknolojinin çağının 100 sene ilerisinde olduğunu söyleyen Prof. Dr. Yılmaz, “Fatih Dökümhanesi, bize teknoloji tarihi hakkında önemli bilgiler veriyor. Buradaki tarihi kayıtlar ve arkeolojik çalışmalar, hem bakır hem de demir madenciliği izleri taşıyor. O asır için tümüyle yeni olan şeyler bu dökümhanede yapılmış. Kayıtlara göre burada daha çok humbara dediğimiz el bombası gibi öğeler, dövülmüş ve dökülmüş demir ürünleri ve top gülleleri üretilmiştir. Fatih döneminde özel soğutma sistemleri, yağlama sistemleri, su kuvvetinden yararlanılan sistemler ve dikkat isteyen maçalı döküm sistemleri geliştirilmiştir. Yüzde 10 kalaylı bakır alaşımının dökümü bile o zaman için başlı başına çok yeni bir olay. Dökümün sonlarına doğru ‘mayalık’ denilen aşılama malzemesinin akıl edilmesi de çok dikkat çekiyor” diye konuştu.

 

“DENİZ VE KARA YOLUYLA TAŞINDI”
Dökümhanede üretilen askeri malzemenin İstanbul’a deniz ve kara yoluyla ulaştırıldığını söyleyen Yılmaz, “O dönemde mineralleri çıkarmak ve onları ergitmek, dökmek, taşımak çok zordu. Genellikle katır, öküz ve manda arabalarıyla ve eziyetli bir süreçle ürünler naklediliyordu. Dökümhane, su kıyısına yakın olduğu için deniz yoluyla da taşıma sağlandı” dedi.

Daha bilinçli, yenilikçi ve teşebbüs ruhuna sahip bir genç kuşak yetiştirmek için Fatih Dökümhanesi’nin taşıdığı öneme vurgu yapan Fevzi Yılmaz, “Küreselleşmenin geliştiği ve uluslararası ilişkilerin büyük önem kazandığı günümüzde teknolojiye sahip olmak, bağımsızlığın ana unsurlarından biri olarak öne çıkıyor. Türkiye son yıllarda bu yönde ataklar, yatırımlar ve hamleler yapıyor. Bu dökümhane özgüven aşılayan ve gençlerimiz için motivasyon unsurları içeren çok önemli bir alan. Burayı aslına uygun şekilde düzenliyerek; daha bilinçli, yenilikçi, teşebbüs ruhuna sahip bir genç kuşak yetiştirmeliyiz. Kendi değerlerimizden ve insanlarımızdan gurur duymamız gerektiğini özellikle vurgulamalıyız. Atalarımız çok zor şartlarda çok şeyi başarmışlar, bunları küçümsemeyelim ve önemseyelim” diye konuştu.

İHA – 06.06.2015

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here