Robotlar 50 senedir işlerimizi elimizden alıyor, peki neden şimdi endişelenmeye başladık?

0

Yapay zekalar, robotlar, akıllı makineler… Her geçen gün, bu kelimeler hayatımızı değiştirmeye devam ediyor. İş hayatlarımız da buna dahil. Gelişen teknolojiyle, 1960’lardan bu yana robotlar, işlerimizi elimizden alıyor. Peki senelerdir kitlesel işsizliğe sebep olan bu robotlar bir sorun gibi gözükmezken şimdi neden politikacılar ve iş dünyası liderleri için büyük bir endişe haline geldi?

Gerçek şu ki , robotik işgücünün bizimle mi, yoksa bize karşı mı olacağını belirlemek bizim elimizde. Bu durumda ortaya bir soru çıkıyor, “bu robotlar gerçekte ne?”. Bilimkurgu çoğu zaman robotları, insanlarla aynı işleri yapmak üzere tasarlanmış androidler olarak betimlerken, aslında robotlar çok daha özelleşmiş formlara sahip hale gelebilen makineler. Geleneksel 20. yüzyıl robotları, otomatik makineler ve fabrikalarda otomobil üretimine yardımcı olan robotik kollardı.  21. yüzyılın ticari robotları ise süpermarketlerde kasalarda çalışabilen, depolarda araçlara yol gösterebilen, hatta insanların karşılaştığı zaman şaşkınlıkla ve merakla baktığı;  restaurantlardan evlere yemek servisi yapmak üzere yola çıkan robotlardan oluşuyor.

Aslında biz insanlar tam anlamıyla gereksiz hale gelmedik diyebiliriz, evet bu robotlar çok verimli olabilirler fakat gerçek bir zekaya sahip değiller. Düşünemiyorlar, sadece hareket ediyorlar, ve bunu da bizim belirlediğimiz belli sınırlar içerisinde, belli programlama sayesinde yapabiliyorlar.  İnsanların hala robotların üzerinde çalışmaya, makinelerin yapamayacağı işleri yapmaya ve bozulduklarında onları tamir etmeye ihtiyacı var. Fakat bu bütün düzen;  birden fazla işe adapte olabilen, daha akıllı, daha programlı, değerli robotların gelmesi ile tamamen değişecek. Bu değişim, yeni bir endüstriyel devrim yaratacak kadar önemli olacak.

Endüstri 4.0

Endüstri 4.0 ‘ın şuan içinde bulunduğumuz bu dönemi, ellerimizde olan, neredeyse tüm donanımlara sahip cep telefonlarımızın kabiliyetlerini de sağlayabilen teknolojik gelişmelere dayanıyor. Düşük maliyetli ve yüksek güce sahip bilgisayarlar, yüksek hızlı iletişim ve yapay zekanın bir karışımıdır. Ve bu, farklı görevlere uyum sağlayabilen daha iyi algılama ve iletişim yeteneklerine sahip robotlar üretilmesini sağlar, hatta insanların girdisi olmadan talebi karşılamak için koordine olan robotları bile…

Tartışmasız robotların en çok ilerleme kat ettiği üretim sektöründe, geleneksel robotlarda; tek, sabit, yüksek hızlı operasyonlara odaklanıldı ve bunları çalıştırabilmek, sürdürebilmek için de çok fazla nitelikli insan gücüne gerek duyuldu. Endüstri 4.0 da ise makineler esnek, işbirlikçi ve nispeten daha bağımsız çalışabilir halde, bu da sonuç olarak çok nitelikli bir işgücü gereksinimini ortadan kaldırır duruma getirdi.

Büyük ölçekli üretim işletmeleri için Endüstri 4.0, robotların kendi ortamlarını algılayabilecekleri , uzaktan çalıştırabilecekleri, endüstriyel bir ağ üzerinde iletişim kurabilecekleri,  herhangi bir robot üzerinde aksaklık yaşandığı zaman diğer robotların sistematik olarak algılayabileceği ve birbirlerini yenileyerek, bakımını yapabileceği; verimsizlik, zaman kaybı gibi durumları ortadan kaldırabileceği, her şeyin bir sistem üzerinde ilerleyebileceği, anlamına geliyor.

Küçük-orta ölçekli üretim işletmelerinde ise; Endüstri 4.0, robotları daha ucuz ve daha kullanışlı hale getirecek.  Bu işletmelerde makineler, birden fazla iş gerçekleştirmek üzere yeniden yapılandırılan, daha çok çeşit ürün yelpazesine sahip ve farklı üretim hacimlerinde çalışacak şekilde ayarlanılabilen hale gelecek.

Nitekim bu makineler daha akıllı hale gelmesine rağmen hala bizler kadar zeki değiller. Günümüzün endüstriyel yapay zekası sınırlı bir şekilde çalışmaktadır, ayrıca makinelerin hareketleri, onları bizim kadar zeki ve gelişmiş gibi gösterse de, bu makinelerin dizaynını da, zekasını da, şuan, biz insanlar belirliyoruz. Bu da şuanlık göz ardı edilmemesi gereken unsur.

Yapay zekalı robotlar hakkında bir sonraki bilmemiz gereken şey de “derin öğrenme” , yapay zekanın bir sonraki aşaması denilebilir, yabancı kaynaklarda “deep learning” olarak geçen bu kavram, birbirine benzeyen büyük veri analizlerinin, eş zamanlı olarak büyük miktarda veriyi işleme alabilen ve yapılması gereken en iyi işlemin ne olduğuna karar verebilme yetisine sahip olan bir teknoloji aklıdır. Makine verilerden bilgileri öğrenir, bunu değerlendirebilir, karar verme becerisini ortaya koyar. Son zamanlarda duyduğumuz Google’ın sürücüsüz arabası, Tesla’nın otomatik pilotu, gibi teknolojik yenilikler derin öğrenme sayesinde, üzerindeki sensör görevi gören radar, kamera gibi nesnelerden veri toplayıp bunları işlemesiyle, karar vermesiyle olmaktadır. Derin öğrenmenin başka bir mükemmel örneği ise bir çeşit stratejik-zeka oyunu olan “Go” oyununun, en başarılı ve  en büyük oyuncusunu yenen Google programı “AlphaGo” olarak gösterilebilir.

Üretim de yapay zekanın uygulanmasını sağlayan dönüm noktası ise; “GPU” denilen (Grafik İşlemci Ünitesi) özel mikroçiplerdir. Bu mikroçipler, derin öğrenme için aşırı derecede hızlı veri toplama imkanı sağladı. Görüldüğü gibi, robot teknolojisinde uçsuz bucaksız bir ilerleme, gelişme her daim mevcut, daha da gidilecek çok yol var, bu yüzden büyük sanayi şirketleri, bu teknolojiyi daha da geliştirmek, ilerletmek için çok sayıda bilim adamı işe almaya da devam ediyorlar.

Endüstriye Etkiler

Endüstri 4.0 teknolojisi daha akıllı ve daha yaygın hale geldiğinde, üreticiler doğal olarak ucuz maliyetli, çok amaçlı kullanılabilen, iş ile her zaman işbirliği halinde olan akıllı makineleri üretim sahasına koyacak ve yaygınlaştıracaktır. Bu durum, yeni yüksek kaliteli ürünler ve dijital servis sağladığı için endüstriyel büyümeye ve pazar rekabetçiliğine yol açacaktır.

Kendi başına çalışabilecek potansiyele sahip, daha akıllı bir robotik işgücünün, üretim sanayisi üzerinde yaratacağı etki hala tartışmaya açık haldedir ve hangi sonuçların doğacağı kesin olarak saptanamamıştır. Yapay zeka, -bilim kurgudan bildiğimiz şekliyle- henüz emekleme aşamasındadır. Robotların, insan düşüncesini taklit etmeyi başarabilen,  gerçek gibi gözüken yapay zekalara ulaşması en erken 22. yüzyılda olabilir gibi gözüküyor.

En iyi şekilde, Endüstri 4.0; tekrarlayıcı işleri ortadan kaldırarak,  insanlara daha iyi bir iş ortamı sağlayabilecek, çalışan insanların işlerinde daha başarılı hale gelmesi için yardımcı olabilecek, başarı elde etmesine olanak verecekti. Teorik olarak da, insanlarda iş geliştirme, yaratıcılık ve bilim üzerine daha fazla odaklanmayı sağlayacaktı. Ve biz  insanoğlu, geçmişte, insanları işten çıkaracak gibi gözüken bu teknolojiye karşı, genellikle bu robotlara karşı daha fazla eğitim alarak, adapte olup, çözüm bulabildik.

Fakat şimdi, Endüstri 4.0 robotları kendi başlarına çalışabilecek durumda olabilecekler, bize ihtiyaç duymayacakları bir teknoloji içinde olacaklar. Ve bizler, -çoğu üretim sektöründe çalışanlar olmak üzere- çok fazla sayıda işsiz göreceğiz. Bu durumda da o zaman, insan işgücünün korunması ve işsizlik oranın çok fazla artış göstermemesi için, çalışan robotlara karşı vergi yüklemesi gibi bu tarz politik hamleler göreceğiz gibi bir duruyor.

Sonuç olarak, emek piyasası için olumsuz gibi görünse de yeni robot teknolojilerinin tüm yaşamı ve iş hayatını derinden etkileyeceği kuşkusuz. Umalım ki, biz insanlar teknolojiyi ve getirilerini en iyi yönde, en zararsız şekilde kullanmayı başarabilelim..

Kaynakça:

 

http://www.bilim.org  Şule Çetin  07.08.2017

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here